1 |
authorize |
izin vermek |
v. |
|
- When was the last time you authorized your workers to leave early?
- En son ne zaman çalışanlarınıza erken ayrılmaları için izin verdiniz?
- She authorizes her children to grow their hair long.
- O çocuklarına saçlarını uzatmaları için izin veriyor.
- He authorizes his workers to eat at the office.
- İşçilerine ofiste yemek yeme izni veriyor.
- He authorizes his workers to eat at the office.
- O çalışanlarının ofiste yemek yemelerine izin veriyor.
- I'm afraid I can't authorize that.
- Korkarım buna izin veremem.
- I can't authorize that.
- Buna izin veremem.
- They authorize Muslim workers to leave early in Ramadan.
- Müslüman işçilere Ramazan'da erken ayrılmaları için izin veriyorlar.
- She authorizes her children to grow their hair long.
- Çocuklarına saçlarını uzatmaları için izin veriyor.
- Who authorized this?
- Buna kim izin verdi?
- They authorize Muslim workers to leave early in Ramadan.
- Müslüman işçilere Ramazan ayında erken ayrılma izni veriyorlar.
- They authorize Muslim workers to leave early in Ramadan.
- Müslüman çalışanlara Ramazan ayında erken çıkış izni veriyorlar.
- We authorize the workers to take company cars home.
- İşçilerin şirket arabalarıyla evlerine gitmelerine izin veriyoruz.
- I cannot authorize Ken to go abroad.
- Ken'in yurtdışına çıkmasına izin veremem.
- The city hall authorized the sale of the land.
- Belediye arazinin satışına izin verdi.
- Who authorized the filming?
- Çekime kim izin verdi?
- I authorize my workers to leave early.
- İşçilerime erken ayrılma izni veriyorum.
Show More (13)
|
2 |
authorize |
onaylamak |
v. |
|
- Who authorized the filming?
- Çekimi kim onayladı?
- Who authorized this?
- Bunu kim onayladı?
- Use of deadly force has been authorized.
- Ölümcül kuvvet kullanımı onaylandı.
Show More (0)
|
3 |
authorize |
yetki vermek |
v. |
|
- Have you ever authorized me to leave early?
- Hiç erken ayrılmam için bana yetki verdin mi?
Show More (-2)
|