Historia

haksızlık

Significados de "haksızlık" en diccionario inglés turco : 28 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	haksızlık	injustice n.
General
2	General	haksızlık	invidiousness n.
3	General	haksızlık	inequity n.
4	General	haksızlık	iniquitousness n.
5	General	haksızlık	gratuitousness n.
6	General	haksızlık	injustice n.
7	General	haksızlık	unjustness n.
8	General	haksızlık	tortuosity n.
9	General	haksızlık	unfairness n.
10	General	haksızlık	wrongfulness n.
11	General	haksızlık	iniquity n.
12	General	haksızlık	tortuousness n.
13	General	haksızlık	wrong n.
14	General	haksızlık	wrongdoing n.
15	General	haksızlık	tort n.
16	General	haksızlık	unjustice n.
17	General	haksızlık	unrighteousness n.
18	General	haksızlık	unequity n.
19	General	haksızlık	unrightfulness n.
20	General	haksızlık	malicho [obsolete] n.
21	General	haksızlık	mallecho n.
22	General	haksızlık	malum n.
23	General	haksızlık	plight [dialect] n.
Colloquial
24	Colloquial	haksızlık	horse pucky [us] n.
Trade/Economic
25	Trade/Economic	haksızlık	injury n.
Law
26	Law	haksızlık	civil wrong n.
27	Law	haksızlık	tort n.
Politics
28	Politics	haksızlık	grievance n.

Significados de "haksızlık" con otros términos en diccionario inglés turco: 76 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	haksızlık eden	wrongdoer n.
2	General	haksızlık eden kimse	wrongdoer n.
3	General	tarafgirlikten ileri gelen haksızlık	partiality n.
4	General	haksızlık etme	wrongdoing n.
5	General	ağır haksızlık	gross injustice n.
6	General	büyük haksızlık	gross injustice n.
7	General	haksızlık karşısında öfkelenme	indignation n.
8	General	haksızlık yapan kimse	tort-feasor n.
9	General	büyük bir haksızlık ya hakaretten kaynaklı hiddet	ultrage n.
10	General	haksızlık eden	wronger n.
11	General	haksızlık eden kimse	wronger n.
12	General	haksızlık eden kimse	misdoer n.
13	General	haksızlık eden kimse	faulter n.
14	General	haksızlık etmek	hit below the belt v.
15	General	birine haksızlık etmemek	give someone his due v.
16	General	haksızlık etmek	be unfair v.
17	General	haksızlık etmek	be unfair to v.
18	General	birine haksızlık etmek	give someone a raw deal v.
19	General	birine haksızlık etmek	do someone an injustice v.
20	General	haksızlık yapmak	wrongdo v.
21	General	haksızlık etmek	wrong v.
22	General	haksızlık etmek	do wrong v.
23	General	haksızlık etmek	do somebody an injustice v.
24	General	haksızlık etmek	victimize v.
25	General	kendine haksızlık etmek	be unjust to oneself v.
26	General	kendine haksızlık etmek	be unfair to oneself v.
27	General	kendine haksızlık etmek	be hard on yourself v.
28	General	haksızlık etmek	victimise v.
29	General	haksızlık etmek	aguilt v.
30	General	haksızlık etmek	wrang [scotland] v.
31	General	haksızlık etmek	misbede v.
32	General	haksızlık yapmak	injure v.
33	General	haksızlık yapmak	injury [obsolete] v.
34	General	haksızlık edilmiş	wronged adj.
Phrasals
35	Phrasals	haksızlık etmek	bounce around v.
36	Phrasals	(bir şeyde) haksızlık yapmak	cheat at (something) v.
37	Phrasals	(bir şeyde) haksızlık yapmak	cheat on (someone or something) v.
38	Phrasals	birine/bir şeye haksızlık etmek	dump on someone/something v.
Proverb
39	Proverb	haksızlık er geç ortaya çıkar/önünde sonunda cezasını bulur	mills of the gods grind slowly, but they grind exceedingly fine
40	Proverb	haksızlık er geç ortaya çıkar/önünde sonunda cezasını bulur	mills of the gods grind slowly
Idioms
41	Idioms	haksızlık yapmak	treat someone as a kick in the teeth v.
42	Idioms	haksızlık edilmek	get a raw deal v.
43	Idioms	(yolsuzluk, haksızlık) yapıldığını bilip müdahale etmemek	sit back and (do something) v.
44	Idioms	biraz/büyük haksızlık olmak	be a bit steep v.
45	Idioms	biraz/büyük haksızlık olmak	be rather steep v.
46	Idioms	biraz/büyük haksızlık olmak	be a bit/rather steep v.
47	Idioms	(birine) haksızlık olmak	be hard on (one) v.
48	Idioms	birine haksızlık olmak	be hard on somebody v.
49	Idioms	(kendine/birine) haksızlık etmek	do (oneself or someone) an injustice v.
50	Idioms	kendine haksızlık etmek	do yourself an injustice v.
51	Idioms	birine haksızlık etmek	do somebody an injustice v.
52	Idioms	birine/bir şeye haksızlık etmek	dump all over someone/something v.
53	Idioms	(birine) haksızlık yapmak	give (one) the shaft v.
54	Idioms	birine haksızlık yapmak	give somebody the shaft [us] v.
55	Idioms	birine haksızlık etmek	kick somebody in the teeth v.
56	Idioms	birine haksızlık yapmak	kick someone in the teeth v.
57	Idioms	(ama) bu haksızlık!	it's a bit steep! expr.
58	Idioms	(ama) bu haksızlık!	that's a bit steep expr.
59	Idioms	bu haksızlık	it's not cricket expr.
60	Idioms	bu haksızlık	that's not cricket expr.
Speaking
61	Speaking	bu haksızlık ama	that's not fair n.
62	Speaking	bu haksızlık!	this isn't fair! expr.
63	Speaking	bu haksızlık!	no fair! expr.
64	Speaking	bu haksızlık!	that isn't fair! expr.
65	Speaking	haksızlık ama bu	that doesn't sound fair expr.
66	Speaking	onun yaptığı haksızlık	it's unfair of him expr.
67	Speaking	kendine haksızlık ediyorsun	you are being unfair to yourself expr.
Law
68	Law	adli haksızlık	legal injury n.
69	Law	haksızlık etme	malfaisance n.
Religious
70	Religious	(katolik kilisesi'nde) ayrıcalıklı sınıflara mensup kimseleri açıktan yapılan haksızlık veya zorbalığa karşı adli sürece başvurmadan savunması için papa tarafından atanan yargıç	conservator n.
Slang
71	Slang	haksızlık etmek	fuck over v.
72	Slang	haksızlık etmek	frack over v.
73	Slang	gerçekten/büyük haksızlık	so suck exclam.
British Slang
74	British Slang	birine haksızlık etmek	dump all over someone v.
75	British Slang	haksızlık yapmak	shaft v.
Modern Slang
76	Modern Slang	bu haksızlık değil mi?	ain't that some shit? exclam.