Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | fazla kalmak | outstay v. |
General | fazla kalmak | overstay v. |
Archaic | ||
Archaic | fazla kalmak | overstand v. |
Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | gereğinden fazla kalmak | overstay v. | ||
Tom has overstayed his welcome. Tom gereğinden fazla kaldı. More Sentences |
||||
General | misafir fazla kalmak | overstay one's welcome v. | ||
General | misafir fazla kalmak | outstay one's welcome v. | ||
General | fazla uzun kalmak | sit out v. | ||
General | -den daha fazla kalmak | outstay v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | gereğinden fazla kalmak | sit out v. | ||
Phrasals | (iki veya daha fazla şey/kişi) arasında kararsız kalmak | split between (two or more people or things) v. | ||
Phrasals | (iki veya daha fazla şey/kişi) arasında kalmak | split between (two or more people or things) v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | bir sorunu çözmek için belli bir miktar parayı harcamaktan kaçınırken uzun vadede problem büyüdüğünde daha fazla para harcamak zorunda kalmak | be penny-wise and dollar-foolish v. |