|
- You partly admitted that in your speech to us today.
- Bugün bize yaptığınız konuşmada bunu kısmen kabul ettiniz.
- President Bush admitted these accusations were unfair.
- Başkan Bush bu suçlamaların haksız olduğunu kabul etti.
- This was not what Parliament wished, as it had requested that the Court declare that this appeal should not be admitted.
- Parlamento'nun istediği bu değildi zira Mahkeme'den bu itirazın kabul edilmemesi gerektiğini beyan etmesini istemişti.
- The Commission has freely admitted that there is no foolproof detection method.
- Komisyon, kusursuz bir tespit yöntemi olmadığını açıkça kabul etmiştir.
- This means you're admitted to the pharmacy program on day one.
- Bu, birinci günde eczane programına kabul edildiğiniz anlamına gelir.
- He thinks he would lose face if he admitted the mistake.
- Hatasını kabul ederse itibar kaybedeceğini düşünmektedir.
- Between 1820 and 1973, the United States admitted more than 46 million immigrants.
- 1820 ve 1973 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri, 46 milyondan fazla göçmeni kabul etti.
- You admitted that you were wrong.
- Hatalı olduğunuzu kabul ettiniz.
- Tom admitted that it was partially his fault.
- Tom onun kısmen hatası olduğunu kabul etti.
- He admitted himself defeated.
- Kendisi yenildiğini kabul etti.
- He was admitted to the school.
- O, okula kabul edildi.
- Tom admitted it was a stupid idea.
- Tom bunun aptalca bir fikir olduğunu kabul etti.
- He admitted that he was guilty.
- Suçlu olduğunu kabul etti.
- Tom admitted his guilt.
- Tom suçunu kabul etti.
- I admitted I'd lied.
- Yalan söylediğimi kabul ettim.
- Tom admitted doing that.
- Tom onu yapmayı kabul etti.
- Tom admitted his mistakes.
- Tom hatalarını kabul etti.
- He was admitted to the club.
- O, kulübe kabul edildi.
- The boy admitted breaking the window.
- Çocuk pencereyi kırdığını kabul etti.
- She frankly admitted her guilt.
- Açıkça suçunu kabul etti.
- I admitted that I was wrong.
- Hatalı olduğumu kabul ettim.
- Tom admitted that it was true.
- Tom doğru olduğunu kabul etti.
- She was admitted to the bar.
- Baroya kabul edildi.
- Children under the age of twelve will be admitted free.
- On iki yaşın altındaki çocuklar ücretsiz kabul edilecek.
- Children under three are admitted free of charge.
- Üç yaşın altındaki çocuklar ücretsiz kabul ediliyor.
- She admitted that she was wrong.
- Hatalı olduğunu kabul etti.
- Tom admitted that I was right.
- Tom haklı olduğumu kabul etti.
- Sally admitted that she borrowed the scarf but said she was not guilty.
- Sally, atkıyı ödünç aldığını kabul etti ama suçsuz olduğunu söyledi.
- Tom admitted that he was guilty.
- Tom suçlu olduğunu kabul etti.
- When were you admitted to the university?
- Üniversiteye ne zaman kabul edildiniz?
- Tom admitted he was wrong.
- Tom hatalı olduğunu kabul etti.
- You never admitted you were wrong.
- Hatalı olduğunu asla kabul etmedin.
- Tom admitted that he'd been mistaken.
- Tom hatalı olduğunu kabul etti.
- California was the 31st state admitted to the United States.
- Kaliforniya, Amerika Birleşik Devletleri'ne kabul edilen 31'inci eyaletti.
- He was admitted to that school without taking the exam.
- O okula sınavsız kabul edildi.
- Children are not admitted.
- Çocuklar kabul edilmez.
- Everyone admitted that the earth is a sphere.
- Herkes dünyanın bir küre olduğunu kabul etti.
- Tom just admitted he made a mistake.
- Tom az önce bir hata yaptığını kabul etti.
- Tom admitted that he had been defeated.
- Tom yenildiğini kabul etti.
- Tom has admitted his mistakes.
- Tom hatalarını kabul etti.
- All students are admitted free.
- Tüm öğrenciler ücretsiz kabul edilir.
- The boy was admitted to the school.
- Çocuk okula kabul edildi.
- She was admitted to Waseda University.
- Waseda Üniversitesine kabul edildi.
- Tom admitted he'd made a mistake.
- Tom hata yaptığını kabul etti.
- She was admitted to the club.
- O, kulübe kabul edildi.
- Tom admitted it was his fault.
- Tom onun kendi hatası olduğunu kabul etti.
- Tom admitted his mistake.
- Tom hatasını kabul etti.
- He was admitted to that school without taking the exam.
- Sınavsız o okula kabul edildi.
- Tom admitted that it was partially his fault.
- Tom bunun kısmen kendi hatası olduğunu kabul etti.
- Tom admitted that he was wrong.
- Tom, hatalı olduğunu kabul etti.
- Every person will be admitted regardless of his or her age.
- Her insan yaşına bakılmaksızın kabul edilecek.
- Tom admitted that.
- Tom bunu kabul etti.
- Tom admitted it was his fault.
- Tom bunun kendi kusuru olduğunu kabul etti.
- Tom admitted that it was due to his carelessness that the accident had happened.
- Tom kazanın kendi dikkatsizliği yüzünden olduğunu kabul etti.
- I admitted I did it.
- Yaptığımı kabul ettim.
- Tom has admitted his guilt.
- Tom suçunu kabul etti.
- Where should I go to be admitted into the emergency room?
- Acil servise kabul edilmek için nereye gitmeliyim?
- He admitted his guilt.
- Suçunu kabul etti.
- He was admitted to the club.
- Kulübe kabul edilmiş.
- Tom admitted that he had been wrong.
- Tom hatalı olduğunu kabul etti.
- He admitted his defeat.
- Yenilgisini kabul etti.
- I admitted that he was right.
- Onun haklı olduğunu kabul ettim.
- Children are not admitted.
- Çocuklar kabul edilmiyor.
- You admitted that you made a mistake.
- Bir hata yaptığını kabul ettin.
- Tom admitted to spilling the red wine.
- Tom kırmızı şarabı döktüğünü kabul etti.
- Tom admitted that what he did was wrong.
- Tom yaptığının yanlış olduğunu kabul etti.
- Three of my friends, besides me, were admitted to the bar.
- Benim dışımda üç arkadaşım daha bara kabul edildi.
- You admitted that you made a mistake.
- Hata yaptığınızı kabul ettiniz.
- What percentage of the students are admitted to colleges?
- Öğrencilerin yüzde kaçı üniversitelere kabul edilmektedir?
- Children of age sixteen and under will not be admitted to the theatre.
- 16 yaş ve altındaki çocuklar tiyatroya kabul edilmeyecek.
- Tom admitted that he had committed the murder.
- Tom cinayeti işlediğini kabul etti.
- Tom admitted that he was broke.
- Tom meteliksiz olduğunu kabul etti.
- Tom admitted that he was wrong.
- Tom hatalı olduğunu kabul etti.
- Tom admitted that he was a thief.
- Tom bir hırsız olduğunu kabul etti.
- Between 1820 and 1973, the United States admitted more than 46 million immigrants.
- 1820 ile 1973 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri, 46 milyondan fazla göçmeni kabul etti.
- He was admitted to the college.
- Üniversiteye kabul edildi.
- She was admitted to the club.
- Kulübe kabul edildi.
- Tom admitted that what Mary said was true.
- Tom, Mary'nin söylediklerinin doğru olduğunu kabul etti.
- Late-comers were not admitted.
- Geç gelenler kabul edilmedi.
- They admitted that they were wrong.
- Onlar hatalı olduklarını kabul ettiler.
- He was admitted to that school without taking the exam.
- Sınava girmeden o okula kabul edildi.
- Sally admitted that she borrowed the scarf but said she was not guilty.
- Sally, şalı ödünç aldığını kabul etti, ama suçlu olmadığını söyledi.
- I admitted that she was right.
- Ben onun haklı olduğunu kabul ettim.
- He admitted that he was wrong.
- Hatalı olduğunu kabul etti.
- Three Chinese students were admitted to the college.
- Üç Çinli öğrenci üniversiteye kabul edildi.
- He was admitted without taking the exam.
- Sınava girmeden kabul edildi.
- Tom admitted what he said was wrong.
- Tom söylediklerinin yanlış olduğunu kabul etti.
- He admitted he had taken bribes.
- Rüşvet aldığını kabul etti.
- Tom admitted that the rumors were true.
- Tom söylentilerin doğru olduğunu kabul etti.
- I admitted I'd made a mistake.
- Hata yaptığımı kabul ettim.
- Fadil was admitted to Sadiq medical center.
- Fadıl, Sadiq Tıp Merkezi'ne kabul edildi.
- Tom admitted having done wrong.
- Tom yanlış yaptığını kabul etti.
- Tom admitted he was tired.
- Tom yorgun olduğunu kabul etti.
- Children under three are admitted free of charge.
- Üç yaşından küçük çocuklar ücretsiz kabul edilir.
- He admitted that it was true.
- Doğru olduğunu kabul etti.
- He admitted his defeat.
- O, yenilgisini kabul etti.
- He admitted his mistakes.
- Hatalarını kabul etti.
- Tom admitted that he had made a mistake on the invoice.
- Tom faturada bir hata yaptığını kabul etti.
- Children under 18 are not admitted.
- 18 yaşından küçük çocuklar kabul edilmemektedir.
- Children under thirteen years of age are not admitted to this swimming pool.
- On üç yaşın altındaki çocuklar bu yüzme havuzuna kabul edilmemektedir.
- He was admitted to the college.
- O, üniversiteye kabul edildi.
- He admitted having done wrong.
- O, yanlış yaptığını kabul etti.
- Three Chinese students were admitted to the college.
- Üniversiteye üç Çinli öğrenci kabul edildi.
- He admitted his mistakes.
- O, hatalarını kabul etti.
- California was the 31st state admitted to the United States.
- Kaliforniya, Birleşik Devletler'e kabul edilen 31. eyaletti.
- I admitted that Tom was right.
- Tom'un haklı olduğunu kabul ettim.
- He was admitted to the engineering school.
- O mühendislik okuluna kabul edildi.
- Children are admitted free.
- Çocuklar ücretsiz kabul edilir.
- Tom admitted he was guilty.
- Tom suçlu olduğunu kabul etti.
- He was admitted to the engineering school.
- Mühendislik okuluna kabul edildi.
- He admitted himself defeated.
- Yenildiğini kabul etti.
- She was admitted to Waseda University.
- Waseda Üniversitesi'ne kabul edildi.
- The defendant admitted her guilt.
- Sanık suçunu kabul etti.
- Tom admitted he'd lied.
- Tom yalan söylediğini kabul etti.
- What percentage of the students are admitted to colleges?
- Öğrencilerin yüzde kaçı üniversitelere kabul ediliyor?
- We've just admitted a patient.
- Az önce bir hasta kabul ettik.
- Tom admitted he didn't know what to do.
- Tom ne yapacağını bilmediğini kabul etti.
- Tom never admitted he was wrong.
- Tom hiçbir zaman hatalı olduğunu kabul etmedi.
- Mary admitted that she had dabbled in the magical arts.
- Mary büyülü sanatlarla amatörce uğraştığını kabul etti.
- Tom admitted that he murdered Mary.
- Tom Mary'yi öldürdüğünü kabul etti.
- Tom admitted that what Mary said was true.
- Tom Mary'nin söylediğinin doğru olduğunu kabul etti.
- Tom admitted his defeat.
- Tom yenilgisini kabul etti.
- Tom admitted he lied.
- Tom yalan söylediğini kabul etti.
- The thief reluctantly admitted his guilt.
- Hırsız isteksizce suçunu kabul etti.
- Tom admitted that he had stolen the money.
- Tom parayı çaldığını kabul etti.
- He admitted having done wrong.
- Yanlış yaptığını kabul etti.
Show More (123)
|