Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | kriz durumu | crisis situation n. | ||
The Commission already has an impressive range of instruments and expertise which can be used in crisis situations. Komisyon halihazırda kriz durumlarında kullanılabilecek etkileyici bir araç ve uzmanlık yelpazesine sahiptir. More Sentences |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | kriz durumu tahliyesi | crisis relocation n. |
Idioms | ||
Idioms | kriz veya suç unsuru oluşturabilecek bir durumu kanıksama ve mağdur kişiye yardım etmeme durumu | bystander apathy n. |