tedbir - Turco Inglés Diccionario
Historia

tedbir



Significados de "tedbir" en diccionario inglés turco : 40 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
tedbir measure n.
tedbir precaution n.
General
tedbir hedge n.
tedbir discretion n.
tedbir forethought n.
tedbir cautiousness n.
tedbir step n.
tedbir providence n.
tedbir maneuver n.
tedbir measure n.
tedbir shift n.
tedbir move n.
tedbir discreetness n.
tedbir counsel n.
tedbir foresight n.
tedbir tack n.
tedbir protection n.
tedbir expedient n.
tedbir precaution n.
tedbir action n.
tedbir caution n.
tedbir diligence n.
tedbir circumspection n.
tedbir manoeuvre n.
tedbir cautel [obsolete] n.
tedbir safeguard n.
tedbir movement n.
tedbir hye n.
tedbir dodge n.
tedbir preemption n.
Trade/Economic
tedbir measures n.
tedbir device n.
tedbir policy n.
Law
tedbir caution n.
tedbir conduct n.
tedbir circumspection n.
tedbir device n.
Politics
tedbir cautionary attachment n.
Technical
tedbir care n.
Telecom
tedbir remedy n.

Significados de "tedbir" con otros términos en diccionario inglés turco: 132 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
tedbir almak take measures v.
General
geçici tedbir stopgap n.
karşı tedbir countermeasure n.
ihtiyati tedbir provisional injunction n.
geçici tedbir temporary expedient n.
koruyucu tedbir precautionary action n.
önleyici tedbir preventive n.
eğreti tedbir stopgap n.
alınan tedbir precaution taken n.
alınan tedbir measure taken n.
ilave tedbir additional measure n.
ilave tedbir additional precaution n.
yasal tedbir legal measure n.
-e karşı tedbir provision for n.
-e karşı tedbir provision against n.
dikkat ve tedbir diligence n.
önleyici tedbir precautionary warning n.
önleyici tedbir preventive measure n.
mukabil tedbir response measure n.
idari tedbir administrative measure n.
(bencil amaçlar gözeterek) akıllıca alınan tedbir calculation n.
düşman durdurucu tedbir denial measure n.
yaklaşan tehlikeleri, zararları veya yaralanmaları önlemek için alınan tedbir guard n.
tedbir hazırlığı dispensation n.
önleyici tedbir firebreak n.
tedbir almak take measures v.
tedbir almak take steps v.
tedbir almak take precautions v.
tedbir almak take measure v.
bir şeyi önlemek için tedbir almak take steps v.
tedbir aldırmak have someone take precautions v.
tedbir aldırmak have someone take measures v.
tedbir almak take precaution v.
katı bir tedbir almak take a firm action v.
önceden tedbir almak forestall v.
sert tedbir/önlem almak take drastic action v.
(bir şeyi) hafifletmek için tedbir almak mitigate against v.
(bir şeyi) yatıştırmak için tedbir almak mitigate against v.
tedbir olarak kurmak rig v.
tedbir almak precaution v.
tedbir amaçlı prophylactic adj.
tedbir amaçlı cautionary adj.
tedbir alınmamış ill-considered adj.
tedbir amaçlı preventive adj.
davada nihai karar öncesi geçici nitelikte (tedbir) provisional adj.
tedbir alarak with caution adv.
tedbir amaçlı as a precautionary measure adv.
Phrasals
(bir şey) için tedbir almak get ahead of (something) v.
bir şeye karşı tedbir almak hedge against something v.
Proverb
tedbir tedaviden iyidir prevention is better than cure
tedbir tedaviden iyidir an ounce of prevention is worth a pound of cure
Colloquial
(sadece) tedbir olarak (just) to be safe expr.
Idioms
amaçlananın tam tersi etki yaratan eylem ya da tedbir catch-22 n.
çaresizlikle alınan son bir tedbir last-ditch defense/effort n.
(bir şeyi önlemek için) tedbir almak take steps (to prevent something) v.
Trade/Economic
fiyat değişikliklerine karşı alınan tedbir hedge n.
ihtiyati tedbir interim injunction n.
ihtiyati tedbir kararı injunction n.
önleyici tedbir prevention n.
tedbir amaçlı kapora cautionary deposit n.
zorunlu tedbir repressive measure n.
yıllık bütçelerin arasında önerilen bir grup ekonomik tedbir minibudget n.
tedbir işlemi hedge n.
tedbir satışı hedge n.
tedbir sözleşmesi hedge n.
ihtiyati tedbir koymak pass a cautionary judgment v.
tedbir işlemi yapmak hedge v.
Law
ara tedbir interim measure n.
bankaların soyguna karşı tedbir amaçlı kullandığı bir yöntem dye pack n.
bir borcun ödenmesinde ilk olarak asli borçlunun malına tedbir konulmasını talep hakkı benefit of discussion n.
cezalandırıcı tedbir punitive measure n.
geçici tedbir nafakası temporary alimony pending a suit n.
geçici tedbir interim measure n.
ıslah edici tedbir reformatory measure n.
ihtiyati tedbir cautionary judgment n.
ihtiyati tedbir interim measure n.
ihtiyati tedbir interim injunction n.
ıslah edici tedbir corrective measure n.
ihtiyati tedbir injunctive relief n.
ihtiyati tedbir kararı interlocutory injunction n.
ihtiyati tedbir emri temporary injunction n.
ihtiyati tedbir interim injunction n.
ihtiyati tedbir emri interlocutory injunction n.
ihtiyati tedbir kararı temporary injunction n.
ihtiyati tedbir precautionary attachment n.
ihtiyati tedbir interim relief n.
ihtiyati tedbir preliminary injunction n.
ihtiyati tedbir mandatory injunction n.
ihtiyati tedbir provisional remedy n.
kısıtlayıcı tedbir restrictive measure n.
lüzumlu tedbir necessary measure n.
mahkemenin aldığı ihtiyati tedbir kararı interlocutory injunction n.
parasal olmayan tedbir equitable relief n.
tedbir kararı injunction n.
tedbir mahiyetinde emir injunction n.
tedbir nafakası maintenance pending suit n.
tedbir nafakası alimony ad interim n.
tedbir nafakası temporary alimony n.
tedbir talebi bill quia timet n.
tedbir nafakası alimony pendente lite n.
tedbir koydurma imposition of cautionary judgement n.
tedbir nafakası ancillary relief n.
bir borcun ödenmesinde ilk olarak asli borçlunun malına tedbir konulmasını talep hakkı beneficium excussionis n.
bir borcun ödenmesinde ilk olarak asli borçlunun malına tedbir konulmasını talep hakkı beneficium ordinis seu excussionis n.
yasal tedbir koyma yetkisi initiative n.
ihtiyati tedbir koymak impose an interim injunction v.
tedbir koymak take a cautionary judgement v.
tedbir koydurmak have the injunction granted v.
tedbir koydurmak make a cautionary judgement v.
tedbir koydurmak impose a cautionary judgement v.
tedbir talep etmek apply for an injunction v.
tedbir koymak injunct v.
Politics
ihtiyati tedbir precautionary measure n.
telafi edici tedbir countervailing measure n.
zecri tedbir stringent measure n.
(ilk adım olarak) tedbir önermek initiate v.
Technical
geçici tedbir/çözüm interim containment action (ica) n.
karşı tedbir counter measure n.
önceden alınan tedbir precaution n.
yangından koruyucu tedbir precaution against fire n.
Environment
kirlenme azaltıcı tedbir contamination avoidance n.
koruyucu tedbir protective measure n.
koruyucu tedbir dozu protective action guide n.
önleyici koruyucu tedbir preventive protective action n.
Military
elektronik karşı tedbir electronic counter measure n.
elektronik mukabil karşı tedbir olarak kullanılan pasif tarama tekniği lobe-on-receive-only n.
saldırı sonrası tedbir postattack measures n.
saldırı öncesi tedbir pre-attack measure n.
tedbir amaçlı saldırı first strike n.
tedbir amaçlı saldırı first-strike n.
Latin
kanuni tedbir almak cavere v.
tedbir almak cavere v.