Historia

uzun zaman

Significados de "uzun zaman" en diccionario inglés turco : 7 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	uzun zaman	long time n.
2	General	uzun zaman	ages n.
3	General	uzun zaman	extended period of time n.
4	General	uzun zaman	long adv.
Colloquial
5	Colloquial	uzun zaman	coons age n.
6	Colloquial	uzun zaman	coon's age n.
Archaic
7	Archaic	uzun zaman	longitude n.

Significados de "uzun zaman" con otros términos en diccionario inglés turco: 108 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	çok uzun zaman	blue moon n.
2	General	çok uzun zaman	eon n.
3	General	hayli uzun zaman	a good long time n.
4	General	uzun bir uçak yolculuğundan sonra zaman farkından doğan uyku düzensizliği, yorgunluk vb	jet lag n.
5	General	çok uzun veya sonsuz zaman	eon n.
6	General	uzun zaman yasaklanmış ziyaret	long-banned visit n.
7	General	uzun zaman önce yaşamış kimse	ancient n.
8	General	çok uzun zaman	month of sundays n.
9	General	uzun zaman dilimi	long haul n.
10	General	uzun zaman dilimi	long-haul n.
11	General	uzun sürmek (zaman)	take a long time v.
12	General	uzun zaman çalışmak	work for a long time v.
13	General	uzun zaman almak	take a long time v.
14	General	zaman zaman konu dışına çıkarak meseleyi uzun uzadıya anlatan	diffuse adj.
15	General	uzun zaman boyunca edinilegelmiş	inbred adj.
16	General	uzun zaman süren	agelong adj.
17	General	rafta satılmadan uzun zaman kalmış mal	shopworn adj.
18	General	uzun zaman dayanan	lasting adj.
19	General	uzun zaman yasaklanmış	long-banned adj.
20	General	uzun zaman önce terk edilmiş	long-abandoned adj.
21	General	uzun zaman süren	age-long adj.
22	General	uzun zaman önce kurulmuş	old-established adj.
23	General	çok uzun zaman önceye	deep into the past adj.
24	General	çok uzun zaman önce	deep in the past adj.
25	General	çok uzun bir zaman	a month of sundays adv.
26	General	uzun bir zaman	for ages adv.
27	General	çok uzun zaman	a month of sundays adv.
28	General	uzun bir zaman	for a long time adv.
29	General	uzun bir zaman için	long adv.
30	General	uzun bir zaman önce	long ago adv.
31	General	uzun zaman önce	earst [obsolete] adv.
32	General	uzun zaman önce	erst adv.
33	General	uzun zaman önce	since a long time ago adv.
34	General	uzun zaman önce	from way back adv.
Phrasals
35	Phrasals	uzun zaman görülmeyen kişiyi ziyaret etmek	look someone up v.
36	Phrasals	uzun zaman harcamak	linger over v.
37	Phrasals	(bir şey) üzerinde uzun zaman harcamak	linger over (something) v.
Phrases
38	Phrases	uzun zaman oldu	it has been a long time expr.
39	Phrases	(bir olaydan) uzun zaman önce	well before expr.
40	Phrases	boyunca (uzun bir zaman/dönem)	down through (something) expr.
41	Phrases	uzun bir zaman önce	way back when [us] expr.
Proverb
42	Proverb	biraz uzun zaman alsa da hak yerini bulur/hak yerde kalmaz	mills of the gods grind slowly, but they grind exceedingly fine
43	Proverb	biraz uzun zaman alsa da hak yerini bulur/hak yerde kalmaz	mills of the gods grind slowly
44	Proverb	komisyonların bir işi başarması çok uzun zaman alır	a committee is a group of men who keep minutes and waste hours
Colloquial
45	Colloquial	çok uzun zaman	a dog's age n.
46	Colloquial	çok uzun zaman	dog's age n.
47	Colloquial	çok uzun zaman	yonks n.
48	Colloquial	çok uzun zaman	in a dog's age adv.
49	Colloquial	çok uzun zaman önce	a long time ago expr.
50	Colloquial	çok uzun zaman önce	light years away expr.
51	Colloquial	çok uzun zaman önce	once in a blue moon expr.
52	Colloquial	çok uzun zaman	a month of sunday expr.
53	Colloquial	seninle konuşmayalı uzun zaman oldu	it’s been a while since you and i talked expr.
54	Colloquial	uzun zaman önce	of old expr.
55	Colloquial	çok uzun zaman	dog's years expr.
56	Colloquial	sesini duymayalı uzun zaman oldu	long time, no hear expr.
57	Colloquial	çok uzun zaman	many a day expr.
Idioms
58	Idioms	çok uzun zaman	a dog's age n.
59	Idioms	çok uzun zaman	dog's age n.
60	Idioms	çok uzun zaman süren savaş	a running battle n.
61	Idioms	çok uzun süre/zaman	a coon's age n.
62	Idioms	çok uzun zaman	month-of-sundays n.
63	Idioms	çok uzun zaman	donkey's ears n.
64	Idioms	uzun zaman önce olan şeyleri hatırlamak	have a long memory v.
65	Idioms	uzun zaman önce	before the rinderpest [south africa] adv.
66	Idioms	uzun zaman önce	since the rinderpest [south africa] adv.
67	Idioms	çok uzun zaman	to kingdom come adv.
68	Idioms	aşırı uzun zaman	to kingdom come adv.
69	Idioms	çok uzun zaman önce	many moons ago expr.
70	Idioms	uzun zaman için	at length expr.
71	Idioms	uzun zaman sonra	at length expr.
72	Idioms	(tıpkı) bisiklete binmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri)	(just) like riding a bicycle expr.
73	Idioms	(tıpkı) bisiklet sürmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri)	(just) like riding a bicycle expr.
74	Idioms	(tıpkı) bisiklete binmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri)	(just) like riding a bike expr.
75	Idioms	(tıpkı) bisiklet sürmek gibi (uzun zaman geçse de kolayca hatırlanan beceri)	(just) like riding a bike expr.
76	Idioms	uzun zaman oldu	long-time expr.
77	Idioms	çok uzun zaman önceden	from the year dot [us] expr.
78	Idioms	çok uzun zaman önceden	since the year dot [us] expr.
Speaking
79	Speaking	bu uzun zaman önceydi	it was a long time ago expr.
80	Speaking	bunu uzun zaman önce yapmalıydı	he should've done this a long time ago expr.
81	Speaking	bu çok uzun zaman önceydi	that was a long time ago expr.
82	Speaking	çok uzun zaman önceydi	that was a very long time ago expr.
83	Speaking	çok uzun zaman önce	before the flood expr.
84	Speaking	görüşmeyeli uzun zaman oldu	long time no see expr.
85	Speaking	görmeyeli uzun zaman oldu	long time no see expr.
86	Speaking	görüşmeyeli uzun zaman oldu	it's been a long time since we talked expr.
87	Speaking	konuşmayalı uzun zaman oldu	it's been a long time since we talked expr.
88	Speaking	uzun zaman önceydi	it was a long time ago expr.
89	Speaking	uzun zaman önce öldü	he died a long time ago expr.
90	Speaking	uzun zaman oldu	it's been a long time expr.
91	Speaking	uzun zaman geçti	it's been a long time expr.
Trade/Economic
92	Trade/Economic	abd'de 1960'larda federal reserve bank'ın uyguladığı uzun vadeli menkul değerler alıp kısa vadeli olanları satarak faizlerin zaman yapısını çevirmeye yönelik politika	operation twist n.
93	Trade/Economic	uzun vadeli zaman	long term time horizon n.
Technical
94	Technical	sonsuz uzun zaman süreci	coon's age n.
95	Technical	uzun zaman gecikmeli sinyal yankısı	long delay echo (lde) n.
96	Technical	uzun zaman gecikmeli yankı sinyali	long delayed echo (lde) n.
97	Technical	uzun zaman gecikmeli sinyal yankısı	long delayed echo (lde) n.
98	Technical	uzun zaman gecikmeli yankı sinyali	long delay echo (lde) n.
99	Technical	uzun zaman gecikmeli	long-delayed adj.
100	Technical	uzun zaman gecikmeli	long delay adj.
Computer
101	Computer	uzun zaman önce	long time ago expr.
Physics
102	Physics	evrende uzun yolculuklar için kısayollar oluşturabilen uzay-zaman içerisindeki teorik geçitler	wormhole n.
Biology
103	Biology	organizmanın uzun zaman sonucu aşamalı olarak başka bir organizmaya evrilmesi	anamorphism n.
104	Biology	organizmanın uzun zaman sonucu aşamalı olarak başka bir organizmaya evrilmesi	anamorphosis n.
105	Biology	organizmanın uzun zaman sonucu aşamalı olarak başka bir organizmaya evrilmesi	anamorphosy [obsolete] n.
Zoology
106	Zoology	bir kuşun kuyruğundaki uzun tüyleri örten ve kimi zaman daha da uzun olan tüyler	tail coverts n.
Archaic
107	Archaic	uzun zaman önce	for yonks adv.
Modern Slang
108	Modern Slang	birini tanımanın uzun zaman alması karşısında yaşanan hüsran/yılgınlık	adronitis n.