1 |
be amazed |
şaşırmak |
v. |
|
- The whole town was amazed.
- Bütün kasaba şaşırdı.
- If I were to tell you all I know, you would be amazed.
- Bütün bildiklerimi sana söylesem, şaşırırsın.
- The experts were amazed, too.
- Uzmanlar da şaşırmıştı.
- The experts were amazed, too.
- Uzmanlar da şaşırdı.
- You'd be amazed how much beer Tom drinks when he goes out.
- Tom'un dışarı çıktığında ne kadar çok bira içtiğine şaşırırsınız.
- I was amazed to learn I had won.
- Kazandığımı öğrendiğimde şaşırdım.
- You'd be amazed how often I've seen Tom and Mary hanging out together.
- Tom ve Mary'nin birlikte takıldığını ne kadar sık gördüğüme şaşırırdın.
- You'd be amazed how much time he spends playing games.
- Ne kadar çok oyun oynadığına şaşırırsınız.
- If I were to tell you the whole truth, you would be amazed.
- Size tüm gerçeği söylesem, şaşırırdınız.
- You'd be amazed how much beer Tom drinks when he goes out.
- Dışarı çıktığında Tom'un ne kadar çok bira içtiğine şaşırırdın.
- You'd be amazed how often he doesn't do his homework.
- Ödevini ne kadar sık yapmadığına şaşırırsınız.
- If I were to tell you all I know, you would be amazed.
- Tüm bildiklerimi size anlatsam şaşırırsınız.
- Mary was amazed when Tom ate an orange, peel and all.
- Tom kabuğuyla birlikte bir portakal yediğinde Mary çok şaşırdı.
- You'd be amazed how many times I've told Tom not to do that.
- Tom'un onu yapmamasını kaç kez söylediğime şaşırırdın.
- I was amazed to learn that fewer and fewer young people can write in cursive.
- Giderek daha az sayıda gencin el yazısı yazabildiğini öğrenince şaşırdım.
- She was amazed to hear the news.
- Haberi duyunca çok şaşırdı.
- If I were to tell you the whole truth, you would be amazed.
- Sana bütün gerçeği söylesem şaşırırsın.
- You'd be amazed how much time Tom spends playing games.
- Tom'un ne kadar çok oyun oynadığına şaşırırsın.
- You'd be amazed how much beer he drinks when he goes out.
- Dışarı çıktığında ne kadar çok bira içtiğine şaşırırsınız.
- She was amazed to hear the news.
- O haberi duyduğuna şaşırdı.
- You'd be amazed how long it takes Tom to get ready in the morning.
- Tom'un sabahları hazırlanmasının ne kadar uzun sürdüğüne şaşırırsınız.
- You'd be amazed how many apples you can buy for two hundred dollars.
- İki yüz dolara ne kadar elma alabileceğinizi bilseniz şaşırırdınız.
- You'd be amazed how many times I've told Tom not to do that.
- Tom'a kaç kere bunu yapmamasını söylediğime şaşırırdınız.
- I was amazed that she had drunk all of the wine.
- Şarabın hepsini içmiş olmasına şaşırmıştım.
- You'd be amazed how often Tom doesn't do his homework.
- Tom'un ödevini ne kadar sık yapmadığına şaşırırsın.
- I was amazed that she had drunk all of the wine.
- Şarabın hepsini içtiğine şaşırdım.
Show More (23)
|
2 |
be amazed |
hayran kalmak |
v. |
|
- I was amazed at Tom's endurance.
- Tom'un dayanıklılığına hayran kaldım.
- They were amazed at his courage.
- Onun cesaretine hayran kaldılar.
- I was amazed at his courage.
- Onun cesaretine hayran kaldım.
- I was amazed at the speed of the car.
- Arabanın hızına hayran kaldım.
- I am amazed by the wisdom and honesty of this person.
- Bu kişinin bilgeliğine ve dürüstlüğüne hayran kaldım.
- I was amazed at Tom's fluency in French.
- Tom'un Fransızcadaki akıcılığına hayran kaldım.
- I was amazed at the boy's intelligence.
- Çocuğun zekasına hayran kaldım.
Show More (4)
|
3 |
be amazed |
şaşmak |
v. |
|
- You'd be amazed how long it takes her to get ready in the morning.
- Sabahları hazırlanmasının ne kadar uzun sürdüğüne şaşarsınız.
- You'd be amazed how often I've seen Tom and Mary hanging out together.
- Tom ve Mary'yi ne kadar sık birlikte takılırken gördüğümü bilsen şaşardın.
- You'd be amazed how many times I've told him not to do that.
- Ona kaç kere bunu yapmamasını söylediğimi bilseniz şaşarsınız.
Show More (0)
|
4 |
be amazed |
hayrete düşmek |
v. |
|
- I was amazed to learn I had won.
- Kazandığımı öğrenince hayrete düştüm.
- I was amazed by what I saw.
- Gördüklerim karşısında hayrete düştüm.
- He was amazed at the sight.
- Gördüğü manzara karşısında hayrete düştü.
Show More (0)
|
5 |
be amazed |
hayret etmek |
v. |
|
- I was amazed.
- Hayret ettim.
- They were amazed at his courage.
- Onun cesaretine hayret ettiler.
Show More (-1)
|