ticking - Turco Inglés Diccionario
Historia

ticking

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "ticking" en diccionario turco inglés : 10 resultado(s)

Inglés Turco
General
ticking n. yastık kılıfı kumaşı
ticking n. yatak veya yastığın yüzünü yapmaya elverişli kumaş
ticking n. şilte
ticking n. tık tık
ticking n. saat, telgraf cihazı vb. tıkırtısı
Technical
ticking n. minder kumaşı
Textile
ticking n. çadır kumaşı
ticking n. sıkı dokunmuş kumaş
Zoology
ticking n. kuş veya memelinin tüylerindeki benekler
ticking n. kıl/tüy üzerinde birden fazla renk bulunması

Significados de "ticking" con otros términos en diccionario inglés turco: 49 resultado(s)

Inglés Turco
General
time is ticking away n. zaman acımasızca geçiyor
ticking bomb n. sıkıntılı durum
box-ticking n. gerçek değere bakmak yerine prosedürleri yerine getirme
box-ticking n. (bir şeyi) prosedür gereği yapma
set a ticking bomb v. saatli bombayı ayarlamak
Phrases
biological clock is ticking expr. biyolojik saat işliyor
biological clock is ticking expr. kadınların belli bir yaşa kadar çocuk sahibi olabileceğini belirtmek için kullanılan ifade
(the) clock is ticking expr. vakit geçiyor
(the) clock is ticking expr. vakit doluyor
(the) clock is ticking expr. kadınların belli bir yaşa kadar çocuk sahibi olacağını belirten ifade
(the) clock is ticking expr. zaman azalıyor
(the) clock is ticking expr. zaman daralıyor
(the) clock is ticking expr. (kadınlar için) çocuk yapma vaktinin giderek azalması
biological clock is ticking expr. biyolojik saat işliyor
biological clock is ticking expr. vakit geçiyor
biological clock is ticking expr. vakit doluyor
biological clock is ticking expr. kadınların belli bir yaşa kadar çocuk sahibi olacağını belirten ifade
biological clock is ticking expr. zaman azalıyor
biological clock is ticking expr. zaman daralıyor
biological clock is ticking expr. (kadınlar için) çocuk yapma vaktinin giderek azalması
Idioms
a (ticking) time bomb n. saatli bomba
a (ticking) time bomb n. sıkıntılı durum
a (ticking) time bomb n. tehlikeli durum
a (ticking) time bomb n. saatli bomba
a (ticking) time bomb n. her an patlamaya hazır bomba
take a licking but keep on ticking v. yarasını sarıp çalışmaya devam etmek
take a licking but keep on ticking v. yarasına rağmen çalışmaya devam etmek
take a licking but keep on ticking v. birçok kez onarım görse de hâlâ çalışıyor/çalışır durumda olmak
take a licking but keep on ticking v. yere düşse de/tökezleyip yine ayağa kalkmak
take a licking but keep on ticking v. aksiliklere rağmen çalışmaya devam etmek
take a licking but keep on ticking v. başarısızlığa boyun eğmemek
take a licking and keep on ticking v. her şeye rağmen devam etmek
take a licking and keep on ticking v. yenilgiye rağmen yılmamak
take a licking and keep on ticking v. yara alsa da dayanmak
take a licking and keep on ticking v. zarar görse de çalışmaya devam etmek
take a licking and keep on ticking v. yarı yolda bırakmamak/kalmamak
take a licking and keep on ticking v. gördüğü zararı, engelleri, kayıpları, başarısızlıkları tolere edebilmek
(the) clock is ticking expr. zaman azalıyor
the clock is ticking expr. zaman su gibi akıp gidiyor
(the) clock is ticking expr. vakit daralıyor
the clock is ticking expr. zaman azalıyor
the clock is ticking expr. vakit daralıyor
the clock is ticking expr. ömür geçiyor
the clock is ticking expr. biyolojik saat işliyor
biological clock is ticking expr. biyolojik olarak sürenin azalması/geçmesi
biological clock is ticking expr. (kadınlar için) çocuk yapmak için az vaktinin kalması
Speaking
the clock is ticking expr. zamanımız azalıyor
Automotive
ticking over n. rölantide çalışma
Military
ticking bomb n. saatli bomba