küçük şey - Turco Inglés Diccionario
Historia

küçük şey



Significados de "küçük şey" en diccionario inglés turco : 21 resultado(s)

Turco Inglés
General
küçük şey trifle n.
küçük şey tot n.
küçük şey thraneen n.
küçük şey traneen [irish] n.
küçük şey traneen [irish] n.
küçük şey minnow n.
küçük şey minutiae n.
küçük şey runt n.
küçük şey peewee n.
küçük şey pewee n.
küçük şey pewee n.
küçük şey rope yarn n.
küçük şey rope-yarn n.
küçük şey scooch n.
küçük şey scrunt [scotland] n.
küçük şey fribble n.
küçük şey smallness n.
küçük şey snicket [dialect] [uk] n.
küçük şey softling n.
küçük şey pocket handkerchief n.
Archaic
küçük şey whim-wham n.

Significados de "küçük şey" con otros términos en diccionario inglés turco: 39 resultado(s)

Turco Inglés
General
küçük düşürücü şey detractor n.
küçük ve önemsiz şey pinhead n.
küçük ama değerli olan şey nugget n.
küçük bir kuleye benzeyen şey tourelle n.
küçük bir şey a little something n.
küçük fıçıya benzeyen şey barillet n.
elde idare edilecek kadar küçük olan şey hand-held n.
benzerlerine göre bariz küçük olan şey mini n.
boyutu en küçük olan şey minim n.
sonucu en küçük olan şey minim n.
çok küçük şey minute [obsolete] n.
küçük düşüren şey mortification n.
küçük düşüren şey mortifier n.
küçük düşürücü şey derogator n.
çok küçük şey dot n.
çok küçük şey pin n.
küçük görülen şey contempt [obsolete] n.
çok küçük şey peanuts n.
Phrasals
bir şeyi daha küçük/kısa bir şey haline getirmek condense (something) to (something) v.
(bir şey, bir yer, bir grup içerisinde) küçük küçük/kulaktan kulağa yayılmak ripple through (something) v.
Proverb
küçük bir şey olacakların işareti olabilir a straw will show which way the wind blows
Colloquial
küçük bir parça bir şey touch of something n.
en küçük/ufak şey tiniest thing n.
küçük bir/neredeyse bir (bir şey) quite the little (something) expr.
boyutu büyük olan bir şey küçük olandan daha iyidir size matters expr.
Idioms
en ufak/küçük şey least little thing n.
en küçük şey littlest thing n.
küçük bir mesele olan (bir şey) the small matter of (something) n.
küçük/önemsiz görünen ama geleceği parlak şey a grain of mustard seed n.
küçük/önemsiz görünen ama potansiyeli yüksek şey a grain of mustard seed n.
küçük ama gelişmeye müsait şey a grain of mustard seed n.
küçük de olsa sahip olduğu/elindeki her şey için şükretmek thank god for small mercies v.
küçük çapta bir şey yapmak do something in a small way v.
küçük ölçüde bir şey yapmak do something in a small way v.
küçük çaplı bir şey yapmak do something in a small way v.
küçük ölçekli bir şey yapmak do something in a small way v.
(birine bir şey yapması için) küçük bir şans vermek give somebody half a chance (to do something) v.
(bir şey için) küçük bir umut vermek hold out little hope (of something/that...) v.
(bir şey yaparak) kendini küçük düşürmek lower yourself (by doing something) v.