|
- We first met in the spring of 1999.
- İlk kez 1999 baharında tanıştık.
- This House and the spring summit have been ignored.
- Bu Meclis ve bahar zirvesi görmezden gelindi.
- The second subject that concerns me is the Spring Summit.
- Beni ilgilendiren ikinci konu ise Bahar Zirvesi.
- The Spring Summit was held under very difficult circumstances.
- Bahar Zirvesi çok zor koşullar altında gerçekleştirilmiştir.
- The situation is still not perfect, but I believe we will be able to spend the Spring in peace and calm.
- Durum hala mükemmel değil, ancak baharı barış ve huzur içinde geçirebileceğimize inanıyorum.
- The spring summit in 2003 will be held in a political and economic climate beset with both problems and opportunities.
- 2003'teki bahar zirvesi, hem sorunlar hem de fırsatlarla dolu bir siyasi ve ekonomik ortamda gerçekleştirilecektir.
- We in the European Union cannot conceive of spring if in China itself it is still the middle of winter.
- Çin'de hala kışın ortasıysa biz Avrupa Birliği'nde baharı düşünemeyiz.
- Hopefully we will see this happen and will see progress in the spring summits from now on.
- Umarız bunun gerçekleştiğini ve bundan sonra bahar zirvelerinde ilerleme kaydedildiğini görürüz.
- We hope to be able to do that in the spring of 2002.
- Bunu 2002 baharında yapabilmeyi umuyoruz.
- It is important that the Greek Presidency has made employment a priority at the spring Council.
- Yunanistan Dönem Başkanlığı'nın Bahar Konseyinde istihdamı bir öncelik haline getirmiş olması önemlidir.
- Secondly, Parliament needs to be comprehensively involved in preparations for the spring summit.
- İkinci olarak Parlamento'nun bahar zirvesi hazırlıklarına kapsamlı bir şekilde dahil edilmesi gerekmektedir.
- The aim of the Spring Summits is to evaluate the degree of integration of sustainable development in Community policies.
- Bahar Zirvelerinin amacı, sürdürülebilir kalkınmanın Topluluk politikalarına entegrasyon derecesini değerlendirmektir.
- A good example is the Istanbul World Radio Conference last spring.
- Geçtiğimiz bahar düzenlenen İstanbul Dünya Radyo Konferansı iyi bir örnektir.
- The Commission's document is dated 19 February 2002 and was approved at the Spring Summit in March.
- Komisyon'un belgesi 19 Şubat 2002 tarihlidir ve Mart ayındaki Bahar Zirvesi'nde onaylanmıştır.
- In fact, we will go to the spring Council with a position on guidelines for the different processes.
- Aslında bahar konseyine farklı süreçlere ilişkin yönergeler konusunda bir tutum ile gideceğiz.
- Early parliamentary elections are likely to take place in spring 1999.
- 1999 baharında erken parlamento seçimleri yapılması muhtemeldir.
- It is important that the Greek Presidency has made employment a priority at the spring Council.
- Yunanistan Dönem Başkanlığı'nın Bahar Konseyi'nde istihdamı bir öncelik haline getirmiş olması önemlidir.
- I would now like to address the matter of the Spring Summit and sustainable development.
- Şimdi Bahar Zirvesi ve sürdürülebilir kalkınma konusuna değinmek istiyorum.
- I must say that the Spring Summit delivered more than I had anticipated.
- Bahar Zirvesi'nin beklediğimden daha fazlasını verdiğini söylemeliyim.
- The spring Council expressed its regret that efforts by the Secretary-General had failed.
- Bahar Konseyi, Genel Sekreter'in çabalarının başarısız olmasından duyduğu üzüntüyü ifade etmiştir.
- That is what the European Council called for last spring.
- Avrupa Konseyi de geçen bahar bu yönde çağrıda bulunmuştu.
- In fact, we will go to the spring Council with a position on guidelines for the different processes.
- Aslında Bahar Konseyine, farklı süreçler için kılavuz ilkelere ilişkin bir tutum belirleyerek gideceğiz.
- The Commission will present a communication on conflict prevention this spring.
- Komisyon bu bahar çatışmaların önlenmesine ilişkin bir tebliğ sunacaktır.
- The first concerns the objectives of the spring Council.
- Bunlardan ilki Bahar Konseyi'nin hedefleriyle ilgilidir.
- The Spring Report is a general report which does not just outline our programme but enters into specific aspects of it.
- Bahar Raporu, sadece programımızın ana hatlarını değil, belirli yönlerini de ele alan genel bir rapordur.
- The spring summit in 2003 will be held in a political and economic climate beset with both problems and opportunities.
- 2003'teki bahar zirvesi hem sorunlarla hem de fırsatlarla dolu bir siyasi ve ekonomik ortamda gerçekleştirilecektir.
- This spring the European Court of Auditors presented a report on support for the so-called 'problem areas'.
- Bu bahar Avrupa Sayıştayı "sorunlu bölgeler" olarak adlandırılan bölgelere yönelik desteklerle ilgili bir rapor sundu.
- We in the European Union cannot conceive of spring if in China itself it is still the middle of winter.
- Çin'de hala kışın ortasındayken Avrupa Birliği olarak baharı düşünemeyiz.
- This spring the European Court of Auditors presented a report on support for the so-called 'problem areas'.
- Bu bahar Avrupa Sayıştayı 'sorunlu bölgeler' olarak adlandırılan bölgelere yönelik desteklerle ilgili bir rapor sundu.
- Our objective is still to sign the Accession Treaty in spring 2003.
- Hedefimiz hala 2003 baharında Katılım Antlaşmasını imzalamaktır.
- We hope that the relevant proposals and an efficient action plan will be submitted to us at the spring summit.
- İlgili tekliflerin ve etkili bir eylem planının bahar zirvesinde bize sunulacağını umuyoruz.
- Winters should be cold, so you appreciate the spring more.
- Kışlar soğuk olmalı, bu yüzden baharın değerini daha iyi anlarsınız.
- Pick some spring clothes for this nice couple.
- Bu sevimli çift için baharlık kıyafetler seç.
- But there's also a spring season which is less formal.
- Ama daha az resmi olan bir bahar sezonu da var.
- Pick some spring clothes for this nice couple.
- Bu sevimli çift için bahar kıyafetleri seçin.
- But there's also a spring season which is less formal.
- Ancak bir de daha az resmi olan bir bahar sezonu var.
- Pick some spring clothes for this nice couple.
- Bu sevimli çift için güzel bahar kıyafetleri seçin.
- As nice a place as any to spend the spring.
- Baharı geçirmek için güzel bir yer.
- Winters should be cold, so you appreciate the spring more.
- Kışlar soğuk olmalı, böylece baharın kıymetini daha iyi anlarsınız.
- This was the one that eluded them all spring.
- Bütün bahar boyunca onlardan kaçan buydu.
- They stay fast asleep during winter and appear again in the spring.
- Kış boyunca derin uykuda kalıyorlar ve baharda tekrar ortaya çıkıyorlar.
- As nice a place as any to spend the spring.
- Baharı geçirmek için her yer kadar güzel bir yer.
- Winter changed to spring.
- Kış yerini bahara bıraktı.
- Some flowers bloom in the spring and other flowers bloom in the fall.
- Bazı çiçekler Baharda, bazıları sonbaharda açarlar.
- This spring, I plan to start taking Mondays off.
- Bu bahar, pazartesi günleri işten izin almaya başlamayı planlıyorum.
- I'm going to graduate next spring.
- Gelecek bahar mezun olacağım.
- I am going to work during the spring vacation.
- Bahar tatili boyunca çalışacağım.
- During my last spring vacation I took a job in a restaurant to help pay the costs of my trip abroad.
- Son bahar tatilim sırasında yurt dışındaki gezi masraflarımı ödemek için bir restoranda iş buldum.
- When spring comes, it gets warm.
- Bahar geldiğinde hava ısınır.
- Tom might go to Boston next spring.
- Tom gelecek bahar Boston'a gidebilir.
- This plant flowers at the beginning of spring.
- Bu bitki baharın başında çiçek açar.
- Spring is a good time to clean up in the garden.
- Bahar, bahçeyi temizlemek için iyi bir zamandır.
- There are many new programs to watch this spring.
- Bu bahar izlenecek birçok yeni program var.
- Spring returned.
- Bahar geri döndü.
- There still weren't any visible signs of spring.
- Hala baharın görünür bir işareti yoktu.
- Where did you go on spring vacation?
- Bahar tatilinde nereye gittin?
- We plan to visit Boston next spring.
- Önümüzdeki bahar Boston'u ziyaret etmeyi planlıyoruz.
- The roses bloom in spring.
- Güller baharda açar.
- I like spring.
- Baharı seviyorum.
- Tom and Mary got married this spring.
- Tom ve Mary bu bahar evlendiler.
- At last, spring has come to this part of Japan.
- Nihayet, Japonya'nın bu bölümüne bahar geldi.
- Spring is in the air.
- Havada bahar var.
- Spring has arrived early.
- Bahar erken geldi.
- Tom and Mary got married last spring.
- Tom ve Mary geçen ilk baharda evlendi.
- I want to go to Hawaii next spring.
- Gelecek bahar Hawaii'ye gitmek istiyorum.
- Tom retires next spring.
- Tom önümüzdeki bahar emekli olacak.
- I did the same thing this spring.
- Bu bahar da aynı şeyi yaptım.
- The soldiers could do nothing until spring.
- Askerler bahara kadar hiçbir şey yapamazdı.
- The soldiers could do nothing until spring.
- Askerler bahara kadar hiçbir şey yapamadı.
- Ten more days, then spring!
- On gün daha, sonra bahar!
- He will have been teaching for thirty years this spring.
- Bu bahar otuz yıldır öğretmenlik yapıyor olacak.
- Spring has come early this year compared with last year.
- Geçen yıla kıyasla bu yıl bahar erken geldi.
- Spring has passed and summer starts.
- Bahar geçti ve yaz başlıyor.
- Spring has come early this year.
- Bahar bu yıl erken geldi.
- Spring will soon come.
- Bahar yakında gelecek.
- He took up golf this spring.
- Bu bahar golf oynamaya başladı.
- I hope to graduate from university next spring.
- Gelecek bahar üniversiteden mezun olayı umuyorum.
- Tom visited Mary in Boston last spring.
- Tom geçen bahar Boston'da Mary'yi ziyaret etti.
- A very large number of tourists visit Kyoto in the spring.
- Baharda çok sayıda turist Kyoto'yu ziyaret eder.
- Farmers sow seeds in the spring.
- Çiftçiler baharda tohum ekerler.
- In Switzerland, spring comes in May.
- İsviçre'de bahar, Mayıs ayında gelir.
- This is the latest fashion this spring.
- Bu baharın son modası bu.
- Spring is over and summer has come.
- Bahar bitti ve yaz geldi.
- By the spring of 1778, they were ready to fight again.
- 1778 baharında tekrar savaşmaya hazırdılar.
- Taro and Hanako are going to get married next spring.
- Taro ve Hanako önümüzdeki bahar evlenecekler.
- New plants grow in the garden in spring.
- Baharda bahçede yeni bitkiler büyür.
- When spring arrived, the snow melted.
- Bahar geldiğinde karlar eridi.
- Last year in the spring I attended a cooking class and learned how to bake bread.
- Geçen yıl baharda bir aşçılık kursuna katıldım ve ekmek pişirmeyi öğrendim.
- Burr traveled west in the spring of 1805.
- Burr 1805 baharında batıya gitti.
- Tom is going to Boston this spring.
- Tom bu bahar Boston'a gidiyor.
- School begins in the spring.
- Okul baharda başlar.
- It was then the beginning of spring.
- O zamanlar baharın başlangıcıydı.
- Spring is an enjoyable season.
- Bahar keyifli bir mevsimdir.
- It was a beautiful spring day.
- Güzel bir bahar günüydü.
- With the coming of spring, everything is gradually coming to life again.
- Baharın gelmesiyle birlikte her şey yavaş yavaş yeniden hayata dönüyor.
- The pain came back last spring.
- Ağrı geçen bahar tekrarladı.
- He graduated from high school this spring.
- Bu bahar liseden mezun oldu.
- I prefer spring to summer.
- Baharı yaza tercih ederim.
- Spring is just around the corner.
- Bahar çok yakında geliyor.
- Spring has officially arrived.
- Bahar resmen geldi.
- We're getting married next spring.
- Gelecek bahar evleniyoruz.
- Tom graduated from college last spring.
- Tom geçen bahar üniversiteden mezun oldu.
- These flowers bloom in spring.
- Bu çiçekler baharda açar.
- Today is the first day of spring.
- Bugün baharın ilk günü.
- Winter changed to spring.
- Kış bahara döndü.
- Tom and Mary are getting married next spring.
- Tom ve Mary önümüzdeki baharda evlenecekler.
- Spring had came.
- Bahar gelmişti.
- The birds return in the Spring.
- Kuşlar baharda geri döner.
- She's no spring chicken.
- O bahar tavuğu değil.
- We might go to Boston next spring.
- Gelecek baharda Boston'a gidebiliriz.
- I returned to my home this spring.
- Bu bahar evime döndüm.
- He graduated from high school this spring.
- O, bu bahar liseden mezun oldu.
- I feel spring in the air.
- Havada baharı hissediyorum.
- Speaking of Switzerland, have you ever been there in spring?
- İsviçre'den bahsetmişken, hiç baharda orada bulundunuz mu?
- The wedding will take place next spring.
- Düğün, önümüzdeki bahar gerçekleşecek.
- Snow melts in the spring.
- Kar baharda erir.
- She is going to Sendai this spring.
- Bu bahar Sendai'ye gidiyor.
- The new school building is expected to be completed by spring next year.
- Yeni okul binasının gelecek yıl bahara kadar tamamlanması bekleniyor.
- We might go to Boston next spring.
- Gelecek bahar Boston'a gidebiliriz.
- That's the first cockroach I've seen this spring.
- O, bu bahar gördüğüm ilk hamamböceği.
- The long cruel winter at last came to an end, giving place to a gentle warm spring.
- Uzun kara kış sonunda bitti ve yerini yumuşak ılıman bahara bıraktı.
- It was early spring, so there weren't many customers.
- Baharın başlarıydı, bu yüzden çok fazla müşteri yoktu.
- The long cruel winter at last came to an end, giving place to a gentle warm spring.
- Uzun ve acımasız kış nihayet sona erdi ve yerini ılık bir bahara bıraktı.
- Cuckoos visit here in spring.
- Guguk kuşları baharda burayı ziyaret eder.
- Tom and Mary are getting married next spring.
- Tom ve Mary gelecek bahar evleniyorlar.
- Tom will be a college student next spring.
- Tom gelecek bahar üniversite öğrencisi olacak.
- Tom and Mary got married last spring.
- Tom ve Mary geçen bahar evlendiler.
- According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring.
- Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki bahar bir caz müzisyeniyle evlenecek.
- Spring brings warm weather and beautiful flowers.
- Bahar sıcak hava ve güzel çiçekleri getirir.
- The crocus is a forerunner of spring.
- Çiğdem baharın habercisidir.
- Many beautiful flowers bloom in spring.
- Baharda birçok güzel çiçek, çiçek açar.
- Spring has returned.
- Bahar geri döndü.
- Are you ready for spring?
- Bahar için hazır mısın?
- The snow melted away when spring came.
- Bahar geldiğinde kar eriyip kayboldu.
- Spring has come later this year compared with last year.
- Geçen yıla kıyasla bu yıl bahar daha geç geldi.
- He will have been teaching for thirty years this spring.
- O, bu bahar otuz yıldır öğretmenlik yapıyor olacak.
- In spring the days get longer.
- Baharda günler daha uzun olur.
- This park is at its best in spring.
- Bu park baharda en güzel halini alır.
- We didn't get much rain last spring.
- Geçen bahar pek yağmur yağmadı.
- My favorite season is spring.
- En sevdiğim mevsim bahardır.
- When spring arrives the days will get longer.
- Bahar geldiğinde günler uzayacak.
- Tom left his parents' house this spring and has been living alone since then.
- Tom bu bahar ailesinin evinden ayrıldı ve o zamandan beri yalnız yaşıyor.
- We're going to do that next spring.
- Bunu önümüzdeki baharda yapacağız.
- I took a cooking class last spring and learned to bake bread.
- Ben geçen baharda bir aşçılık dersi aldım ve ekmek pişirmeyi öğrendim.
- Next spring I want to go to Hawaii.
- Önümüzdeki bahar Hawaii'ye gitmek istiyorum.
- I shaved my head last spring.
- Geçen bahar kafamı kazıtmıştım.
- The new school building is expected to be completed by spring next year.
- Yeni okul binasının gelecek yıl bahara bitmiş olması bekleniyor.
- The flowers in the garden bloom in spring.
- Bahçedeki çiçekler baharda açar.
- I look forward to seeing them this spring.
- Bu baharda onları görmeyi dört gözle bekliyorum.
- During my last spring vacation I took a job in a restaurant to help pay the costs of my trip abroad.
- Son bahar tatilimde yurtdışı seyahatimin masraflarını karşılayabilmek için bir restoranda işe girdim.
- It rains a lot here in the spring.
- Baharda burada çok yağmur yağar.
- Spring fever is not a disease.
- Bahar humması bir hastalık değildir.
- Spring passed and summer began.
- Bahar geçti ve yaz başladı.
- The wedding will take place next spring.
- Düğün, önümüzdeki bahar yapılacak.
- Tom is going to retire next spring.
- Tom gelecek bahar emekli olacak.
- We should go to Boston next spring.
- Gelecek bahar Boston'a gitmeliyiz.
- When does spring start?
- Bahar ne zaman başlıyor?
- The snow melts in spring.
- Kar baharda erir.
- I returned to my home this spring.
- Ben bu bahar benim evime döndüm.
- Tom stayed with us in Boston last spring.
- Tom geçen bahar Boston'da bizimle kalmıştı.
- I met Tom last spring.
- Geçen baharda Tom'la tanıştım.
- A great many tourists visit Kyoto in spring.
- Baharda pek çok turist Kyoto'yu ziyaret eder.
- One swallow does not make a spring.
- Bir çiçekle bahar olmaz.
- Tom came to stay with us for a few days last spring.
- Tom geçen bahar birkaç günlüğüne bizimle kalmaya gelmişti.
- I like spring the best.
- Ben en çok baharı severim.
- This spring, I plan to start taking Mondays off.
- Bu bahar, pazartesileri izin almaya başlamayı planlıyorum.
- Next spring I want to go to Hawaii.
- Gelecek bahar Hawaii'ye gitmek istiyorum.
- He entered Tokyo University this spring.
- Bu bahar Tokyo Üniversitesi'ne girdi.
- In spring everything looks bright.
- Baharda her şey ışıl ışıl görünür.
- Spring is coming soon.
- Bahar yakında geliyor.
- We could go to Boston next spring.
- Gelecek bahar Boston'a gidebiliriz.
- Tom visited Mary in Boston last spring.
- Tom geçen bahar Mary'yi Boston'da ziyaret etti.
- Our yard is full of lilies in the spring.
- Bahçemiz baharda zambaklarla doluyor.
- Spring comes between winter and summer.
- Bahar kış ve yaz arasında gelir.
- My father is retiring next spring.
- Babam önümüzdeki bahar emekli oluyor.
- Love and flowers only last a single spring.
- Aşk ve çiçekler yalnızca tek bir bahar sürer.
- Tom and Mary will get married next spring.
- Tom ve Mary gelecek bahar evlenecekler.
- Spring follows winter.
- Bahar kışı takip eder.
- Spring came late this year.
- Bahar bu yıl geç geldi.
- Tom and Mary got married this year in the spring.
- Tom ve Mary bu yıl baharda evlendi.
- In the spring, the fields are covered with dandelions.
- Baharda tarlalar karahindibalarla kaplanır.
- Many flowers bloom in the spring.
- Baharda birçok çiçek açar.
- Spring is late coming this year.
- Bahar bu yıl geç geliyor.
- Out of all four seasons, I like spring the best.
- Dört mevsim içinde en çok baharı severim.
- I'm looking forward to the return of spring.
- Baharın gelişini dört gözle bekliyorum.
- It'll soon be spring.
- Yakında bahar olacak.
- We're going to do that next spring.
- Bunu gelecek bahar yapacağız.
- I hope to graduate from university next spring.
- Önümüzdeki bahar üniversiteden mezun olmayı umuyorum.
- Tom and Mary are going to get married next spring.
- Tom ve Mary gelecek bahar evlenecekler.
- I moved to Boston last spring.
- Geçen bahar Boston'a taşındım.
- Spring will be late.
- Bahar geç olacak.
- Tom is getting married next spring.
- Tom önümüzdeki bahar evleniyor.
- I'm looking forward to the return of spring.
- Baharın gelişini sabırsızlıkla bekliyorum.
- Spring brings mild weather after the cold winter.
- Bahar, soğuk kıştan sonra ılıman havayı getirir.
- Tom told us where he spent his spring vacation.
- Tom bize bahar tatilini nerede geçirdiğini söyledi.
- How long is your spring vacation?
- Bahar tatiliniz ne kadar sürecek?
- I'm going to work during the spring vacation.
- Bahar tatili boyunca çalışacağım.
- Spring is my favorite time of year.
- Bahar, yılın en sevdiğim zamanıdır.
- Spring comes after winter.
- Bahar kıştan sonra gelir.
- The spring is my favorite season of the year.
- Bahar, yılın en sevdiğim mevsimidir.
- When spring comes, they dig up the fields and plant seeds.
- Bahar geldiğinde tarlaları kazıp tohum ekerler.
- Tom stayed with us in Boston last spring.
- Tom geçen bahar Boston'da bizimle kaldı.
- The Mormons left Illinois in the spring of 1846.
- Mormonlar 1846 baharında Illinois'den ayrıldılar.
- I'm going to graduate next spring.
- Önümüzdeki bahar mezun olacağım.
- Spring brings warm weather and beautiful flowers.
- Bahar sıcak hava ve güzel çiçekler getiriyor.
- Spring will be here before long.
- Bahar çok geçmeden burada olacak.
- Tom has decided not to get a haircut until spring.
- Tom bahara kadar saçını kestirmemeye karar verdi.
- I want to go to Hawaii next spring.
- Gelecek baharda Hawai'ye gitmek istiyorum.
- The streets glow in the spring sun.
- Sokaklar bahar güneşinde parlıyor.
- Spring came late this year.
- Bu yıl bahar geç geldi.
- It was a little too muggy for spring.
- Bahar için biraz fazla bunaltıcıydı.
- School begins in spring.
- Okul baharda başlıyor.
- Tom and Mary got married this spring.
- Tom ve Mary bu bahar evlendi.
- I'd like to graduate next spring.
- Gelecek bahar mezun olmak istiyorum.
- With the coming of spring, everything is gradually coming to life again.
- Baharın gelişiyle birlikte her şey yavaş yavaş yeniden canlanır.
- We should go to Boston next spring.
- Gelecek baharda Boston'a gitmeliyiz.
- Tom will retire next spring.
- Tom önümüzdeki bahar emekli olacak.
- Tom and Mary are going to get married next spring.
- Tom ve Mary önümüzdeki bahar evlenecekler.
- That's the first cockroach I've seen this spring.
- Bu bahar gördüğüm ilk hamamböceği.
- There were still no visual signs of spring.
- Baharın geldiğine dair hiçbir görsel işaret yoktu.
- Spring brings mild weather after the cold winter.
- Bahar soğuk kıştan sonra ılıman hava getirir.
- A quarrel between husband and wife is like a spring day's drizzle.
- Karı koca arasındaki bir kavga, bir bahar gününün çiseleyen yağmuruna benzer.
- One swallow does not make a spring.
- Bir kırlangıç bir bahar yapmaz.
- Love and flowers only last a single spring.
- Aşk ve çiçekler sadece tek bir bahar sürer.
- He entered Tokyo University this spring.
- O, bu bahar Tokyo Üniversitesine girdi.
- She will be a college student next spring.
- Önümüzdeki bahar üniversite öğrencisi olacak.
- How long is your spring vacation?
- Bahar tatilin ne kadar sürer?
- At last, spring has come to this part of Japan.
- Nihayet Japonya'nın bu bölgesine bahar geldi.
- Where were you last spring?
- Geçen bahar neredeydin?
- Spring has passed and summer is starting.
- Bahar geçti ve yaz başlıyor.
- It was a beautiful spring day.
- Bu güzel bir bahar günüydü.
- Spring is the season for planting trees.
- Bahar ağaç dikimi mevsimidir.
- Spring Festival is also known as Chinese New Year.
- Bahar Bayramı, Çin Yeni Yılı olarak da bilinir.
- Tom and Mary are going to tie the knot this spring.
- Tom ve Mary bu bahar evlenecekler.
- Apple trees bloom in spring.
- Elma ağaçları baharda çiçek açar.
- Spring will be late.
- Bahar geç gelecek.
- Otoyo enjoyed the beautiful spring day and walked along the beach.
- Otoyo güzel bahar gününün tadını çıkardı ve sahil boyunca yürüdü.
- School begins in spring.
- Okul baharda başlar.
- I love spring.
- Baharı severim.
- When is the first day of spring?
- Baharın ilk günü ne zaman?
- I love spring and summer.
- Baharı ve yazı seviyorum.
- Tom is thinking of going to Boston next spring.
- Tom önümüzdeki bahar Boston'a gitmeyi düşünüyor.
- Spring is around the corner.
- Bahar yakındır.
- Spring is my favorite season.
- Benim en sevdiğim mevsim bahardır.
- When spring comes, the days get longer day by day.
- Bahar geldiğinde günler gitgide uzar.
- Spring will come soon.
- Bahar yakında gelir.
- I'm looking forward to the return of spring.
- Baharın gelmesini dört gözle bekliyorum.
- Tom and Mary got married last year in the spring.
- Tom ve Mary geçen yıl baharda evlendi.
- Spring started indeed.
- Bahar gerçekten başladı.
- Spring will be here before long.
- Bahar çok geçmeden gelecek.
- Spring is drawing near.
- Bahar yaklaşıyor.
- Spring has come early this year compared with last year.
- Geçen yılla karşılaştırıldığında, bahar bu yıl erken geldi.
- Tom is going to do that next spring.
- Tom bunu önümüzdeki bahar yapacak.
- I'm going to Boston this spring.
- Bu bahar Boston'a gidiyorum.
- Tom is going to Boston this spring.
- Tom bu bahar Boston'a gidecek.
- I don't like spring.
- Baharı sevmiyorum.
- Spring has come later this year compared with last year.
- Geçen yılla karşılaştırıldığında bahar bu yıl geç geldi.
- Have you ever been to Boston in the spring?
- Hiç baharda Boston'a gittin mi?
- I'm looking forward to the return of spring.
- Baharın gelişini iple çekiyorum.
- Every spring the river floods here.
- Her bahar burada nehir taşar.
- I'm ready for spring.
- Bahar için hazırım.
- Spring is a pleasant season.
- Bahar güzel bir mevsimdir.
- Speaking of Switzerland, have you ever been there in spring?
- İsviçre'den bahsetmişken, hiç ilk baharda oraya gittin mi?
- Tom will graduate from high school this spring.
- Tom bu bahar liseden mezun olacak.
- Spring is the season for planting trees.
- Bahar ağaç dikme mevsimidir.
- We could go to Boston next spring.
- Gelecek baharda Boston'a gidebiliriz.
- The apple trees bloom in the spring.
- Elma ağaçları baharda çiçek açar.
- I met Tom last spring.
- Tom'la geçen bahar tanıştım.
- Your hair smells like spring.
- Senin saçın bahar gibi kokuyor.
Show More (266)
|