Turco | Inglés | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | içine bırakmak | deposit in v. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | bir şeyi bir şeyin içine bırakmak | store something in something v. |
Phrasals | kendini bir şeyin içine atmak/bırakmak | plunge in v. |
Phrasals | (bir şeyi bir şeyin) içine bırakmak | deposit (something) in (something) v. |
Phrasals | (bir şeyi bir şeyin) içine bırakmak | deposit (something) into (something) v. |
Phrasals | (birini/bir şeyi bir şeyin) içine girmek zorunda bırakmak | force (someone or something) into (something) v. |
Phrasals | (birini/bir şeyi bir şeyin) içine koymak/bırakmak | put (someone or something) inside (something) v. |
Phrasals | içine koymak/bırakmak | set into v. |
Phrasals | (bir şeyin) içine koymak/bırakmak | set into (something) v. |
Speaking | ||
Speaking | onu burada bırakmak içine siniyor yani? | do you feel comfortable leaving her here? expr. |