günde bir - Turco Inglés Diccionario

günde bir

Significados de "günde bir" en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)

Turco Inglés
General
günde bir once a day adv.
Drink this soup once a day for about one month.
Yaklaşık bir ay boyunca bu çorbadan günde bir defa için.

More Sentences
Computer
günde bir days n.
She goes to the supermarket every three days.
Her üç günde bir süpermarkete gidiyor.

More Sentences
Medical
günde bir quaque die expr.
Pharmaceutics
günde bir qd (quāque diē) abrev.

Significados de "günde bir" con otros términos en diccionario inglés turco: 101 resultado(s)

Turco Inglés
General
iki günde bir every other day adv.
I take a bath every other day.
İki günde bir banyo yapıyorum.

More Sentences
günde bir kere once a day adv.
I've heard that you shouldn't eat red meat more than once a day.
Günde bir kereden fazla kırmızı et yememeniz gerektiğini duymuştum.

More Sentences
birkaç günde bir every few days adv.
He comes here every few days.
Birkaç günde bir buraya geliyor.

More Sentences
günde bir kez once a day adv.
I bathe once a day.
Günde bir kez yıkanırım.

More Sentences
iki günde bir every second day adv.
I go to the dentist every second day.
Her iki günde bir diş hekimine giderim.

More Sentences
Idioms
birkaç günde bir every few days adv.
Tom comes here every few days.
Tom buraya birkaç günde bir gelir.

More Sentences
günde bir elma (doktoru uzak tutar) apple a day expr.
An apple a day keeps the doctor away.
Günde bir elma, doktoru uzak tutar.

More Sentences
General
üç günde bir olan nöbet tertian n.
on beş günde bir olan hafif gelgit neap n.
onbeş günde bir olan hafif gelgit neap n.
onbeş günde bir olan hafif gelgit neap tide n.
bir kişinin bir günde yapabildiği iş miktarı man-day n.
belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi) odd-even rationing n.
belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi) even odd rationing n.
üç günde bir olan tertian adj.
on beş günde bir oluşan (gelgit) neap adj.
her üç günde bir olan triduan adj.
her üç günde bir yapılan tridaily adj.
14 günde bir gerçekleşen fortnightly adj.
sekiz günde bir olan octan adj.
sekiz günde bir gerçekleşen octan adj.
bir günde gönderilen overnight adj.
belirli bir günde pişirilmiş olan du jour adj.
yarım günde bir meydana gelen semidiurnal adj.
her yarım günde bir gelişen semidiurnal adj.
her on dört günde bir görünen fortnightly adj.
on dört günde bir olan fortnightly adj.
dört günde bir every four days adv.
birkaç günde bir in every few days adv.
iki günde bir on alternate days adv.
günde bir tane one a day adv.
günde bir tane one piece a day adv.
günde bir tane one per day adv.
birkaç günde bir every several days adv.
birkaç günde bir once per several passing days adv.
on günde bir once every ten days adv.
on günde bir every ten days adv.
her iki günde bir every two day adv.
iki günde bir every two days adv.
iki günde bir once in two days adv.
her iki günde bir once in two days adv.
her iki günde bir once every two days adv.
iki günde bir once every two days adv.
her iki günde bir every two days adv.
sabah bir akşam bir olmak üzere günde iki kere twice daily once in the morning and once in the evening adv.
sıradan bir günde in an ordinary day adv.
on dört günde bir fortnightly adv.
on beş günde bir hafta sonu every other weekend adv.
15 günde bir once every 15 days adv.
15 günde bir every 15 days adv.
2 günde bir every two days adv.
on beş günde bir every 15 days adv.
iki günde bir once in two days adv.
Phrases
yağmurlu bir günde on a rainy day expr.
Proverb
günde bir elma doktoru uzak tutar an apple a day keeps the doctor away
günde bir elma doktoru uzakta tutar an apple a day keeps the doctor away
güneşli bir günde evlenmek şans getirir happy is the bride that the sun shines on
roma bir günde kurulmadı rome wasn't built in a day
roma bir günde kurulmadı rome was not built in a day
Colloquial
bir günde dört mevsim four seasons in one day n.
günde bir saat one hour a day adv.
bir günde yeterince hata yapmadın mı? haven't you made enough mistakes for one day? expr.
iki günde bir every two days expr.
bir günde sadece 24 saat var there are only 24 hours in a day expr.
her şeyi bir günde yapamazsın there are only 24 hours in a day expr.
(belirtilen günde) bir şey yapıyor musun/yapacak mısın? are you doing anything (on a particular day)? expr.
(belirtilen günde) bir işin/planın var mı? are you doing anything (on a particular day)? expr.
Idioms
(bir günde) 8 saatten az çalışmak keep banker's hours v.
günde bir elma (doktoru uzak tutar) an apple a day [cliché] expr.
günde bir elma (sağlığa iyi gelir) an apple a day [cliché] expr.
günde bir elma (doktoru uzak tutar) an apple a day [cliché] expr.
günde bir elma (sağlığa iyi gelir) an apple a day [cliché] expr.
Speaking
bir tavuk bir günde kaç defa yumurtlar? how many eggs does a chicken lay per day? expr.
neden son günde böyle bir şey olmak zorunda ki? why did this have to happen on the last day? expr.
(yine böyle) bir gün/günde one of these days expr.
size hafta içi bir günde neler yaptığımı anlatacağım I'll tell you what I do on a weekday expr.
size hafta içi bir günde neler yaptığımı anlatacağım I will tell you what I do on a weekday expr.
Trade/Economic
(londra borsasında) ödemeyi yeni bir sözleşmeye kadar ertelemesi için alıcının satıcıya sabit bir günde ödediği prim veya faiz continuation n.
Law
belirli bir günde bir hakim huzuruna çıkma sözü vadimony n.
belirli bir günde bir hakım huzuruna çıkma taahhüdü vadimony n.
Politics
meclis ya da kurulun bir günde yapacağı işleri gösteren liste docket agenda n.
meclis ya da kurulun bir günde yapacağı işleri gösteren liste docket n.
Tourism
bir günde tamamlanan kısa gezi day out n.
Technical
bir günde üretilen emeğin birimi day n.
beş günde bir olan quintan adj.
her altı günde bir olan sextan adj.
Television
günde 24 saat yayın yapan amerikalı bir televizyon müzik kanalı mtv (music television) n.
Medical
üç günde bir oluşan tertian adj.
üç günde bir gelen tertian adj.
dört günde bir tekrar eden quartan adj.
Pathology
her dokuz günde bir meydana gelen ateşli hastalık nonary n.
dört günde bir nöbeti tutan sıtma quartan n.
her sekiz günde bir tekrar eden yüksek ateş octan n.
hem üç günde bir hem de günlük tekrar eden sıtma semitertian [obsolete] n.
dört günde bir tekrarlayan (ateş) quintan adj.
her sekiz günde bir tekrar eden yüksek ateş ile ilgili octan adj.
hem üç günde bir hem de günlük tekrar eden sıtma özellikleri gösteren semitertian adj.
History
eski roma'da sekiz günde bir kurulan halka açık Pazar nundine n.
Religious
bir kişinin ölümünü takip eden 30. günde anısına düzenlenen ayin trental n.
(niçiren budizmi'nde) günde iki kere yapılan bir ayin gongyo n.
Abbreviation
günde bir ton tpd (tons per day) n.