Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | kıyıdaki | waterfront adj. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | kıyıdaki mevzii | beachhead n. |
General | kıyı yerleşimi veya kıyıdaki tatil merkezinin denize bakan kesimi | seafront n. |
General | kıyıdaki kum veya çakıl taşları | beach n. |
General | kıyıdaki derin girinti | indenture n. |
General | tekneyi kıyıdaki çalılıkların üzerinden itmek | bushwhack v. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | en kıyıdaki | marginal adj. |
Technical | ||
Technical | kıyıdaki tesisatın tasarımı | design of onshore installations n. |
Traffic | ||
Traffic | suların çekildiği kıyıdaki yol | hard [uk] n. |
Marine | ||
Marine | kıyıdaki katı madde taşınım miktarı | rate of littoral transport n. |
Marine | kıyıdaki kara alanı tesisleri | coastal land area facilities n. |
Geography | ||
Geography | kıyıdaki su seviyesinde rüzgarın neden olduğu artış | wind surge n. |
Geography | kıyıdaki bir geminin kereste yüklemek için demir attığı ufak koy | doghole [dialect] n. |
Military | ||
Military | (amfibi harekatlarda) çıkarma kuvvetlerinin bir kısmını gemiye yerleştirerek kıyıdaki mevcudiyeti azaltma tekniği | seabasing n. |