karşısında olmak - Turco Inglés Diccionario
Historia

karşısında olmak



Significados de "karşısında olmak" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
General
karşısında olmak disapprove v.
karşısında olmak face v.

Significados de "karşısında olmak" con otros términos en diccionario inglés turco: 31 resultado(s)

Turco Inglés
General
ölüm karşısında çaresiz olmak be helpless in the face of death v.
ölüm karşısında çaresiz olmak be helpless against death v.
karşısında şansı olmak have a chance against v.
Phrasals
zorluklar karşısında sabırlı olmak weather out v.
(tehlike/zorluk) karşısında cesur olmak brazen out v.
(birinin/bir şeyin) tamamen karşısında olmak come down on (someone or something) v.
(biri/bir şey) karşısında şok olmak gasp at (someone or something) v.
(biri/bir şey) karşısında (birinin/bir şeyin) lideri olmak lead (someone or something) against (someone or something else) v.
(bir şey) karşısında panik olmak panic at (something) v.
Colloquial
tehlike/zorluk karşısında cesur olmak brave it out v.
-in karşısında hiçbir şey olmak be as nothing (compared) to v.
karşısında/karşı tarafında olmak be over v.
(tehlike/zorluk) karşısında cesur olmak brazen it out v.
(tehlike/zorluk) karşısında cesur olmak brazen it out v.
Idioms
karşısında olmak (işte karşındayım ne istiyorsan yap gibi) bare (one's) breast v.
karşısında etkili olmak avail against v.
(birinin/bir şeyin) karşısında olmak be against (someone or something) v.
-in karşısında hiçbir şey olmak be as nothing to v.
(birinin/bir şeyin) tamamen karşısında olmak be dead set against (someone or something) v.
bir şeyin tamamen karşısında olmak be dead set against something v.
(bir şeyin) kesinlikle karşısında olmak be set against (something) v.
bir şeyin/bir şey yapmanın kesinlikle karşısında olmak be set against something/against doing something v.
bir şeyin/bir şey yapmanın kesinlikle karşısında olmak be (dead) set against something/against doing something v.
(biri/bir şey) karşısında şok olmak get an eyeful (of someone or something) v.
(biri/bir şey) karşısında şok olmak have an eyeful (of someone or something) v.
(biri karşısında) kendine hakim olmak keep your temper (with somebody) v.
(birinin yaptığı iyilik karşısında) borçlu olmak owe (one) one v.
(birinin yaptığı iyilik karşısında) borçlu olmak owe someone one v.
(bir şey) karşısında dayanıklı/metin olmak take (something) like a man v.
Law
ingilizce olmayan nüshalar karşısında amir nüsha olmak prevail over any non-english versions v.
Slang
(birinin) tam suratının karşısında olmak be in (one's) face v.