|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
mücevher ustası |
lapidary n.
|
|
2 |
General |
mücevher kutusu |
jewel box n.
|
|
3 |
General |
güneş şeklinde mücevher |
sunburst n.
|
|
4 |
General |
mücevher hırsızlığı |
jewelry theft n.
|
|
5 |
General |
tek taşlı mücevher |
solitaire n.
|
|
6 |
General |
mücevher kutusu |
jewel case n.
|
|
7 |
General |
mücevher kutusu |
casket n.
|
|
|
8 |
General |
parlak mücevher |
sparkler n.
|
|
9 |
General |
taklit mücevher |
imitation jewellery n.
|
|
10 |
General |
üç taşlı pırlantalı mücevher |
three stone jewellery n.
|
|
11 |
General |
taklit mücevher |
costume jewellery n.
|
|
12 |
General |
yuva ve tırnakları (mücevher için) |
setting n.
|
|
13 |
General |
ucuz mücevher |
bauble n.
|
|
14 |
General |
değersiz mücevher |
bauble n.
|
|
15 |
General |
gizli açma mekanizması (mücevher kutusu vb) |
hidden catch n.
|
|
16 |
General |
mücevher kasası |
jewelry safe n.
|
|
17 |
General |
mücevher kasası |
jewelry box n.
|
|
18 |
General |
mücevher kesme |
jewel cutting n.
|
|
19 |
General |
mücevher tasarımı |
jewelry design n.
|
|
20 |
General |
antika/tarihi mücevher |
vintage jewelry n.
|
|
21 |
General |
antika/tarihi mücevher |
estate jewelry n.
|
|
22 |
General |
sahte mücevher |
imitation jewel n.
|
|
23 |
General |
kuş tüyü şeklinde, değerli taşlardan yapılmış başa takılan mücevher veya takı |
aigrette n.
|
|
24 |
General |
mücevher seti |
jewellery set n.
|
|
25 |
General |
mücevher yapımında kullanılan ince altın tabakasıyla kaplanmış pirinç |
talmi gold n.
|
|
26 |
General |
kuş tüyü şeklinde, değerli taşlardan yapılmış başa takılan mücevher veya takı |
aigret n.
|
|
27 |
General |
yuvarlak kırmızı renkli mücevher |
carbuncle [old-fashioned] n.
|
|
|
28 |
General |
mücevher kutusu |
casquet n.
|
|
29 |
General |
ışığın geliş açısına göre renk değiştiren mücevher taşı |
chatoyant n.
|
|
30 |
General |
kozmetik, mücevher gibi ürünlerin konduğu küçük çanta |
necessaire n.
|
|
31 |
General |
yüzük taşı üzerinde yer alan kesilmiş mücevher parçası |
top n.
|
|
32 |
General |
değersiz mücevher |
trinkum n.
|
|
33 |
General |
mücevher kutusu |
tye [obsolete] n.
|
|
34 |
General |
mücevher olarak da kullanılan gri bir kuvars |
alençon diamond n.
|
|
35 |
General |
sahte mücevher |
artificial gem n.
|
|
36 |
General |
metalik oksit ile renkli camdan yapılmış sahte mücevher |
artificial gem n.
|
|
37 |
General |
yeşim taşından mücevher |
jasper n.
|
|
38 |
General |
mücevher ustası |
lapidist n.
|
|
39 |
General |
küpeye takılan mücevher |
jacket n.
|
|
40 |
General |
küçük mücevher kutusu |
jewel casket n.
|
|
41 |
General |
mücevher satıcısı |
jewelry dealer n.
|
|
42 |
General |
mücevher alıp satan firma |
jewelry dealer n.
|
|
43 |
General |
mücevher kutusu |
vanity box n.
|
|
44 |
General |
genellikle deniz kabuğu, mercan veya turkuazdan yapılıp mücevher yapımında kullanılan küçük ve parlak boncuk |
heishi n.
|
|
45 |
General |
amerikan yerlilerince kullanılan deniz kabuğundan yapılma bir tür mücevher |
heishi n.
|
|
46 |
General |
bakır, nikel, volfram ve alüminyumdan oluşan ve mücevher yapımında kullanılan bir alaşım |
minargent n.
|
|
47 |
General |
kozmetik ve mücevher gibi küçük eşyaları taşımaya yarayan ufak dekoratif kutu |
minaudière n.
|
|
48 |
General |
mücevher için tasarlanmış düzenek |
monture n.
|
|
49 |
General |
mücevher düzeneği |
mount n.
|
|
50 |
General |
mücevher seti |
locket n.
|
|
51 |
General |
taşların pençe benzeri uzantılara yerleştirildiği mücevher tasarımı |
claw setting [uk] n.
|
|
52 |
General |
taşların pençe benzeri uzantılara yerleştirildiği mücevher tasarımı |
tiffany setting [us] n.
|
|
53 |
General |
altından mücevher gibi objeler üreten kimse |
gold-worker n.
|
|
54 |
General |
klipsle sabitlenen mücevher parçası |
clip n.
|
|
55 |
General |
mücevher imitasyonu |
foil stone n.
|
|
56 |
General |
böcek şeklinde kesilmiş mücevher |
scarab n.
|
|
57 |
General |
yalnızca düz oval zemine işlenen ve arka kısmı hafif yuvarlak olan mücevher |
scaraboid n.
|
|
58 |
General |
(orta çağ'da) kadın başlığında kullanılan altın, gümüş ve mücevher motifi |
fret n.
|
|
59 |
General |
çiçek veya yaprak demetine benzer mücevher ürünü |
spray n.
|
|
60 |
General |
mücevher dolu |
gem-filled adj.
|
|
61 |
General |
parçaları birbirine kaynaştırılarak yapılmış (mücevher) |
reconstructed adj.
|
|
62 |
General |
sırayla gömülü olacak şekilde kakmalı (mücevher) |
channel-set adj.
|
|
63 |
General |
gömülü biçimde mücevher dizili (yüzük vb.) |
channel-set adj.
|
|
64 |
General |
mücevher takılacak şekilde uzun çatalları olan (takı) |
tiffany adj.
|
|
65 |
General |
yuva ve tırnak içinde olmayan (mücevher) |
unset adj.
|
|
66 |
General |
çıplak (mücevher) |
unset adj.
|
|
67 |
General |
(mücevher) geniş |
belcher adj.
|
|
|
68 |
General |
mücevher imitasyonu |
imitation adj.
|
|
Colloquial |
|
69 |
Colloquial |
ucuz mücevher |
googaw n.
|
|
70 |
Colloquial |
mücevher ya da koşum halkası yapan kimse |
ring n.
|
|
Idioms |
|
71 |
Idioms |
kraliyet tacı üzerindeki mücevher/değerli taş |
crown jewel n.
|
|
Industry |
|
72 |
Industry |
mücevher cilalama işçisi |
facer n.
|
|
Technical |
|
73 |
Technical |
mücevher süsleme makinesi |
chaser n.
|
|
74 |
Technical |
kesme mücevher kalıbı |
template n.
|
|
75 |
Technical |
kesme mücevher kalıbı |
templet n.
|
|
76 |
Technical |
bir mücevher kesme biçimi |
trapping n.
|
|
77 |
Technical |
80 veya 88 adet yüzü olacak şekilde kesilmiş mücevher |
twentieth-century cut n.
|
|
78 |
Technical |
baget şeklinde kesilmiş mücevher |
baguette n.
|
|
79 |
Technical |
dar dikdörtgen bir mücevher şekli |
baguette n.
|
|
80 |
Technical |
mücevher gövde rengi |
body color n.
|
|
81 |
Technical |
mücevher yataklarındaki delikleri tamamlayan kimse |
broacher n.
|
|
82 |
Technical |
mücevher düzeneği |
mounting n.
|
|
83 |
Technical |
mücevher düzenlemesi |
mounting n.
|
|
84 |
Technical |
belirli mücevher türlerinin rengini değiştiren ısıl işlem |
burning n.
|
|
85 |
Technical |
inci veya mücevher ağırlığını ölçmek için kullanılan bir birim |
grain n.
|
|
86 |
Technical |
değerli mücevherin altına yerleştirilmiş değersiz taştan oluşan iki parçalı taklit mücevher |
doublet n.
|
|
87 |
Technical |
mücevher fırınlama uzmanı |
firer n.
|
|
88 |
Technical |
mücevher yuvası |
setting n.
|
|
89 |
Technical |
(kereste, taş, mücevher) düzeltip pürüzsüz hale getirmek |
dress v.
|
|
90 |
Technical |
cilalama tamburunda parlatılmamış (mücevher) |
untumbled adj.
|
|
Mining |
|
91 |
Mining |
ucuz mücevher yapımında kullanılan çinko ile bakırdan bir alaşım |
tombac n.
|
|
92 |
Mining |
ucuz mücevher yapımında kullanılan çinko ile bakırdan bir alaşım |
tambac n.
|
|
93 |
Mining |
ucuz mücevher yapımında kullanılan çinko ile bakırdan bir alaşım |
tambak n.
|
|
94 |
Mining |
rutil ile aynı bileşime sahip sentetik bir mücevher |
titania n.
|
|
95 |
Mining |
rutil ile aynı bileşime sahip sentetik bir mücevher |
rutile n.
|
|
96 |
Mining |
ucuz mücevher yapımında kullanılan çinko ile bakır karışımı bir alaşım |
tombak n.
|
|
97 |
Mining |
çevresindeki varisit ve kalıptan kesilmiş mücevher |
amatrice n.
|
|
98 |
Mining |
çok eski çağlardan beri mücevher olarak kullanılan bir taş türü |
lazuli n.
|
|
99 |
Mining |
mücevher yapımında kullanılan bir taş |
alexandrite n.
|
|
100 |
Mining |
lazer teknolojisinde ve mücevher taşı olarak kullanılan, sert ve sentetik bir itriyum alüminyum garnet |
yag n.
|
|
101 |
Mining |
beyaz metalin mücevher yapımında kullanılan kesilmiş ve cilalanmış formu |
marcasite n.
|
|
102 |
Mining |
mücevher kalitesinde olmayan elmas |
boort n.
|
|
103 |
Mining |
kırık mücevher parçası |
gold end n.
|
|
104 |
Mining |
ucuz mücevher yapımında kullanılan bir tür bakır-çinko alaşımı |
guinea gold n.
|
|
105 |
Mining |
renk ve parlaklık açısından altına benzeyip ucuz mücevher yapımında kullanılan bakır ve çinko veya kalay alaşımı |
oreide n.
|
|
106 |
Mining |
düşük değerli (taş, mücevher) |
occidental adj.
|
|
107 |
Mining |
düşük kaliteli (taş, mücevher) |
occidental adj.
|
|
Chemistry |
|
108 |
Chemistry |
altına benzeyip ucuz mücevher yapımında kullanılan bir alaşım |
oreide n.
|
|
Marine Biology |
|
109 |
Marine Biology |
mücevher balığı |
jewelfish n.
|
|
110 |
Marine Biology |
mücevher balığı |
jewel cichlid n.
|
|
111 |
Marine Biology |
mücevher çiklit |
jewel cichlid n.
|
|
112 |
Marine Biology |
mücevher çiklit |
jewelfish n.
|
|
Zoology |
|
113 |
Zoology |
mücevher kelebeği |
jewel blue n.
|
|
114 |
Zoology |
mücevher kelebeği |
grass jewel n.
|
|
115 |
Zoology |
mücevher kelebeği |
chilades trochylus n.
|
|
Botanic |
|
116 |
Botanic |
mücevher orkidesi |
jewel orchid n.
|
|
History |
|
117 |
History |
(eskiden avrupa'da) alnın ortasına takılan bir tür mücevher |
ferronière n.
|
|
Religious |
|
118 |
Religious |
(eski ahitte) başrahibin göğüslüğüne yerleştirilmiş, yakut olduğu düşünülen mücevher |
sardius n.
|
|
Geology |
|
119 |
Geology |
mücevher olarak kullanılan elma yeşili bir tür kalsedon taşı |
chrysoprasus [obsolete] n.
|
|
120 |
Geology |
mücevher sayılmayan fakat bir miktar değeri olan (taş) |
semi-precious adj.
|
|
Archaic |
|
121 |
Archaic |
değersiz mücevher |
trangam n.
|
|
Entomology |
|
122 |
Entomology |
doğu asya'da yaşayan ve dişbudak ağaçlarına zarar veren metalik yeşil bir mücevher böceği |
emerald ash borer (agrilus planipennis) n.
|
|
Slang |
|
123 |
Slang |
büyük mücevher |
rock n.
|
|
124 |
Slang |
pahalı mücevher |
bling-bling n.
|
|
125 |
Slang |
pahalı mücevher |
bling n.
|
|
126 |
Slang |
mücevher dükkanı |
ice palace n.
|
|
127 |
Slang |
soygun veya hırsızlık yoluyla elde edilen bir şey (para, mücevher) |
heist n.
|
|
128 |
Slang |
parlak mücevher |
bling n.
|
|
129 |
Slang |
gösterişli mücevher |
bling n.
|
|
130 |
Slang |
parlak mücevher |
bling-bling n.
|
|
131 |
Slang |
şatafatlı mücevher |
bling-bling n.
|
|
132 |
Slang |
göz alıcı mücevher |
bling-bling n.
|
|
133 |
Slang |
gösterişli mücevher |
bling-bling n.
|
|
134 |
Slang |
sahte mücevher |
snide n.
|
|
135 |
Slang |
çakma mücevher |
snide n.
|
|
136 |
Slang |
taklit mücevher |
snide n.
|
|
Star Wars |
|
137 |
Star Wars |
parlak mücevher kümesi |
bright jewel cluster n.
|
|