Historia

not but

Significados de "not but" en diccionario turco inglés : 1 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	not but conj.	...değil ama...

Significados de "not but" con otros términos en diccionario inglés turco: 103 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	child above 7 but not of full age n.	mümeyyiz
2	General	(including) but not limited to adv.	ile sınırlı olmaksızın
3	General	last but not least adv.	sonuncu ama son derece önemli olarak
4	General	but not limited to prep.	sınırlı olmaksızın
5	General	not only but also conj.	aynı zamanda da
6	General	not but what conj.	ve yine
7	General	not but what conj.	mamafih
8	General	but not conj.	yoksa
9	General	not only but also conj.	keza
10	General	not but what conj.	ve fakat
11	General	not because ... but because conj.	için değil ancak … için
12	General	not only but also conj.	sadece ... değil, aynı zamanda...
13	General	not...but conj.	yalnızca o değil öbürü de
14	General	not...but conj.	hem o hem öbürü
15	General	the last but not the least expr.	sonuncusu ama önem sıralamasında sonuncu değil
Phrases
16	Phrases	dictated but not read expr.	yazıldı ancak/yazıldıktan sonra kontrol edilmedi
17	Phrases	dictated but not read expr.	yazıldı ancak/yazıldıktan sonra düzeltme yapılmadı
18	Phrases	it's not what you know but who you know expr.	ne bildiğin değil, kimi bildiğin/tanıdığın önemli
19	Phrases	it's not what you know but who you know expr.	ne kadar bilgili olduğun değil kimi bildiğin/tanıdığın önemli
20	Phrases	but not before expr.	ama -den önce değil
21	Phrases	but not limited to this expr.	bununla sınırlı kalmayacak şekilde
22	Phrases	but not any longer expr.	fakat artık öyle değil
23	Phrases	yes, but not enough expr.	evet ama yetmez
24	Phrases	but not limited to expr.	ile sınırlı olmamak üzere
25	Phrases	possible but not necessarily expr.	olabilir ama şart değil
26	Phrases	a river cuts through rock not because of its power but because of its persistence expr.	kayayı aşındıran dalgaların gücü değil sürekliliğidir
27	Phrases	not but what expr.	o demek değildir ancak
28	Phrases	not but what expr.	o demek değildir ki
29	Phrases	possible but not necessarily expr.	kesin olmasa da muhtemel
30	Phrases	possible but not necessarily expr.	kesin olmamakla birlikte mümkün
31	Phrases	gone but not forgotten expr.	kalbimizde yaşıyor
32	Phrases	not that it matters but ... expr.	önemli değil ama ...
33	Phrases	but not limited to expr.	sınırlı olmadan
34	Phrases	not of words but of deeds expr.	sözde değil özde
35	Phrases	last but not least expr.	sonuncu ama diğerleriyle eşit öneme sahip olarak
36	Phrases	including but not limited to expr.	sınırlı olmamak kaydıyla
37	Phrases	not that it matters but expr.	pek bir şey fark ettirmez ama
38	Phrases	including but not limited to expr.	tahdidi olmamak kaydı ile
39	Phrases	not enough but yes expr.	yetmez ama evet
40	Phrases	including but not limited to expr.	(ancak) bununla sınırlı kalmamak üzere
41	Phrases	yes, but not enough expr.	yetmez ama evet
42	Phrases	can not help but expr.	yapmaktan başka çare yok
43	Phrases	including but not limited to expr.	(ancak) bununla sınırlı olmamak üzere
44	Phrases	particularly but not exclusively expr.	yegane olmasa da bilhassa
45	Phrases	dictated but not read expr.	yazıldı ama kontrol edilmedi
46	Phrases	dictated but not read expr.	yazıldı ama son okuması yapılmadı
47	Phrases	dictated but not read expr.	son okuması/kontrolü yapılmadı
Proverb
48	Proverb	eat to live but do not live to eat	yaşamak için ye yemek için yaşama
49	Proverb	it is not work that kills but worry	insanı iş değil stres yorar
50	Proverb	it is not work that kills but worry	insanı iş değil endişe öldürür
51	Proverb	the cat would eat fish, but would not wet her feet	başarı yolu taşlıdır/zorludur
52	Proverb	the cat would eat fish, but would not wet her feet	istediğini elde etmek için bazı zorluklara katlanman gerekebilir
53	Proverb	the cat would eat fish, but would not wet her feet	ekmek yemek isteyen elini hamura bulaştırır
54	Proverb	the cat would eat fish, but would not wet her feet	başarı yolu taşlıdır/zorludur
55	Proverb	the cat would eat fish, but would not wet her feet	istediğini elde etmek için bazı zorluklara katlanman gerekebilir
56	Proverb	the cat would eat fish, but would not wet her feet	ekmek yemek isteyen elini hamura bulaştırır
57	Proverb	the cat would eat fish, but would not wet her feet	aç elini kora sokar
58	Proverb	the cat would eat fish, but would not wet her feet	istediğine ulaşmak için risk almaktan korkmamalısın
59	Proverb	the cat would eat fish, but would not wet her feet	istediğine ulaşmak için sıkıntılara/zorluklara katlanmalısın
60	Proverb	the cat would eat fish, but would not wet her feet	istediğine ulaşmak için elini taşın altına sokmalısın
Colloquial
61	Colloquial	but you did not say so the last time we talked expr.	en son konuştuğumuzda öyle demiyordun ama
62	Colloquial	gone but not forgotten expr.	öldü/gitti/aramızdan ayrıldı ama unutulmadı
63	Colloquial	I'm not being funny, but… [uk] expr.	pek hoşuna gitmeyecek, ama…
64	Colloquial	I'm not being funny, but… [uk] expr.	kulağa pek hoş gelmiyor/gelmeyecek, ama…
65	Colloquial	I'm not being funny, but… [uk] expr.	söyleyeceğim canını sıkabilir, ama…
Idioms
66	Idioms	the last but not the least n.	sonuncusu ama en önemlisi
67	Idioms	not to stumble over mountains but over molehills v.	okyanusu geçip derede boğulmak
68	Idioms	can not choose but v.	-den başka seçeneği olmamak
69	Idioms	but not in the biblical sense expr.	ama onunla yatmadım
70	Idioms	but not in the biblical sense expr.	ama incildeki anlamıyla değil
71	Idioms	eat and drink with your friends but do not trade with them expr.	dostluk başka alışveriş başka
72	Idioms	not with a bang but with a whimper expr.	hayal kırıklığıyla (sonuçlanan)
73	Idioms	day is young but not man expr.	gün gençtir, ama insan değil
74	Idioms	last but not least expr.	son fakat aynı derecede önemli
75	Idioms	last but not least expr.	son ama çok önemli
76	Idioms	last but not least expr.	son olarak önemli noktalardan bir tanesi de
77	Idioms	the last but not the least expr.	sonuncusu ama en kötüsü değil
78	Idioms	last but not least expr.	son ama en önemsiz olmayan
79	Idioms	last but not least expr.	sonuncu ama son derece önemli
80	Idioms	last but not least expr.	sonuncu, fakat bir o kadar da önemli
81	Idioms	can not choose but expr.	-den başka çaresi yok
82	Idioms	pert near, but not plumb expr.	yakın ama tam değil
83	Idioms	pert near, but not plumb expr.	yeterli ama kusursuz değil
84	Idioms	pert near, but not plumb expr.	iş görür ama kusursuz değil
85	Idioms	pert near, but not plumb expr.	yaklaşık ama tam ideal değil
86	Idioms	pert near, but not plumb expr.	fena değil
87	Idioms	pert near, but not plumb expr.	idare eder
88	Idioms	pert near, but not plumb expr.	eh işte
89	Idioms	not with a bang but a whimper expr.	hayal kırıklığıyla (sonuçlanan)
90	Idioms	not with a bang but a whimper expr.	beklentiyi karşılamadan (sonuçlanan)
91	Idioms	not with a bang but a whimper expr.	beklendiği kadar ses getirmeden (sonuçlanan)
Speaking
92	Speaking	but that's not all expr.	fakat hepsi bu kadar değil
93	Speaking	can not help but expr.	ister istemez
94	Speaking	possible, but not likely expr.	olası ama zor ihtimal
95	Speaking	possible, but not likely expr.	olması ihtimal dahilinde fakat beklenmiyor
96	Speaking	possible, but not likely expr.	muhtemel ancak olacağını/gerçekleşeceğini sanmıyorum
97	Speaking	the best part of travelling is not arriving but the journey itself expr.	seyahat etmenin en keyifli yanı istenen yere varmak değil seyahatin kendisidir
98	Speaking	the best part of travelling is not arriving but the journey itself expr.	yolculuğun en güzel kısmı gidilen yere varmak değil yolculuğu yapmaktır
Insurance
99	Insurance	incurred but not reported losses n.	vuku bulan ve fakat sigortacı veya reasüröre ihbar edilmemiş olan hasarlar
100	Insurance	incurred but not reported adj.	meydana gelmiş ancak bildirilmemiş
Environment
101	Environment	species not concentrated in europe but with an unfavourable conservation status n.	avrupa’da yoğunlaşmamış ancak koruma statüleri olumsuz olan türler
Latin
102	Latin	non nobis solum sed omnibus (not for ourselves but for everyone) expr.	sadece kendimiz için değil herkes için
103	Latin	non nobis solum sed omnibus (not for ourselves but for everyone) expr.	sadece kendimiz değil herkes için