Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
Technical | ||||
Technical | video oyunları | video games n. | ||
Children are also great consumers of the Internet and video games. Çocuklar aynı zamanda internet ve video oyunlarının da büyük tüketicileridir. More Sentences |
Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | video oyunları oynamak | play video games v. | ||
Tom doesn't play video games. Tom video oyunları oynamaz. More Sentences |
||||
General | video veya bilgisayar oyunları oynama | video gaming n. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | (özellikle çizgi roman, bilim kurgu, video oyunları ve benzeri için) takıntılı kadın hayran | fangirl n. | ||
Colloquial | (özellikle çizgi roman, bilim kurgu, video oyunları ve benzeri için) takıntılı kadın hayran | fangurl n. | ||
Computer | ||||
Computer | video oyunları için tasarlanmış özel bir sistem | nintendo n. | ||
Computer | (video oyunları) genellikle ateşli silah oyunlarında parçalanmış bir karakterin parçaları | gib n. | ||
Computer | diğer oyunculara karşı avantaj sağlayan oyun içi öğeleri gerçek para harcayarak satın almaya izin veren video oyunları | pay to win (p2w) n. | ||
Computer | video oyunları oynayarak hayatını kazanan kişi | e-athlete n. | ||
Computer | (video oyunları) düşmanı veya rakibi parçalara ayırmak | gib v. |