her fırsatta

Significados de "her fırsatta" en diccionario inglés turco : 5 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	her fırsatta	at every turn adv.
He opposes me at every turn. Her fırsatta bana karşı çıkıyor. More Sentences
Colloquial
2	Colloquial	her fırsatta	at every opportunity expr.
We have been consulted at every opportunity. Bize her fırsatta danışıldı. More Sentences
3	Colloquial	her fırsatta	on every occasion expr.
On every occasion in the past, the Commission has always highlighted the following basic principles. Komisyon geçmişte her fırsatta aşağıdaki temel ilkelerin altını çizmiştir. More Sentences
General
4	General	her fırsatta	on all occasions adv.
5	General	her fırsatta	whenever possible adv.

Significados de "her fırsatta" con otros términos en diccionario inglés turco: 18 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Colloquial
1	Colloquial	eline geçirdiği her fırsatta	every chance he/she gets expr.
2	Colloquial	eline geçen her fırsatta	at every (possible) opportunity expr.
3	Colloquial	eline geçirdiği her fırsatta	at every (possible) opportunity expr.
4	Colloquial	eline geçen her fırsatta	every chance he/she gets expr.
5	Colloquial	yakaladığı her fırsatta	at every (possible) opportunity expr.
6	Colloquial	yakaladığı her fırsatta	every chance he/she gets expr.
Slang
7	Slang	birine karşı aşırı hayranlık besleyen ve her fırsatta onu öven kişi	dick rider n.
8	Slang	birine karşı aşırı hayranlık besleyen ve her fırsatta onu öven kişi	meat rider n.
9	Slang	birine karşı aşırı hayranlık besleyen ve her fırsatta onu öven kişi	meatrider n.
10	Slang	birine karşı aşırı hayranlık besleyen ve her fırsatta onu öven kişi	dickrider n.
11	Slang	bir kişiye karşı aşırı derecede hayranlık besleyip her fırsatta onu övme	dick riding n.
12	Slang	bir kişiye karşı aşırı derecede hayranlık besleyip her fırsatta onu övme	dickriding n.
13	Slang	bir kişiye karşı aşırı derecede hayranlık besleyip her fırsatta onu övme	meat riding n.
14	Slang	bir kişiye karşı aşırı derecede hayranlık besleyip her fırsatta onu övme	meatriding n.
15	Slang	bir kişiye karşı aşırı derecede hayranlık besleyip her fırsatta onu övme	glazing n.
16	Slang	birine karşı aşırı derecede hayranlık beslemek ve her fırsatta onu övmek	meatride v.
17	Slang	birine karşı aşırı derecede hayranlık beslemek ve her fırsatta onu övmek	dickride v.
18	Slang	bir kişiye karşı aşırı derecede hayranlık besleyip her fırsatta onu övmek	glaze v.