swim - Turco Inglés Diccionario
Historia

swim

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "swim" en diccionario turco inglés : 28 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
swim n. yüzme
swim v. yüzmek
General
swim n. baş dönmesi
swim n. yüzüş
swim n. baygınlık
swim n. yüzgeç
swim v. sersemlemek
swim v. yüzmesine yardım etmek
swim v. yüzdürmek
swim v. dolmak
swim v. taşmak
swim v. boğulmak
swim v. yüzmek (suda)
swim v. kulaç atmak
swim v. yüzerek geçmek (akarsu/göl vb'ni)
swim v. dolu olmak (bir şeyle)
swim v. dönmek (birinin başı)
swim v. bol miktarda sahip olmak (bir şeye)
swim v. dönmek
swim v. yüzmek
swim v. bir şey içinde yüzmek
swim v. (hayvan) yüzerek dolaşmak
swim v. (baş) dönmek
swim v. gözünün önünde uçuşmak
swim adj. yüzmekle ilgili
swim adj. yüzerken kullanılan
Irregular Verb
swim v. swam - swum
Marine Biology
swim v. yüzmek

Significados de "swim" con otros términos en diccionario inglés turco: 188 resultado(s)

Inglés Turco
General
rift swim mask n. deniz gözlüğü
rift swim mask n. yüzücü gözlüğü
swim safety n. yüzme güvenliği
swim goggles n. su gözlüğü
swim goggles n. yüzücü gözlüğü
swim course n. yüzme kursu
let swim v. yüzdürmek
swim a stroke v. kulaçlamak
have a swim v. denize girmek
know how to swim v. yüzme bilmek
be in the swim v. katılmak
be in the swim v. faal bir hayat sürmek
swim under water v. suyun altında yüzmek
be in the swim v. yer almak
swim in the sea v. denizde yüzmek
swim with the tide v. egemen olan görüşe uymak
be in the swim of things v. faal bir hayat sürmek
swim a crawl v. kulaçlamak
swim like a brick v. batmak
be in the swim of things v. faal bir sosyal hayatı olmak
be in the swim v. faal bir sosyal hayatı olmak
swim in v. içinde yüzmek
be unable to swim v. yüzememek
can not swim v. yüzememek
swim a lot v. bol bol yüzmek
swim a lot v. çok yüzmek
swim to shore v. kıyıya yüzmek
go for a swim v. yüzmeye gitmek
swim naked v. çıplak yüzmek
swim with the current v. akıntı ile/akıntının yönünde yüzmek
swim in the water v. suda yüzmek
learn to swim v. yüzmeyi öğrenmek
learn to swim v. yüzme öğrenmek
swim with sharks v. köpek balıklarıyla yüzmek
in the swim adj. olup bitenlerden haberi olan
Phrasals
swim around v. keyfine/öylesine yüzmek
swim around v. uçuşmak
swim around v. suda oynamak
swim around v. uçuşup durmak
swim around v. geçmek
swim around v. dolaşmak
swim around v. dolaşıp durmak
swim for someone or something v. -e/doğru yüzmek
swim toward someone or something v. -e/doğru yüzmek
swim into (something) v. (bir şeye/yere) yüzmek
swim into (something) v. (bir şeye) karşı yüzmek
swim into (something) v. (akıntıya, gelgite, bir güce) karşı yüzmek
swim into something v. yüzerek bir şeye girmek
swim into something v. bir şeyin içine yüzmek
swim with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yüzmek
swim with (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yakınlarında/etrafında yüzmek
swim with (something) v. (bir şeyle) aynı yönde yüzmek
swim with (something) v. akıntıyla/gel-gitle aynı yönde yüzmek
swim with (something) v. (bir şeyin) yönünde yüzmek
swim with (something) v. akıntı/gel-git yönünde yüzmek
swim with (something) v. akıntıya kapılmak
swim with (something) v. akıntıyla sürüklenmek
swim with (something) v. akıntıya göre hareket etmek
swim with (something) v. rüzgar nereden eserse oraya gitmek
swim with (something) v. popüler olana kapılmak
swim with (something) v. çoğunlukla beraber/çoğunluğa göre hareket etmek
swim with (something) v. öldürülüp suya atılmak
swim with (something) v. suyun dibini boylamak
swim with (someone) v. hain (kimselerle) takılmak
swim with (someone) v. tehlikeli (kimselerle) takılmak
swim with (someone) v. tehlikeli (kimselere) bulaşmak
swim with (someone) v. güvenilmez (kimselerle) takılmak
swim with (someone) v. tehlikeli sularda yüzmek
swim with (someone) v. şeytanlık peşinde koşan (kimselerle) takılmak
swim with (someone) v. kurnaz (kimselere) bulaşmak
swim with (someone) v. köpek balıklarıyla yüzmek
swim for v. -e/doğru yüzmek
swim in (something) v. (bir şeyde) yüzmek
swim in (something) v. (bir şeye) batmak
swim in (something) v. (bir şeyle) kaplanmak
swim in (something) v. (bir şey) içinde yüzmek
swim in (something) v. bolca (bir şeye) sahip olmak
swim into v. -e yüzerek girmek
swim into v. -e yüzmek
swim into v. -e karşı yüzmek
swim into v. '-in içine yüzmek
swim toward v. -e/doğru yüzmek
Proverb
only dead fish swim with the stream sadece ölü balıklar akıntıya kapılır
only dead fish swim with the stream sadece ölü balıklar akıntıya kapılır
don't go near the water until you learn how to swim iyice hazır olmadan bir işe kalkışma
don't go near the water until you learn how to swim bilmediğin işe kalkışma/girişme
don't go near the water until you learn how to swim bir şeyi öğrenmeden yapmaya çalışma
Idioms
be in the swim v. tercih edilen olmak
be in the swim v. etkin ilişkilerde yer almak
be in the swim v. revaçta olmak
swim against the current v. akıntıya karşı küre çekmek
swim against the current v. akıntıya karşı yüzmek
swim against the tide v. akıntıya kürek çekmek
swim against the current v. akıntıya kürek çekmek
get the swim of things v. bir şeye dahil olmak
make someone's head swim v. birinin başını döndürmek
swim against the current v. burnunun dikine gitmek
make someone's head swim v. birinin kafasını allak bullak etmek
make someone's head swim v. birinin kafasını bulandırmak
make someone's head swim v. birinin kafasını karıştırmak
swim in the raw v. çıplak yüzmek
swim against the tide v. çoğunluğa uymamak
swim against the tide v. egemen olan görüşe karşı gelmek
swim before someone's eyes v. gözünün önüne gelmek
swim against the current v. olmayacak duaya amin demek
swim for it v. yüzerek kaçmak
be out of the swim of things v. (bir süre) olayların dışında kalmak
be out of the swim of things v. (bir süre) dahil olmamak
swim in front of (one's) eyes v. (birinin) gözünün önünde uçuşmak
swim in front of (one's) eyes v. (birinin) gözünün önünde belirmek
swim with/against the stream v. akışa uymak/uymamak
swim with/against the stream v. akıntıya kapılıp gitmek/akıntıya karşı kürek çekmek
swim with/against the stream v. sürüye uymak/uymamak
swim with/against the stream v. çoğunluğa uymak/karşı gelmek
swim against the stream v. akıntıya karşı yüzmek
be in the swim (of things) v. (işlerin içinde) aktif bir yer almak
be in the swim (of things) v. (her şeyden/olup bitenden) haberdar olmak
be in the swim (of things) v. (işlerle ilgili) bilgi sahibi olmak
be in the swim (of things) v. (bir şeylerden) geri kalmamak
make (one's) head swim v. (birinin) kafasını bulandırmak
make (one's) head swim v. (birinin) kafasını allak bullak etmek
make (one's) head swim v. (birine) ne olduğunu şaşırtmak
make (one's) head swim v. (birinin) beynini sulandırmak
make (one's) head swim v. (birinin) başını döndürmek
make (one's) head swim v. (birini) sersemletmek
make head swim v. kafasını allak bullak etmek
make head swim v. başını döndürmek
make head swim v. kafasını bulandırmak
make head swim v. kafasını karıştırmak
swim before eyes v. gözünün önüne gelmek
swim upstream v. akıntıya karşı yüzmek
swim upstream v. çoğunluğa uymamak
swim upstream v. çoğunluğa ters hareket etmek
swim upstream v. ters gitmek
swim upstream v. sürüye uymamak
swim with sharks v. tehlikeli/kurnaz insanlara bulaşmak
swim with sharks v. tehlikeli insanlarla aşık atmak
like trying to swim upstream expr. deveye hendek atlatmak kadar zor
sink or swim expr. ya batarsın ya çıkarsın
sink or swim expr. ya herrü ya merrü
in the swim of things expr. faal bir hayat süren
in the swim of things expr. faal bir sosyal hayatı olan
in the swim of things expr. hayata karışmış
in the swim of things expr. sahalarda
in the swim of things expr. sosyal hayatın içinde
in the swim (of things) expr. (işlere) alışmış/dahil olmuş
in the swim (of things) expr. (işlerin) akışına dahil olmuş
in the swim (of things) expr. işleyişe dahil olmuş
in the swim (of things) expr. (işlere/olan bitene) hakim
into the swim (of things) expr. (işlere) alışmış/dahil olmuş
into the swim (of things) expr. (işlerin) akışına dahil olmuş
into the swim (of things) expr. işleyişe dahil olmuş
into the swim (of things) expr. (işlere/olan bitene) hakim
out of the swim (of things) expr. (olayların) dışında kalmış
out of the swim (of things) expr. (olaylara) dahil olmayan
out of the swim (of things) expr. konuya uzak kalmış
out of the swim (of things) expr. aktif olarak katılamamış
out of the swim (of things) expr. durumdan bihaber kalmış
like trying to swim upstream expr. akıntıya karşı kürek çekmek gibi
Speaking
I can swim expr. ben yüzebilirim
I can't swim well expr. ben i̇yi̇ yüzemi̇yorum
you mustn’t swim here expr. burada yüzemezsiniz
I can't swim expr. ben yüzemem
they could swim when they were five expr. beş yaşında yüzebiliyorlardı
how often do you swim? expr. ne sıklıkla yüzersin?
she used to swim when she was young expr. o gençken yüzerdi
they left him to sink or swim expr. onu kendi kaderine terkettiler
she can swim fast expr. o hızlı yüzebilir
we're going to do it, sink or swim! expr. öyle de olsa böyle de olsa bu işi yapacağız (batsa da çıksa da bundan geri durmak yok !)
she can swim fast expr. o hızlı yüzebiliyor
we're going to do it, sink or swim! expr. onu yapacağız!
he used to swim when he was young expr. o gençken yüzerdi
we're going to do it, sink or swim! expr. ya herrü ya merrü
Textile
swim trunk n. erkek mayosu
swim trunk n. şort mayo
Medical
sperm swim-up n. sperm yüzdürme
swim-up n. yüzdürme
Marine Biology
swim bladder n. balığın suyun içinde dengede durabilmesini sağlayan içinde gaz dolu olan organ
swim bladder n. gaz kesesi
swim bladder disease n. yüzme kesesi hastalığı
swim bladder n. yüzme kesesi
swim bladder n. (balıkta) hava kesesi
Zoology
swim bladder n. yüzme kesesi
Sport
swim cap n. bone
swim meet n. iki veya daha fazla takım arasında düzenlenen yüzme müsabakası
swim cap n. yüzme bonesi
swim cap n. yüzücü bonesi
swim club n. yüzme kulübü