Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
squeeze
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Significados de
"squeeze"
en diccionario turco inglés : 116 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Common Usage
1
Common Usage
squeeze
v.
sıkışmak
2
Common Usage
squeeze
v.
sıkmak
General
3
General
squeeze
n.
izdiham
4
General
squeeze
n.
sıkma
5
General
squeeze
n.
sıkış
6
General
squeeze
n.
kıtlıktan ileri gelen zor durum
7
General
squeeze
n.
sıkıştırma
8
General
squeeze
n.
bir defada sıkılan miktar
9
General
squeeze
n.
kısıtlama
10
General
squeeze
n.
zorla alma
11
General
squeeze
n.
kucaklama
12
General
squeeze
n.
baskı
13
General
squeeze
n.
sıkım
14
General
squeeze
n.
sıkışma
15
General
squeeze
n.
kıtlık
16
General
squeeze
n.
kısıtlamadan ileri gelen zor durum
17
General
squeeze
n.
sıkışıklık
18
General
squeeze
n.
el kavrayarak sıkma
19
General
squeeze
n.
kalabalık
20
General
squeeze
n.
cemaat
21
General
squeeze
n.
ahali
22
General
squeeze
n.
toplanma
23
General
squeeze
n.
kalabalık topluluk
24
General
squeeze
n.
kabalık parti
25
General
squeeze
n.
kalabalık toplantı
26
General
squeeze
n.
(plastik nesnenin bir diğer nesneye bastırılması ile elde edilen) kalıp
27
General
squeeze
v.
zor bir duruma sokmak
28
General
squeeze
v.
kıstırmak
29
General
squeeze
v.
suyunu çıkarmak
30
General
squeeze
v.
sığdırmak
31
General
squeeze
v.
tıkmak
32
General
squeeze
v.
kısmak
33
General
squeeze
v.
sızdırmak
34
General
squeeze
v.
zorla almak
35
General
squeeze
v.
ezilmek
36
General
squeeze
v.
sıkmak (meyve/ıslak bez vb'ni)
37
General
squeeze
v.
para sızdırmak
38
General
squeeze
v.
tıkıştırmak
39
General
squeeze
v.
ezmek
40
General
squeeze
v.
baskı yapmak
41
General
squeeze
v.
sarmak
42
General
squeeze
v.
kucaklamak
43
General
squeeze
v.
(tetiği) düşürmek
44
General
squeeze
v.
(tetiği) parmak ile bastırarak kaldırmak
45
General
squeeze
v.
çabalayarak elde etmek
46
General
squeeze
v.
çok çalışarak kazanmak
47
General
squeeze
v.
dikkati ile kazanmak
48
General
squeeze
v.
yoğun çaba ile gerçekleştirmek
49
General
squeeze
v.
emek vererek sağlamak
50
General
squeeze
v.
zorla kazanmak
51
General
squeeze
v.
zorla sağlamak
52
General
squeeze
v.
yer açmak
53
General
squeeze
v.
zaman yaratmak
54
General
squeeze
v.
fırsat yaratmak
55
General
squeeze
v.
(bir şeyi) araya sıkıştırmak
56
General
squeeze
v.
kıl payı kazanmak
57
General
squeeze
v.
ucu ucuna kazanmak
58
General
squeeze
v.
burun farkı ile elde etmek
59
General
squeeze
v.
çok küçük bir fark ile elde etmek
60
General
squeeze
v.
(baskı ile) şekle getirmek
61
General
squeeze
v.
bir yerden geçmeye zorlamak
62
General
squeeze
v.
bir yere zorlamak
63
General
squeeze
v.
ucu ucuna zafer kazanmak
64
General
squeeze
v.
ucundan köşesinden başarı elde etmek
65
General
squeeze
v.
(omuz, kol) tutarak hafifçe sıkmak
66
General
squeeze
v.
(yakınlık göstermek için) kavramak
Trade/Economic
67
Trade/Economic
squeeze
n.
asyalı hizmetçinin istediği rüşvet
68
Trade/Economic
squeeze
n.
asyalı hizmetçi tarafından talep edilen aracılık ücreti
69
Trade/Economic
squeeze
n.
(bir yetkili veya komisyoncu tarafından elde edilen) gizli kar
70
Trade/Economic
squeeze
n.
el altından yapılan kar
71
Trade/Economic
squeeze
n.
rüşvet
72
Trade/Economic
squeeze
n.
hile hurda ile kar elde etme
73
Trade/Economic
squeeze
n.
zorla kazanç sağlama
74
Trade/Economic
squeeze
n.
haraç kesme
75
Trade/Economic
squeeze
n.
haraç baskısı
76
Trade/Economic
squeeze
n.
kısa pozisyon sıkıştırması
77
Trade/Economic
squeeze
n.
mali baskı
78
Trade/Economic
squeeze
n.
finansal baskı
79
Trade/Economic
squeeze
n.
finansal daralma
80
Trade/Economic
squeeze
n.
mali bunalım
81
Trade/Economic
squeeze
v.
ekonomik zorluk yaratmak
82
Trade/Economic
squeeze
v.
ekonomik buhrana yol açmak
83
Trade/Economic
squeeze
v.
ekonomik açıdan zorlamak
84
Trade/Economic
squeeze
v.
(kar miktarını) azaltmak
85
Trade/Economic
squeeze
v.
(karı) düşürmek
86
Trade/Economic
squeeze
v.
ekonomik baskı yaratmak
87
Trade/Economic
squeeze
v.
haraç kesmek
88
Trade/Economic
squeeze
v.
baskı altında tutmak
89
Trade/Economic
squeeze
v.
sindirmek
Technical
90
Technical
squeeze
v.
sıkmak
91
Technical
squeeze
v.
sıkıştırmak
Textile
92
Textile
squeeze
v.
toklamak
Traffic
93
Traffic
squeeze
v.
farklı bir şeride yönelmek
94
Traffic
squeeze
v.
dar şeride sıkıştırmak
Mining
95
Mining
squeeze
n.
(madende üst tabakada) kademeli kapanma
96
Mining
squeeze
n.
kademeli olarak kapatılan maden bölgesi
Medical
97
Medical
squeeze
n.
barotravma
98
Medical
squeeze
n.
basınç sarsısı
Printing
99
Printing
squeeze
n.
kağıdın mürekkepli baskı yüzeyine bastırılması
100
Printing
squeeze
n.
(vizo ile sıkıştırıldığında) baskı harflerinde daralıp şekillenme
Breeding
101
Breeding
squeeze
n.
baş bölgesinin dışarıda kaldığı bir tür sığır kafesi
Baseball
102
Baseball
squeeze
n.
köşeye sıkıştırma taktiği
103
Baseball
squeeze
v.
(sıkışık oyun ile) sayı almak
104
Baseball
squeeze
v.
(sıkışık oyun ile) koşucuyu üçüncü kaleden saha ortasına getirmek
Card
105
Card
squeeze
n.
(briçte) skuiz yapılan oyun
106
Card
squeeze
n.
(briçte) bir oyuncuya ait alıcı olmayan kağıdın alıcı hale geldiği durum
107
Card
squeeze
n.
(remi ve kanasta oyunlarında) kartı güvenli atmak için değerli bir kart kombinasyonunun bozulduğu durum
108
Card
squeeze
v.
(briçte bir diğer oyuncuya) skuiz yapmak
109
Card
squeeze
v.
(briçte bir oyuncuya ait alıcı olmayan kağıdı) alıcı hale getirmek
Slang
110
Slang
squeeze
n.
kız arkadaş
111
Slang
squeeze
n.
manita
112
Slang
squeeze
n.
manita
113
Slang
squeeze
n.
sevgili
114
Slang
squeeze
n.
yatak arkadaşı
115
Slang
squeeze
n.
gizli çarkıfelek fren cihazı
116
Slang
squeeze
n.
gizli çarkıfelek durdurma cihazı
Significados de
"squeeze"
con otros términos en diccionario inglés turco: 303 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
squeeze [uk]
n.
boyun
2
General
squeeze [uk]
n.
ipek materyal
3
General
squeeze [uk]
n.
ipekten yapılmış nesne
4
General
squeeze [uk]
n.
ipek
5
General
squeeze box
n.
mağaracıların dar alanlarda sürünme alıştırması yaparken kullandığı ayarlanabilir kutu
6
General
squeeze box
n.
(tedavi, taşıma için) hayvan sabitleme kafesi
7
General
squeeze in
v.
sığışmak
8
General
squeeze and squash
v.
mıncıklamak
9
General
squeeze almost to death
v.
posasını çıkarmak
10
General
squeeze into
v.
sıkıştırmak
11
General
squeeze money out of somebody
v.
para sızdırmak
12
General
squeeze in
v.
sığışmak (bir yere)
13
General
squeeze in
v.
sıkıştırmak
14
General
squeeze into
v.
araya sıkışmak
15
General
squeeze the lemon
v.
limon sıkmak
16
General
squeeze lemon
v.
limon sıkmak
17
General
squeeze orange
v.
portakal sıkmak
18
General
squeeze pimples
v.
sivilce sıkmak
19
General
squeeze pimples
v.
sivilce patlatmak
20
General
squeeze for
v.
para için zorlamak
21
General
squeeze for
v.
bilgi almak için sıkıştırmak
22
General
squeeze for
v.
(birinden) haraç kesmek
23
General
squeeze for
v.
(birini) gasp etmek
24
General
squeeze in
v.
(bir şeye) zaman yaratmak
25
General
squeeze in
v.
(bir şey için) kaynak yaratmak
26
General
squeeze out
v.
fışkırtmak
27
General
squeeze out
v.
püskürtmek
28
General
squeeze out
v.
zorlu bir başarı elde etmek
29
General
squeeze out
v.
hak edilmiş bir zafer kazanmak
30
General
squeeze out
v.
kıran kırana bir galibiyet elde etmek
31
General
in a tight squeeze
adj.
sıkışmış
32
General
in a tight squeeze
adv.
zor durumda
Phrasals
33
Phrasals
squeeze by
v.
yanından sıkışarak/zor bela/zar zor geçmek
34
Phrasals
squeeze by
v.
yanına sıkışarak/zor bela/zar zor girmek
35
Phrasals
squeeze by
v.
sığışmak
36
Phrasals
squeeze by
v.
(bir işi) zor bela/zar zor yapmayı başarmak
37
Phrasals
squeeze by
v.
(dersten/sınavdan/bir üst lige) zar zor geçmek/geçmeyi başarmak
38
Phrasals
squeeze by (someone or something)
v.
yanından sıkışarak/zor bela/zar zor geçmek
39
Phrasals
squeeze by (someone or something)
v.
yanına sıkışarak/zor bela/zar zor girmek
40
Phrasals
squeeze by (someone or something)
v.
sığışmak
41
Phrasals
squeeze themselves up
v.
birbirlerini sıkıştırmak
42
Phrasals
squeeze through (something)
v.
bir yerden iterek/sıkıştırarak geçirmek
43
Phrasals
squeeze themselves together
v.
birbirlerini sıkıştırmak
44
Phrasals
squeeze something into something
v.
iterek sıkışık/küçük bir yere yerleştirmek
45
Phrasals
squeeze something in
v.
iterek sıkışık/küçük bir yere yerleştirmek
46
Phrasals
squeeze something out of something
v.
sıkıp çıkarmak
47
Phrasals
squeeze someone up
v.
sıkış tıkış bir yere oturtmak/yerleştirmek
48
Phrasals
squeeze something out
v.
sıkıp çıkarmak
49
Phrasals
squeeze something out
v.
sıkarak çıkarmak
50
Phrasals
squeeze something out of something
v.
sıkarak çıkarmak
51
Phrasals
squeeze themselves up
v.
tıkış tıkış bir yere sıkışmak
52
Phrasals
squeeze something from something
v.
(tüpten vb) sıkarak çıkartmak
53
Phrasals
squeeze something out of something
v.
(tüpten vb) sıkarak çıkartmak
54
Phrasals
squeeze something out
v.
(tüpten vb) sıkarak çıkartmak
55
Phrasals
squeeze (something) out of (something)
v.
bir şeyi sıkıp bir şey çıkarmak
56
Phrasals
squeeze (something) out of (something)
v.
bir şeyi sıkıp içindekini çıkarmak
57
Phrasals
squeeze (something) out of (someone)
v.
(birinden bir şey) sızdırmak
58
Phrasals
squeeze (something) out of (someone)
v.
(birini bir şey) yapması/vermesi için sıkıştırmak
59
Phrasals
squeeze (something) out of (someone)
v.
(birini bir şey) yapmaya/vermeye zorlamak
60
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
(bir şeyi) sıkıp içinden çıkarmak
61
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
(bir şeyi) sıkıp/sıkarak çıkarmak
62
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
(bir yerden/görevden) baskıyla çıkarmaya çalışmak
63
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
(bir yerden/görevden) zorla çıkarmaya çalışmak
64
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
bilgi almak için sıkıştırmak
65
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
bilgi almak için baskı yapmak
66
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
bilgi vermesi için zorlamak
67
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
zorla elde etmek
68
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
zorla/baskıyla bilgi almak
69
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
(bir şeyden/yerden/kalabalığın arasından) büzüşerek çıkmak
70
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
(bir şeyden/yerden) kıvrılarak geçmek
71
Phrasals
squeeze out (of something)
v.
(bir şeyden/dar bir yerden yerden) eğilerek çıkmak
72
Phrasals
squeeze out
v.
sıkıp çıkarmak
73
Phrasals
squeeze out
v.
sıkıp içindekini dışarı çıkarmak
74
Phrasals
squeeze out
v.
baskıyla/zorla söyletmek
75
Phrasals
squeeze out
v.
sıkıştırmak
76
Phrasals
squeeze out
v.
köşeye sıkıştırmak
77
Phrasals
squeeze out
v.
sıkıştırıp yerinden etmek
78
Phrasals
squeeze out
v.
dışarı itmek
79
Phrasals
squeeze (something) from (someone)
v.
(birini) sıkıştırıp bilgi almak
80
Phrasals
squeeze (something) from (someone)
v.
(birini) sıkıştırıp (bir şey) elde etmek
81
Phrasals
squeeze (something) from (someone)
v.
(birinden) zor kullanarak (bir şey) almak
82
Phrasals
squeeze (something) from (someone)
v.
(birinden) baskıyla/zorla bilgi almak
83
Phrasals
squeeze something from something
v.
bir şeyi sıkıp bir şey çıkartmak
84
Phrasals
squeeze something from something
v.
bir şeyi sıkıp içindeki çıkartmak
85
Phrasals
squeeze something from something
v.
bir şey sıkmak
86
Phrasals
squeeze something from something
v.
bir şeyi sıkıp bir şeyini çıkartmak
87
Phrasals
squeeze something from something
v.
bir şeyi dibine kadar kullanmak
88
Phrasals
squeeze something from something
v.
bir şeyi gittiği yere kadar kullanmak
89
Phrasals
squeeze something from something
v.
bir şeyden en azami faydayı sağlamak
90
Phrasals
squeeze off
v.
tetiğe basmak
91
Phrasals
squeeze off
v.
tetiği çekmek
92
Phrasals
squeeze off
v.
tetiği çekip silahı ateşlemek
93
Phrasals
squeeze off
v.
ateş etmek
94
Phrasals
squeeze up against someone or something
v.
birine/bir şeye doğru sıkışmak
95
Phrasals
squeeze up against someone or something
v.
birine/bir şeye sokulmak
96
Phrasals
squeeze up against someone or something
v.
birine/bir şeye dayamak
97
Phrasals
squeeze up against someone or something
v.
birine/bir şeye doğru sıkıştırmak
98
Phrasals
squeeze from
v.
-den sıkarak çıkarmak
99
Phrasals
squeeze from
v.
-i sıkıştırıp bilgi almak
100
Phrasals
squeeze from
v.
-den zor kullanarak bir şey almak
101
Phrasals
squeeze from
v.
'-den baskıyla/zorla bilgi almak
102
Phrasals
squeeze from
v.
'-i sıkıp bir şey çıkarmak
103
Phrasals
squeeze from
v.
-i gittiği yere kadar kullanmak
104
Phrasals
squeeze from
v.
-den azami faydayı sağlamak
105
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) sıkışmak
106
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) sığışmak
107
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) tıkışmak
108
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) sıkışık bir şekilde yerleşmek
109
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) sıkıştırmak
110
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) sığıştırmak
111
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) tıkıştırmak
112
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) zorla sığdırmak
113
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(bir şeye) sıkıştırıp yerleştirmek
114
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(dar bir zamana) sığdırmak
115
Phrasals
squeeze into (something)
v.
(dar bir zamana) sıkıştırmak
116
Phrasals
squeeze through
v.
-den sıkışarak geçmek
117
Phrasals
squeeze through
v.
-den sıkışıp geçmeyi başarmak
118
Phrasals
squeeze through
v.
dar bir yerden sığışıp geçmek
119
Phrasals
squeeze through
v.
-den son anda/kıl payı geçmek
120
Phrasals
squeeze through
v.
zar zor/ucu ucuna başarmak
121
Phrasals
squeeze together
v.
bir arada sığışmak
122
Phrasals
squeeze together
v.
hep birlikte sıkışmak/sığışmak
123
Phrasals
squeeze together
v.
birbirine sokulmak
124
Phrasals
squeeze together
v.
bir araya/hep birlikte sığıştırmak
125
Phrasals
squeeze together
v.
bir araya/hep birlikte sıkıştırmak
126
Phrasals
squeeze up
v.
sığışmak
127
Phrasals
squeeze up
v.
sıkışmak
128
Phrasals
squeeze up
v.
sıkışık bir şekilde yerleşmek
129
Phrasals
squeeze up
v.
tıkışmak
130
Phrasals
squeeze up
v.
sığıştırmak
131
Phrasals
squeeze up
v.
sıkıştırmak
132
Phrasals
squeeze up
v.
sıkışık bir şekilde yerleştirmek
133
Phrasals
squeeze up
v.
tıkıştırmak
134
Phrasals
squeeze up
v.
buruşturmak
135
Phrasals
squeeze up
v.
ezip büzmek
136
Phrasals
squeeze up
v.
ezmek
137
Phrasals
squeeze up against
v.
-e doğru sıkışmak
138
Phrasals
squeeze up against
v.
-e sokulmak
139
Phrasals
squeeze up against
v.
-e dayamak
Phrases
140
Phrases
the juice isn't worth the squeeze
expr.
attığın taş ürküttüğün kuşa değmez
Proverb
141
Proverb
you can't squeeze blood from a stone
ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil
142
Proverb
you can't squeeze blood from a stone
yoktan yonga çıkarılmaz
143
Proverb
you can't squeeze blood from a stone
ölü gözünden yaş çıkarılmaz
144
Proverb
you can't squeeze blood from a turnip
ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil
145
Proverb
you can't squeeze blood from a turnip
yoktan yonga çıkarılmaz
146
Proverb
you can't squeeze blood from a turnip
ölü gözünden yaş çıkarılmaz
Colloquial
147
Colloquial
the squeeze
n.
stres
148
Colloquial
the squeeze
n.
baskı
149
Colloquial
someone's main squeeze
n.
sevdiceği
150
Colloquial
someone's main squeeze
n.
manitası
151
Colloquial
someone's main squeeze
n.
sevgilisi
152
Colloquial
squeeze play
n.
sıkıştırma
153
Colloquial
squeeze play
n.
baskı
154
Colloquial
squeeze play
n.
bastırma
155
Colloquial
squeeze play
n.
karşı tarafı sıkıştırma
Idioms
156
Idioms
budget squeeze
n.
bütçe sıkışıklığı/darlığı
157
Idioms
budget squeeze
n.
bütçede sıkışıklık/darlık
158
Idioms
budget squeeze
n.
bütçe kısıtlaması
159
Idioms
budget squeeze
n.
bütçe yetersizliği
160
Idioms
budget squeeze
n.
bütçe darlığı
161
Idioms
a tight squeeze
n.
sıkışarak sığma
162
Idioms
a tight squeeze
n.
sıkışıklık
163
Idioms
a tight squeeze
n.
dar alan
164
Idioms
a tight squeeze
n.
sıkışık durum
165
Idioms
put the squeeze on (one)
v.
birini bir şey yapmaya zorlamak
166
Idioms
put the squeeze on (one)
v.
mecbur bırakmak
167
Idioms
put the squeeze on (one)
v.
birini bir şey yapması için sıkıştırmak
168
Idioms
put the squeeze on (one)
v.
birine yüklenmek
169
Idioms
put the squeeze on (one)
v.
birine sorun ya da engel oluşturmak
170
Idioms
put the squeeze on (one)
v.
zorlamak
171
Idioms
put the squeeze on someone
v.
birinden para almaya çalışmak
172
Idioms
put the squeeze on someone
v.
boğazına/ümüğüne yapışmak
173
Idioms
put the squeeze on someone
v.
sıkıştırmak
174
Idioms
put the squeeze on someone
v.
baskı yapmak
175
Idioms
put the squeeze on someone
v.
sıkıştırmak
176
Idioms
put the squeeze on someone
v.
zorlamak
177
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
birini bir şey yapmaya zorlamak
178
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
mecbur bırakmak
179
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
birini bir şey yapması için sıkıştırmak
180
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
birine yüklenmek
181
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
birinden para almaya çalışmak
182
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
boğazına/ümüğüne yapışmak
183
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
sıkıştırmak
184
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
silkelemek
185
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
birini bir şey yapmaya zorlamak
186
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
mecbur bırakmak
187
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
sıkıştırmak
188
Idioms
put the squeeze on someone/something
v.
yüklenmek
189
Idioms
put the squeeze on someone
v.
birine baskı yapmak
190
Idioms
be somebody's main squeeze
v.
birinin gözdesi, favorisi, sağ kolu olmak
191
Idioms
put the squeeze on
v.
birine baskı yapmak
192
Idioms
squeeze till the pips squeak
v.
gırtlağına çöküp para almak
193
Idioms
squeeze until the pips squeak
v.
gırtlağına çöküp para almak
194
Idioms
squeeze money out of someone
v.
para sızdırmak
195
Idioms
squeeze money out of
v.
para sızdırmak
196
Idioms
squeeze (one) dry
v.
(birini) sıkıp suyunu çıkarmak
197
Idioms
squeeze (one) dry
v.
(birini) soyup soğana çevirmek
198
Idioms
squeeze (one) dry
v.
(birinin) donuna kadar almak
199
Idioms
squeeze (one) dry
v.
(birinin) elindekini avucundakini zorla/baskıyla almak
200
Idioms
squeeze (one) dry
v.
birini sıkıştırıp her şeyi öğrenmek/bilgi almak
201
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
koca şeyi küçücük şeyin içine sığdırmaya çalışmak
202
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
küçük bir kaba/yere tıkıştırmak
203
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
küçük bir kaba/yere tıka basa koymak
204
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
küçük bir kaba/yere sıkıştırmak
205
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
küçük bir kaba/yere tıkmak
206
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
kabın/bir yerin alacağından fazlasını tıkıştırmak
207
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
208
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
iki ayağını bir pabuca sığdırmak/sokmak
209
Idioms
squeeze a quart into a pint pot
v.
iki ayağı bir pabuca girmek
210
Idioms
squeeze an orange
v.
iliğini kemirmek
211
Idioms
squeeze an orange
v.
etinden sütünden faydalanmak
212
Idioms
squeeze an orange
v.
iliğini kemiğini sömürmek
213
Idioms
squeeze (someone) until the pips squeak [uk]
v.
(birinin) gırtlağına çökmek
214
Idioms
squeeze (someone) until the pips squeak [uk]
v.
(birinden) para, bilgi koparmak için/koparana kadar gırtlağına çökmek
215
Idioms
in a squeeze
expr.
zor durumda
Trade/Economic
216
Trade/Economic
credit squeeze
n.
kredi sıkışıklığı
217
Trade/Economic
credit squeeze
n.
kredi darlığı
218
Trade/Economic
credit squeeze
n.
kredi sınırlaması
219
Trade/Economic
liquidity squeeze
n.
likidite sıkışıklığı
220
Trade/Economic
squeeze-out merger
n.
ortağı çıkararak birleşme
221
Trade/Economic
squeeze out
n.
satın alma yolu ile ortağın veya ortakların ortaklıktan çıkartılması
222
Trade/Economic
squeeze out
n.
zorunlu satın alma
223
Trade/Economic
squeeze-out merger
n.
(satın alma yolu ile) ortağı çıkararak birleşme
224
Trade/Economic
squeeze the shorts
v.
(kısa pozisyonları) sıkıştırmak
225
Trade/Economic
squeeze the shorts
v.
(kısa pozisyonlarda) sıkıştırma yapmak
226
Trade/Economic
squeeze the shorts
v.
(daha yüksek kazanç sağlamak için) çok sayıda kısa pozisyon açmak
Politics
227
Politics
credit squeeze
n.
kredi sıkışması
228
Politics
right of squeeze out
n.
ortaklıktan çıkarma hakkı
Technical
229
Technical
rotary squeeze
n.
merdaneli ezme
230
Technical
jolt-squeeze stripper
n.
sallar sıkıştırır sıyırıcı
231
Technical
jolt-squeeze moulding machine
n.
sarsar-sıkıştırır kalıplama makinesi
232
Technical
jolt-squeeze machine
n.
sallama sıkıştırma makinesi
233
Technical
squeeze casting
n.
sıkıştırmalı döküm
234
Technical
squeeze head
n.
sıkıştırma kafası (döküm)
235
Technical
squeeze moulding
n.
sıkıştırmalı kalıplama
236
Technical
squeeze machine
n.
sıkıştırma makinesi
237
Technical
squeeze board
n.
sıkıştırma tablası (döküm)
238
Technical
test for the resistance to internal pressure after application of squeeze-off
n.
sıkıştırma işleminden sonra iç basınca mukavemet deneyi
239
Technical
blow squeeze casting
n.
üflemeli sıkma döküm
240
Technical
high-pressure jolt-squeeze molding
n.
yüksek basınçlı kum kalıplama
Telecom
241
Telecom
price squeeze
n.
fiyat sıkıştırması
Construction
242
Construction
squeeze cementing
n.
çimento kalıbı deliklerine çimento basılması
243
Construction
squeeze job
n.
çimento kalıbı deliklerine çimento basılması
244
Construction
squeeze cementing
n.
pomba basıncı yardımıyla kuyu içindeki sorunlu alana çimento enjekte edilmesi
245
Construction
squeeze job
n.
pomba basıncı yardımıyla kuyu içindeki sorunlu alana çimento enjekte edilmesi
Automotive
246
Automotive
squeeze casting
n.
sıvı presleme ile döküm
Psychology
247
Psychology
marriage squeeze
n.
evlilik sıkışıklığı
248
Psychology
squeeze technique
n.
sıkıştırma tekniği
Dentistry
249
Dentistry
tooth squeeze
n.
diş sıkışması
Gastronomy
250
Gastronomy
squeeze bottle
n.
plastik sıkma şişesi
251
Gastronomy
squeeze bottle
n.
plastik sos şişesi
252
Gastronomy
twist and squeeze
v.
burup sıkmak
Math
253
Math
squeeze theorem
n.
sıkıştırma teoremi
Military
254
Military
trigger squeeze
n.
tetik düşürme
Hunting
255
Hunting
trigger squeeze
n.
silahı ateşlemek için tetiğe uygulanan basınç
Baseball
256
Baseball
squeeze play
n.
koşucu üçüncü kaledeyken vurucunun koşucunun kaleye ulaşmasına izin vermek için yavaş bir vuruş yaparak uyguladığı taktik
257
Baseball
safety squeeze
n.
üçüncü kale koşucusunun sayı yapmak için vurucunun topa yavaş bir şekilde başarıyla vurmasını beklemesi
258
Baseball
safety squeeze play
n.
üçüncü kale koşucusunun sayı yapmak için vurucunun topa yavaş bir şekilde başarıyla vurmasını beklemesi
259
Baseball
suicide squeeze
n.
üçüncü kaledeki koşucunun atış yaparken kaleye koştuğu riskli bir manevra
260
Baseball
suicide squeeze play
n.
üçüncü kaledeki koşucunun atış yaparken kaleye koştuğu riskli bir manevra
Card
261
Card
squeeze play
n.
(pokerde) eli zayıf oyuncunun bahsi artırdığı bir blöf
Music
262
Music
squeeze-box
n.
diatonik akordiyon
263
Music
squeeze box
n.
diatonik akordiyon
Slang
264
Slang
(one's) main squeeze
n.
manitası
265
Slang
the main squeeze
n.
manitası
266
Slang
(one's) main squeeze
n.
sevdiceği
267
Slang
the main squeeze
n.
sevdiceği
268
Slang
(one's) main squeeze
n.
sevgilisi
269
Slang
the main squeeze
n.
sevgilisi
270
Slang
(one's) main squeeze
n.
favorisi
271
Slang
the main squeeze
n.
favorisi
272
Slang
(one's) main squeeze
n.
gözdesi
273
Slang
the main squeeze
n.
gözdesi
274
Slang
(one's) main squeeze
n.
bir numarası
275
Slang
the main squeeze
n.
bir numarası
276
Slang
main squeeze
n.
sevdicek
277
Slang
main squeeze
n.
sevgili
278
Slang
squeeze one off
v.
boşalmak (gelmek)
279
Slang
squeeze the lemon
v.
işemek
280
Slang
put the squeeze on
v.
para istemek
281
Slang
be one's main squeeze
v.
(birinin) kız arkadaşı olmak
282
Slang
be one's main squeeze
v.
(birinin) manitası olmak
283
Slang
be one's main squeeze
v.
(birinin) sevgilisi olmak
284
Slang
be one's main squeeze
v.
en önemli kişi olmak
285
Slang
be one's main squeeze
v.
en yetkili kişi olmak
286
Slang
be one's main squeeze
v.
bir bölümün başındaki kişi olmak
287
Slang
be the main squeeze
v.
(birinin) kız arkadaşı olmak
288
Slang
be the main squeeze
v.
(birinin) manitası olmak
289
Slang
be the main squeeze
v.
(birinin) sevgilisi olmak
290
Slang
be the main squeeze
v.
en önemli kişi olmak
291
Slang
be the main squeeze
v.
en yetkili kişi olmak
292
Slang
be the main squeeze
v.
bir bölümün başındaki kişi olmak
293
Slang
be one's main squeeze
v.
(birinin) manitası olmak
294
Slang
be one's main squeeze
v.
(birinin) sevdiceği olmak
295
Slang
be one's main squeeze
v.
(birinin) sevgilisi olmak
296
Slang
be the main squeeze
v.
(birinin) gözdesi olmak
297
Slang
be the main squeeze
v.
(birinin) favorisi olmak
298
Slang
be the main squeeze
v.
(birinin) bir numarası olmak
299
Slang
be the main squeeze
v.
(bir alanda) en yetkili kişi olmak
300
Slang
be the main squeeze
v.
(bir bölümün) başındaki kişi olmak
Modern Slang
301
Modern Slang
anaconda squeeze
n.
partnerine/rakibine kollarıyla ve bacaklarıyla sarılıp sıkıştırma
302
Modern Slang
always know if the juice is worth the squeeze
expr.
çekilecek olan sıkıntının/yapılacak olan fedakarlığın alınacak olan sonuca değip değmeyeceğinden emin ol
303
Modern Slang
always know if the juice is worth the squeeze
expr.
bir şeyin yapılacak olan fedakarlıklara/katlanılacak sıkıntılara değip değmeyeceğinden emin ol
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of squeeze
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy