Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | taken aback adj. | kafası karışmış | ||
Tom seemed taken aback. Tom kafası karışmış görünüyor. More Sentences |
||||
General | taken aback adj. | şaşırmış | ||
When she told you her plan, were you taken aback? Sana planını anlattığında şaşırdın mı? More Sentences |
Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | be taken aback v. | şaşırmak | ||
I was taken aback. Şaşırmıştım. More Sentences |
||||
General | be taken aback v. | afallamak | ||
I was taken aback by a thunderclap. Bir gök gürültüsü beni afallattı. More Sentences |
||||
General | be taken aback v. | şaşalamak | ||
General | be taken aback v. | şaşırtmak | ||
General | be taken aback v. | şaşırıp kalmak | ||
General | be taken aback by v. | çok şaşırmak | ||
General | be taken aback at/by v. | -e çok şaşırmak | ||
General | be taken aback by v. | -e şaşakalmak | ||
General | be taken aback at v. | -e şaşakalmak | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | be taken aback v. | apışıp kalmak | ||
Idioms | ||||
Idioms | be taken aback v. | birdenbire engellenmek | ||
Idioms | be taken aback v. | birdenbire rahatsız edilmek | ||
Idioms | be taken aback (by somebody/something) v. | (biri/bir şey) tarafından şaşkınlığa uğratılmak | ||
Idioms | be taken aback (by somebody/something) v. | (biri/bir şey) yüzünden şoka girmek | ||
Idioms | be taken aback (by somebody/something) v. | (biri/bir şey) yüzünden şaşakalmak |