Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Español - Inglés
Historia
look to
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Significados de
"look to"
en diccionario turco inglés : 6 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
look to
v.
dikkat etmek
2
General
look to
v.
başvurmak
3
General
look to
v.
güvenmek
4
General
look to
v.
önem vermek
5
General
look to
v.
bel bağlamak
Phrasals
6
Phrasals
look to
v.
ummak
Significados de
"look to"
con otros términos en diccionario inglés turco: 201 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Common Usage
1
Common Usage
look forward to
v.
iple çekmek
General
2
General
look across to sea
v.
denizi görmek (ev vb)
3
General
make to look antique
v.
antika görünümlü yapmak
4
General
not to look for
v.
aramamak
5
General
look up to
v.
hürmet etmek
6
General
look forward to
v.
beklemek
7
General
look for a way to do something
v.
bir şeyin çaresine bakmak
8
General
look for a place to hide
v.
kaçacak delik aramak
9
General
look up to
v.
saygı duymak
10
General
look up to
v.
saygı beslemek
11
General
look up to
v.
saygı göstermek
12
General
look for a way to solve (a problem)
v.
çare aramak
13
General
look forward to
v.
can atmak
14
General
look forward to
v.
sabırsızlıkla beklemek
15
General
be liable to look after
v.
bakmakla yükümlü olmak
16
General
be obliged to look after
v.
bakmakla yükümlü olmak
17
General
look for a way to do
v.
çaresine bakmak
18
General
look forward to
v.
dört gözle beklemek
19
General
look to future
v.
geleceğe bakmak
20
General
look to future with confidence
v.
geleceğe güvenle bakmak
21
General
look to the future with confidence
v.
(geleceğe) güvenle bakmak
22
General
find a way to make (something illegal) look legal
v.
kitabına uydurmak
23
General
look for a way (to solve a problem)
v.
çıkar yol aramak
24
General
look for a way (to solve a problem)
v.
yol aramak
25
General
look up to
v.
hayranlık beslemek
26
General
look up to
v.
-i örnek almak
27
General
look up to
v.
-e saygı beslemek
28
General
look up to
v.
-e hayranlık duymak
29
General
look to one's laurels
v.
yerini sakınmak
30
General
look to one's laurels
v.
başarısızlık korkusu duymak
31
General
look to one's laurels
v.
yerini kaybetmekten korkmak
32
General
look forward to doing
v.
yapmayı dört gözle beklemek
33
General
look forward to (doing something)
v.
(bir şeyi) iple çekmek
34
General
look forward to working
v.
çalışmayı dört gözle beklemek
35
General
look forward to working
v.
çalışmayı iple çekmek
36
General
look forward to his/her coming/arrival
v.
gelişini dört gözle beklemek
37
General
a ... look to come over someone's face
v.
(yüzü/suratı) ifadesine bürünmek
38
General
look for a teammate to pass
v.
pas verecek bir arkadaşını aramak
39
General
can't help but to look
v.
kendini bakmaktan alıkoyamamak
40
General
can't help but to look
v.
kendini bakmaktan alamamak
41
General
look to science for one's answers
v.
cevaplarını bilimde aramak
42
General
look forward to taking someone to bed
v.
birini yatağa götürmek için can atmak
43
General
look forward to
v.
istekle beklemek
44
General
look forward to seeing
v.
görmek icin sabırsızlanmak
45
General
look forward to
v.
iştiyakle beklemek
46
General
look forward to
v.
4 gözle beklemek
Phrasals
47
Phrasals
look to somebody
v.
birinden medet ummak
48
Phrasals
look forward to
v.
beklemek
49
Phrasals
look to be something
v.
benzemek/andırmak
50
Phrasals
look to somebody
v.
birinin eline bakmak
51
Phrasals
look to somebody
v.
birine muhtaç olmak
52
Phrasals
look forward to
v.
dört gözle beklemek
53
Phrasals
look forward to
v.
gerçekleşmesini istemek
54
Phrasals
look up to somebody
v.
hayranlık duymak
55
Phrasals
look ahead to something
v.
iple çekmek
56
Phrasals
look forward to
v.
sabırsızlanmak
57
Phrasals
look ahead to something
v.
sabırsızlıkla beklemek
58
Phrasals
look up to somebody
v.
saygı göstermek
59
Phrasals
look forward to
v.
sabırsızlıkla beklemek
60
Phrasals
look forward to
v.
ummak
61
Phrasals
look out on to something
v.
(pencere/balkon vb) (bir yere/şeye) bakmak
62
Phrasals
look to (someone or something) for (something)
v.
(bir şey) için (birine/bir şeye) güvenmek
63
Phrasals
look to (someone or something) for (something)
v.
(bir şey) için (birine/bir şeye) bel bağlamak
64
Phrasals
look to (someone or something) for (something)
v.
(bir şey) için (birinin/bir şeyin) eline bakmak
65
Phrasals
look ahead to
v.
iple çekmek
66
Phrasals
look ahead to
v.
sabırsızlıkla beklemek
67
Phrasals
look forward to (something)
v.
(bir şeyi) iple çekmek
68
Phrasals
look forward to (something)
v.
(bir şeye) can atmak
69
Phrasals
look forward to (something)
v.
(bir şeyi) sabırsızlıkla beklemek
70
Phrasals
look forward to (something)
v.
(bir şeyi) dört gözle beklemek
71
Phrasals
look forward to (something)
v.
(bir şey) için sabırsızlanmak
72
Phrasals
look forward to (something)
v.
(bir şeyi) beklemek
73
Phrasals
look forward to (something)
v.
(bir şeye) hazır olmak
74
Phrasals
look forward to (something)
v.
(bir şey) için plan yapmak/hazırlanmak
75
Phrasals
look forward to (something)
v.
(bir şeyi) hesaba katmak
76
Phrasals
look to (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) güvenmek
77
Phrasals
look to (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bel bağlamak
78
Phrasals
look to (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) eline bakmak
79
Phrasals
look to (something)
v.
(bir şeyin) olmasını beklemek
80
Phrasals
look up to (one)
v.
(birine) hayranlık duymak
81
Phrasals
look up to (one)
v.
(birine) saygı duymak
82
Phrasals
look up to (one)
v.
(birini) örnek almak
Phrases
83
Phrases
I look forward to hearing from you
expr.
cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum
84
Phrases
I look forward to your reply
expr.
cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum
85
Phrases
I look forward to your reply
expr.
cevabınızı dört gözle bekliyorum
86
Phrases
I look forward to hearing from you
expr.
cevabınızı dört gözle bekliyorum
87
Phrases
to look at (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) dış görünüşünden
88
Phrases
to look at (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) dış görünüşüne dayanarak/bakarak
Colloquial
89
Colloquial
look for something to dress one’s wound with
v.
yarasına pansuman yapacak bir şeyler aramak
90
Colloquial
to look at a positive side
expr.
işe olumlu yönünden bakarsak
91
Colloquial
to look at a positive side
expr.
işe olumlu tarafından bakarsak
92
Colloquial
to look at a positive side
expr.
olaya iyi tarafından bakarsak
93
Colloquial
to look at a positive side
expr.
olaya iyi yönünden bakarsak
Idioms
94
Idioms
look (all) set (to do something)
v.
olacak/yapacak gibi görünmek
95
Idioms
look (all) set (to do something)
v.
olmaya/yapmaya (tamamen/tümüyle/hepsi) hazır/aday olmak
96
Idioms
look (all) set (to do something)
v.
olmak/yapmak üzere olmak
97
Idioms
look to naked eye
v.
çıplak gözle bakmak
98
Idioms
not be much to look at
v.
çekici/hoş görünümlü olmamak
99
Idioms
look forward to
v.
dört gözle beklemek
100
Idioms
look fit to kill
v.
çok şık görünmek
101
Idioms
look fit to kill
v.
harika görünmek
102
Idioms
look to one's laurels
v.
mevkisini korumak
103
Idioms
look to one's laurels
v.
mevkisini kaptırmamak için dikkatli davranmak
104
Idioms
look for someone to blame
v.
suçlu aramak
105
Idioms
not be much to look at
v.
yüzüne bakılacak gibi olmamak
106
Idioms
look to be million miles away
v.
(çok) dalgın olmak/görünmek/durmak
107
Idioms
(be unable to) look somebody in the eye(s)/face
v.
utançtan birinin yüzüne/gözüne bakamamak
108
Idioms
not know where to look
v.
nereye bakacağını bilememek
109
Idioms
not know where to look
v.
ne yapacağını bilememek
110
Idioms
not know where to look
v.
nasıl davranacağını bilememek
111
Idioms
not know where to look
v.
eli ayağına dolaşmak
112
Idioms
not know where to look
v.
çok utanıp nereye bakacağını bilememek
113
Idioms
not know where to look
v.
utançtan nasıl davranacağını bilememek
114
Idioms
not know where to look
v.
ne yapacağını bilememek
115
Idioms
not know which way to look
v.
çok utanıp nereye bakacağını bilememek
116
Idioms
not know which way to look
v.
utançtan nasıl davranacağını bilememek
117
Idioms
not know which way to look
v.
ne yapacağını bilememek
118
Idioms
not know which way to look
v.
utançtan nereye bakacağını bilememek
119
Idioms
not know which way to look
v.
utançtan nasıl davranacağını bilememek
120
Idioms
not know which way to look
v.
utançtan ne yapacağını bilememek
121
Idioms
not know which way to look
v.
utançtan eli ayağına dolaşmak
122
Idioms
not know where to look
v.
utançtan nereye bakacağını bilememek
123
Idioms
not know where to look
v.
utançtan nasıl davranacağını bilememek
124
Idioms
not know where to look
v.
utançtan ne yapacağını bilememek
125
Idioms
not know where to look
v.
utançtan eli ayağına dolaşmak
126
Idioms
not know which way to look
v.
nereye bakacağını bilememek
127
Idioms
not know which way to look
v.
ne yapacağını bilememek
128
Idioms
not know which way to look
v.
nasıl davranacağını bilememek
129
Idioms
not know which way to look
v.
eli ayağına dolaşmak
130
Idioms
look for a dog to kick
v.
çatacak yer aramak
131
Idioms
look for a dog to kick
v.
öfkesini çıkaracak birini aramak
132
Idioms
look fit to kill
v.
ortalığı yakmak (görüntüsüyle)
133
Idioms
look fit to kill
v.
birine karşı çok sinirli görünmek
134
Idioms
look fit to kill
v.
birini öldürecek gibi durmak
135
Idioms
look fit to kill
v.
birini neredeyse öldürecek olmak
136
Idioms
look fit to kill
v.
birini gırtlaklayacak gibi durmak/görünmek
137
Idioms
look (all) set (to do something)
v.
(bir şey yapmaya) hazır olmak
138
Idioms
look (all) set (to do something)
v.
(bir şey yapmak) üzere olmak
139
Idioms
look (all) set (to do something)
v.
(bir şey olacak) gibi görünmek
140
Idioms
look (all) set (for something/to do something)
v.
(bir şey için/bir şeyi yapmak için) görünmek
141
Idioms
look (all) set (for something/to do something)
v.
(bir şeyi yapmak) üzere olmak
142
Idioms
be not much to look at
v.
çekici/hoş görünümlü olmamak
143
Idioms
be not much to look at
v.
yüzüne bakılacak gibi olmamak
144
Idioms
be not much to look at
v.
çirkin olmak
145
Idioms
be not much to look at
v.
itici olmak
146
Idioms
be not much to look at
v.
tipsiz olmak
147
Idioms
be not much to look at
v.
cazibesiz olmak
148
Idioms
look (all) set (for something/to do something)
v.
(bir şeye/bir şeyi yapmaya) hazır görünmek
149
Idioms
look (all) set (for something/to do something)
v.
(bir şeyi yapmak) üzere olmak
150
Idioms
look to laurels
v.
başarısızlık korkusu duymak
151
Idioms
look to laurels
v.
yerini sakınmak
152
Idioms
look to laurels
v.
yerini kaybetmekten korkmak
153
Idioms
look to laurels
v.
mevkisini korumak
154
Idioms
look to laurels
v.
mevkisini kaptırmamak için dikkatli davranmak
155
Idioms
look to your laurels
v.
başarısızlık korkusu duymak
156
Idioms
look to your laurels
v.
yerini sakınmak
157
Idioms
look to your laurels
v.
yerini kaybetmekten korkmak
158
Idioms
look to your laurels
v.
mevkisini korumak
159
Idioms
look to your laurels
v.
mevkisini kaptırmamak için dikkatli davranmak
160
Idioms
not much to look at
expr.
pek çekici değil
161
Idioms
not much to look at
expr.
etkileyici değil
162
Idioms
not much to look at
expr.
pek güzel/yakışıklı değil
163
Idioms
not much to look at
expr.
pek iyi/güzel görünmüyor
164
Idioms
not much to look at
expr.
pek hoş değil
165
Idioms
not much to look at
expr.
pek yüzüne bakılacak gibi değil
166
Idioms
not much to look at
expr.
çirkin
167
Idioms
not much to look at
expr.
tipsiz
168
Idioms
not much to look at
expr.
cazibesiz
169
Idioms
not much to look at
expr.
görüntüsü pek güzel değil
170
Idioms
not much to look at
expr.
pek göze hitap etmeyen
Speaking
171
Speaking
we need to look to the future
expr.
artık geleceğe bakmamız lazım
172
Speaking
you look so familiar to me
expr.
bana çok tanıdık geliyorsun
173
Speaking
that doesn't look like a joke to me
expr.
bu bana pek şaka gibi gelmedi
174
Speaking
look at what she/he has done to me
expr.
bana ne yaptığına bir bakın
175
Speaking
most people want to look better
expr.
bir çok insan daha iyi görünmek isterler
176
Speaking
you look familiar to me
expr.
bana tanıdık geliyorsun
177
Speaking
did you have a chance to take a look?
expr.
bakma fırsatın oldu mu?
178
Speaking
I thought you might want to take a look at this one
expr.
bunu görmek isteyeceğini düşündüm
179
Speaking
most people want to look better
expr.
bir çok insan daha iyi görünmek ister
180
Speaking
you look familiar to me
expr.
gözüm bir yerden ısırıyor seni
181
Speaking
you have to look beautiful
expr.
güzel görünmelisin
182
Speaking
I look forward to hearing from you soon
expr.
en kısa zamanda sizden haber bekliyorum
183
Speaking
did you have a chance to take a look?
expr.
göz atma fırsatın oldu mu?
184
Speaking
did you have a chance to take a look?
expr.
inceleme fırsatın oldu mu?
185
Speaking
did you have a chance to take a look?
expr.
inceleme şansın oldu mu?
186
Speaking
you need to tell us where to look
expr.
nereye bakmamız gerektiğini söylemen gerekiyor
187
Speaking
we don't know where to look
expr.
nereye bakacağımızı bilmiyoruz
188
Speaking
they don't know where to look
expr.
nereye bakacaklarını bilmiyorlar
189
Speaking
trying to figure out who you look like
expr.
kime benzediğini düşünüp duruyordum
190
Speaking
I know where to look
expr.
nereye bakmam gerektiğini biliyorum
191
Speaking
most people say they want to look better
expr.
pek çok insan daha iyi görünmek istediklerini söylerler
192
Speaking
you look familiar to me
expr.
seni gözüm bir yerden ısırıyor
193
Speaking
you look familiar to me
expr.
seni tanıyor gibiyim
194
Speaking
most people want to look better
expr.
pek çok insan daha iyi görünmek ister
195
Speaking
most people want to look better
expr.
pek çok insan daha iyi görünmek isterler
196
Speaking
I want you to look up
expr.
yukarı bakmanı istiyorum
197
Speaking
I don't know, where else to look
expr.
başka nereye bakacağımı bilemiyorum
Tourism
198
Tourism
look-to-book ratio
n.
görüntüleme-rezervasyon oranı
Latin
199
Latin
respice finem (look to the end)
expr.
elde edeceğin sonuca bak
Slang
200
Slang
look fresh to death
v.
gıcır gıcır/yepyeni görünmek
201
Slang
do i look like an asshole to you?
expr.
sana göre ben bir hıyara mı benziyorum?
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of look to
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy