ikinci olan - Turco Inglés Diccionario
Historia

ikinci olan



Significados de "ikinci olan" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
Colloquial
ikinci olan first loser n.

Significados de "ikinci olan" con otros términos en diccionario inglés turco: 77 resultado(s)

Turco Inglés
General
ikinci dereceden olan tali şeyler nonessentials n.
ikinci derecede olan şey adjunct n.
on, on bir ve on ikinci sınıfların karşılığı olan okul, lise senior high school n.
ikinci olan kimse second n.
asıl işten farklı ikinci bir gelir kaynağı olan iş sideline n.
sıralamada ikinci olan şey beta n.
ikinci derecede olan backburner n.
ikinci derecede olan şey accidental n.
seri veya dizide on ikinci olan şey twelve n.
ikinci derecede olan kimse underscrub n.
yarışta ikinci, üçüncü veya dördüncü olan yarışmacılar runners-up n.
dört yıllık müfredatı olan okulda ikinci veya üçüncü yılındaki öğrenci middler n.
ikinci derecede olan secondary adj.
ikinci derecede olan side adj.
ikinci derecede önemi olan circumstantial adj.
ikinci derecede olan incidental adj.
ikinci derecede olan second-rate adj.
ikinci derece statüsü olan associate adj.
ikinci kalite olan second-class adj.
ikinci sınıf olan second-class adj.
abd'li bir ailenin ikinci kuşak üyesi olan second-generation adj.
ikinci sırada olan semiclassical adj.
kırk ikinci sırada olan forty-second adj.
birinci ve ikinci dünya savaşları arasında olan interwar adj.
düzenli bir kimyasal bileşik serisinde ikinci olan anlamı veren ön ek deut- pref.
düzenli bir kimyasal bileşik serisinde ikinci olan anlamı veren ön ek deuto- pref.
Idioms
hep ikinci sırada olan always the bridesmaid adj.
hep ikinci sırada olan always the bridesmaid adj.
hep ikinci sırada olan always the bridesmaid, never the bride expr.
hep ikinci sırada olan always the bridesmaid, never the bride expr.
Trade/Economic
avrupa'nın ikinci dünya savaşı sonrası ekonomik olarak iyileşmesi için abd dışişleri bakanı george marshall tarafından tasarlanmış olan para yardımı programı marshall plan 1948 n.
Law
ikinci dereceden bir ipotek ile sağlanmış olan alacaklı second mortgagee n.
Politics
doğum oranında artış olan zaman dilimi (bilhassa ikinci dünya savaşı sonrası dönem) baby boom n.
(bir seçimde) kazanması en muhtemel olan adayı yenilgiye uğratmak amacıyla, tuttulan partiye değil ikinci güçlü partiye oy verilmesi tactical voting n.
ikinci dünya savaşı'nda fransa'nın işgali sırasında nazilere karşı mücadele vermiş olan gizli bir fransız direniş hareketi maquis n.
ikinci dünya savaşı'nda fransa'nın işgali sırasında nazilere karşı mücadele vermiş olan gerilla savaşçısı maquisard n.
seçimde ikinci derece göreve aday olan kimse running-mate n.
Technical
başlıca görevi ikinci derece elektronlar yaymak olan elektrot dynode n.
ikinci derecede olan inferior adj.
Architecture
iyon ve korint düzeninde sütunların altında yer alan ve yatay olarak kaideden daha küçük olan ikinci bir kaide scamillus n.
Medical
ikinci evrede olan secondary adj.
Anatomy
ikinci brankial ark olan hyoid adj.
Physics
ikinci nesil element fermiyonlarından olan negatif yüklü bir lepton mu lepton n.
Chemistry
benzer özelliklere sahip izomer veya molekül grubunda ikinci konumda olan beta adj.
Marine Biology
peygamberdevesini andıran ikinci bir çift büyük önayağa sahip olan, stomatopoda takımına mensup çeşitli karides benzeri kabuklulara verilen ad mantis crab n.
peygamberdevesini andıran ikinci bir çift büyük önayağa sahip olan, stomatopoda takımına mensup çeşitli karides benzeri kabuklulara verilen ad mantis shrimp n.
Astronomy
büyük ayı takımyıldızının ikinci en parlak bileşeni olan bir yıldız grubu alpha ursae majoris n.
büyük ayı takımyıldızının ikinci en parlak bileşeni olan bir yıldız grubu dubhe n.
Agriculture
bir önceki baharda yeni sürülmüş olan çayırı sonbaharda ikinci kez sürmek backset v.
Education
(çok başarılı olan ilk seneye oranla) okuldaki ikinci senesinde öğrencinin performansının düşüşe geçmesi sophomore slump n.
(çok başarılı olan ilk seneye oranla) okuldaki ikinci senesinde öğrencinin performansının düşüşe geçmesi sophomore jinx n.
lise ikinci sınıfta olan second-year [us] adj.
üniversitede ikinci yılı olan second-year [us] adj.
lise ikinci sınıfta olan sophomore adj.
üniversitede ikinci yılı olan sophomore adj.
Linguistics
ilk hecesinde uzun ünlü ikinci hecesinde kısa segol işareti olan ibranice sözcük segholate n.
ibrani alfabesinin yirmi ikinci harfinin diğer sami alfabelerindeki karşılığı olan harf shin n.
kısmen birinci, kısmen ikinci heceye ait olan (ses) ambisyllabic adj.
History
(ikinci dünya savaşında) ana dilini temel alarak bir kod tasarlayıp kullanılmış olan navaholu bir gizli ajan windtalker n.
(ikinci dünya savaşında) ana dilini temel alarak bir kod tasarlayıp kullanılmış olan navaholu bir gizli ajan codetalker n.
Religious
ikinci evliliğe ve tövbekarların günahların bağışlanmasına karşı olan, montanizm kökenli bir hristiyan doktrin tertullianism n.
isa'nın ikinci gelişinden önce ortaya çıkacağı bildirilmiş, kötülüğün vücut bulmuş hali olan kimse man of sin n.
mayıs'ın annelere adanmış olan ikinci pazarı mother’s day n.
(mormonlukta) ikinci rütbeden rahip olup ayinler sırasında öğreticilere yardımcı olan vaftizli erkek deacon n.
isa'nın yeryüzüne ikinci gelişinin milenyumdan sonra olacağı inancına sahip olan postmillennial adj.
Geography
kuzey amerika'da yer alan büyük göller'in ikinci en büyüğü olan göl lake huron n.
kuzeybatı rusya'da yer alan ve finlandiya sınırına yakın olan, avrupa'nın ikinci büyük gölü lake onega n.
afrika'daki nil nehri'nin başlıca su kaynağı olan en büyük göl ve dünyadaki ikinci en büyük tatlı su gölü lake victoria n.
güney-orta hawaii'de yer alan ve takımadanın en büyük ikinci adası olan volkanik ada maui n.
güney-orta hawaii'de yer alan ve takımadanın en büyük ikinci adası olan volkanik ada maui island n.
Sport
(ragbi) hücum hattının ikinci sırasını oluşturup ön hattaki forvetlere destek olan iki oyuncu lock n.
(ragbi) hücum hattının ikinci sırasını oluşturup ön hattaki forvetlere destek olan iki oyuncu lock forward n.
bireysel sporlarda bir takımın ikinci tercihi olan second-string adj.
Card
briçte herhangi bir löveye teklif verme veya oynama hakkı olan ikinci oyuncu second hand n.
Music
tonları bir adımın perdesinin farkına eşit olan aradaki ikinci ses major second n.
ikinci dalga cazcılardan olan second-line adj.
Mythology
(yunan mitolojisinde) argonotların önderi olan yason'un düğün günü medea tarafından öldürülen ikinci karısı glauce n.