immigration - Turco Inglés Diccionario

immigration

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "immigration" en diccionario turco inglés : 15 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
immigration n. göç
We should be tackling that ourselves and not looking to immigration as we do in other areas.
Diğer alanlarda olduğu gibi göç konusuna eğilmek yerine bu konuyu kendimiz ele almalıyız.

More Sentences
General
immigration n. göç etme
Nevertheless, we cannot have immigration at any price.
Bununla birlikte ne pahasına olursa olsun göç edemeyiz.

More Sentences
immigration n. göçmenlik
Secondly, the immigration system must be flexible.
İkinci olarak göçmenlik sistemi esnek olmalıdır.

More Sentences
immigration n. göç
That, too, is important for us and I should like to highlight in particular the areas of asylum and immigration policy.
Bu da bizim için önemlidir ve özellikle iltica ve göç politikası alanlarını vurgulamak isterim.

More Sentences
Trade/Economic
immigration n. göç
So far the Member States' repressive immigration policies have not caused a decline in illegal immigration.
Şu ana kadar Üye Devletlerin baskıcı göç politikaları yasadışı göçte bir azalmaya neden olmamıştır.

More Sentences
Law
immigration n. göçmenlik
The definition 'victims of action to facilitate illegal immigration' is unclear.
'Yasadışı göçmenliği kolaylaştıran eylemlerin mağdurları' tanımı yeterince açık değildir.

More Sentences
immigration n. göç
Firstly, we reject the policy of zero immigration, but we also reject the policy of completely open borders.
Öncelikle sıfır göç politikasını reddediyoruz ancak tamamen açık sınırlar politikasını da reddediyoruz.

More Sentences
Statistics
immigration n. göç
This is the reason why immigration is so necessary.
Göçün bu kadar gerekli olmasının nedeni de budur.

More Sentences
General
immigration n. hicret
immigration n. göçmen grubu
immigration n. bir dizi göçmen
Trade/Economic
immigration n. muhaceret
immigration n. ülkeye gelen göç
Law
immigration n. hicret
Politics
immigration n. yetkililerin ülkeye girenlerin belgelerini kontrol ettiği yer

Significados de "immigration" con otros términos en diccionario inglés turco: 67 resultado(s)

Inglés Turco
Law
immigration law n. göçmenlik yasası
The Danish government has presented several proposals designed to tighten up Denmark's immigration laws.
Danimarka hükümeti, Danimarka'nın göçmenlik yasalarını sıkılaştırmak için tasarlanmış çeşitli teklifler sundu.

More Sentences
Politics
immigration rate n. göç oranı
In order to compensate for the country's aging population, the government has decided to take steps to significantly increase birth and immigration rates.
Ülkenin yaşlanan nüfusunu telafi etmek için, hükümet doğum ve göç oranlarını önemli ölçüde artırmak için adımlar atmaya karar verdi.

More Sentences
immigration and asylum n. göç ve iltica
This failure demands a thorough revision of the immigration and asylum policy.
Bu başarısızlık, göç ve iltica politikasının kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesini gerektirmektedir.

More Sentences
immigration law n. göçmenlik yasası
We must also relax immigration laws to prevent people from being driven to take these desperate remedies.
Ayrıca insanların bu çaresiz çarelere başvurmalarını önlemek için göçmenlik yasalarını gevşetmeliyiz.

More Sentences
immigration office n. göçmen bürosu
We have to report to the immigration office.
Göçmen bürosuna rapor vermek zorundayız.

More Sentences
immigration problem n. göç sorunu
First of all, there is the issue of the common external borders and potential immigration problems.
Her şeyden önce ortak dış sınırlar ve potansiyel göç sorunları söz konusudur.

More Sentences
illegal immigration n. yasadışı göç
What we must do is target those who assist illegal immigration.
Yapmamız gereken şey, yasadışı göçe yardımcı olanları hedef almaktır.

More Sentences
General
emigration and immigration n. göç ve göçmenlik
economic aspects emigration and immigration n. ekonomik açıdan göç ve göçmenlik
immigration service n. göçmenlik hizmeti
immigration booth n. göçmen gişesi
immigration journey n. göç yolculuğu
Trade/Economic
immigration and nationality directorate n. mültecilik ve vatandaşlık müdürlüğü
Law
immigration fraud n. göçmenlik sahtekarlığı
immigration fraud n. göçmenlik yolsuzluğu
immigration law n. göç yasası
immigration restriction act n. göç sınırlaması yasası
immigration law n. göç kanunu
ministers for immigration n. göçten sorumlu bakanlar
common european asylum and immigration policies n. ortak avrupa iltica ve göç politikaları
Politics
uk visas and immigration (ukvi) n. birleşik krallık vize ve göç dairesi
u.s. immigration and customs enforcement (i.c.e) n. abd göçmenlik ve gümrük muhafaza
european union strategic committee on immigration, frontiers and asylum n. avrupa birliği göç, dış sınırlar ve iltica stratejik komitesi
immigration act n. göç kanunu
department of immigration and citizenship (diac) n. göçmenlik ve vatandaşlık bakanlığı
immigration law n. göçmenlik kanunu
immigration officer n. göçmen bürosu memuru
immigration and citizenship n. göç ve vatandaşlık
immigration form n. göçmenlik formu
immigration crisis n. göç krizi
emigration and immigration n. göç ve göçmenlik
immigration programme n. göç programı
immigration and citizenship n. göçmenlik ve vatandaşlık
immigration liaison officer n. göçmen irtibat görevlisi
immigration and labor n. göçmenlik ve iş gücü
immigration and labor n. göç ve iş gücü
immigration and refugee protection n. göç ve mülteci koruma
immigration liaison office n. göçmen irtibat bürosu
immigration acts n. göç kanunları/yasaları
immigration issue n. göç sorunu
ministry of immigration n. göçmenlik bakanlığı
immigration and naturalization service n. göçmenlik ve vatandaşlık bürosu
bureau of citizenship and immigration services n. göçmenlik ve vatandaşlık bürosu
immigration program n. göç programı
immigration act n. göç yasası
immigration control n. göç kontrolü
immigration and naturalization n. göç ve vatandaşlığa kabul
emigration and immigration law n. göç ve göçmenlik hukuku
immigration form n. göçmen formu
department of immigration n. göçmenlik bakanlığı
asylum and immigration tribunal n. iltica ve muhacirlik mahkemesi
work-based immigration n. işe/çalışmaya dayalı göç
asylum and immigration tribunal n. iltica ve göç mahkemesi
asylum and immigration tribunal n. muhaceret ve iltica mahkemesi
special immigration appeals commission n. özel göçmen temyiz komisyonu
investor immigration n. yatırımcı göçmenlik
immigration officer n. göçmenlik memuru
immigration officer n. göç memuru
immigration expert n. göç uzmanı
immigration detainee n. gözaltında tutulan göçmen
Institutes
centre for information, discussion and exchange on the crossing of frontiers and immigration n. göç ve sınır ihlalleri konusunda bilgi değişim ve paylaşım merkezi
immigration authority n. göç idaresi
deputy directorate general of immigration, asylum and visa n. göç, iltica ve vize genel müdür yardımcılığı
bureau of asylum and immigration n. iltica ve göç bürosu
Medical
immigration of intravascular leukocytes n. intravasküler lökositlerin göçü
Statistics
birth death and immigration process n. doğum ölüm ve göç süreci
Education
selective immigration n. seçici muhaceret