|
- They may have an effect on a student's life with a simple behavior sometimes.
- Bazen basit bir davranışla öğrencinin hayatını etkileyebilirler.
- They may have an effect on a student's life with a simple behavior sometimes.
- Bazen basit bir davranışla bir öğrencinin hayatına etki edebilirler.
- If any other human being can perform some behavior, you can also serve it.
- Eğer başka bir insan bazı davranışları gerçekleştirebiliyorsa, siz de ona hizmet edebilirsiniz.
- I'm worried about Tom's behavior.
- Tom'un davranışı hakında endişeleniyorum.
- His behavior at the party was so humorous that I could not help laughing.
- Partideki davranışları o kadar komikti ki gülmekten kendimi alamadım.
- How can you justify your behavior?
- Davranışını nasıl haklı gösterebilirsin?
- Sami was exasperated by Layla's behavior.
- Sami, Leyla'nın davranışlarına öfkelendi.
- Some people felt that Tom's behavior was inappropriate.
- Bazı insanlar Tom'un davranışının uygunsuz olduğunu hissetti.
- We regarded his behavior as childish.
- Onun davranışlarını çocukça bulduk.
- We regarded his behavior as childish.
- Davranışını çocukça bulduk.
- Tom can't put up with Mary's behavior any longer.
- Tom, Mary'nin davranışlarına daha fazla katlanamaz.
- Sami's behavior started to infuriate Layla.
- Sami'nin davranışları Layla'yı çileden çıkarmaya başladı.
- His behavior is sometimes strange.
- Onun davranışı bazen tuhaftır.
- How can you justify your behavior?
- Davranışını nasıl haklı çıkarabilirsin?
- His behavior troubles us.
- Davranışları bizi rahatsız ediyor.
- The man's behavior was very odd.
- Adamın davranışı çok garipti.
- Is that reasonable behavior?
- Bu makul bir davranış mı?
- Her behavior really got on my nerves.
- Davranışları gerçekten sinirlerimi bozdu.
- I am far from pleased with your behavior.
- Davranışlarından hiç memnun değilim.
- His behavior wasn't acceptable.
- Davranışları kabul edilebilir değildi.
- His behavior conflicts with what he says.
- Davranışları söyledikleriyle çelişiyor.
- An inferiority complex and a superiority complex often lead to the same behavior.
- Aşağılık kompleksi ve üstünlük kompleksi genellikle aynı davranışa yol açar.
- Tom studied criminal behavior.
- Tom suçlu davranışları üzerine çalıştı.
- I want to make amends for my behavior.
- Davranışımı telafi etmek istiyorum.
- Tom is embarrassed by his son's behavior.
- Tom oğlunun davranışlarından utanıyor.
- There's no excuse for Tom's behavior.
- Tom'un davranışının hiçbir mazereti yok.
- You should be ashamed of your behavior.
- Davranışlarınızdan utanmalısınız.
- Tom complained about Mary's behavior.
- Tom Mary'nin davranışı hakkında şikayetçi oldu.
- I couldn't put up with her arrogant behavior.
- Onun kibirli davranışlarına tahammül edemedim.
- You need to do something about Tom's behavior.
- Tom'un davranışı konusunda bir şeyler yapmalısınız.
- Some people felt that Tom's behavior was inappropriate.
- Bazı insanlar Tom'un davranışının uygunsuz olduğunu düşünüyordu.
- His behavior is worthy of respect.
- Davranışları saygıya değerdi.
- Her behavior really got on my nerves.
- Davranışı gerçekten sinirlerimi bozdu.
- Mary was troubled by Tom's erratic behavior.
- Mary, Tom'un dengesiz davranışlarından rahatsız olmuştu.
- Sami was confused by Layla's erratic behavior.
- Layla'nın dengesiz davranışları Sami'nin kafasını karıştırdı.
- We were surprised by his behavior.
- Onun davranışı bizi şaşırttı.
- Your behavior was disgraceful.
- Davranışınız utanç vericiydi.
- You should be ashamed of your behavior.
- Davranışından utanmalısın.
- I regret my recent behavior.
- Ben son davranışım için pişmanım.
- I'm not ashamed of my behavior, even though I know I should be.
- Utanmam gerektiğini bilmeme rağmen davranışımdan utanmıyorum.
- Tom's behavior wasn't acceptable.
- Tom'un davranışı kabul edilebilir değildi.
- That kind of behavior has nothing to do with me.
- Bu tür davranışların benimle hiçbir ilgisi yok.
- Your behavior brought disgrace on our family.
- Davranışların ailemize kara leke sürdü.
- I don't like your behavior.
- Davranışını sevmiyorum.
- I'm surprised at your behavior.
- Davranışına şaşırdım.
- Is this normal behavior?
- Bu normal bir davranış mı?
- His behavior disappointed many of his friends.
- Onun davranışı arkadaşlarının çoğunu hayal kırıklığına uğrattı.
- Due to his impolite behavior toward a customer, Tom was immediately fired.
- Bir müşteriye karşı kaba davranışı nedeniyle Tom hemen kovuldu.
- Sami's behavior made Layla really uncomfortable.
- Sami'nin davranışı Layla'yı gerçekten rahatsız etti.
- Sami wanted to make his behavior acceptable.
- Sami davranışını kabul edilebilir yapmak istedi.
- I apologize for Tom's behavior.
- Tom'un davranışları için özür dilerim.
- Tom was too busy to notice any change in Mary's behavior.
- Tom, Mary'nin davranışlarındaki herhangi bir değişikliği fark edemeyecek kadar meşguldü.
- Layla's behavior crossed the line.
- Layla'nın davranışları haddini aştı.
- His behavior was that of a gentleman.
- Onun davranışı centilmenceydi.
- My son is ashamed of his behavior.
- Oğlum kendi davranışından utanıyor.
- I regret my recent behavior.
- Son davranışlarımdan pişmanım.
- We criticized her for her behavior.
- Davranışı için onu eleştirdik.
- Tom's behavior has changed.
- Tom'un davranışları değişti.
- Fadil became addicted to that horrific behavior.
- Fadıl o korkunç davranışa bağımlı hale geldi.
- His appearance and behavior made me ashamed of him.
- Görünüşü ve davranışları beni ondan utandırdı.
- I apologize for Tom's behavior.
- Tom'un davranışı için özür dilerim.
- Fadil's behavior was becoming more controlling and erratic.
- Fadıl'ın davranışları daha da kontrolcü ve dengesiz olmaya başlamıştı.
- Tom's behavior was inexcusable.
- Tom'un davranışı affedilemezdi.
- Your behavior was inexcusable.
- Davranışın affedilmezdi.
- He decided to stop drinking and reform his behavior.
- İçkiyi bırakıp davranışlarına çekidüzen vermeye karar verdi.
- His behavior bothered me.
- Davranışları beni rahatsız etti.
- Your behavior is intolerable.
- Davranışlarınız tahammül edilemez.
- I can't put up with Tom's behavior.
- Tom'un davranışlarına katlanamıyorum.
- I was very impressed by his good behavior.
- Onun iyi davranışlarından çok etkilendim.
- Her behavior is abnormal for a young girl.
- Davranışları genç bir kız için anormal.
- His behavior makes me sick.
- Onun davranışları beni deli ediyor.
- There have been a lot of complaints about your behavior.
- Davranışlarınız hakkında çok fazla şikayet var.
- Tom's behavior infuriated me.
- Tom'un davranışı beni çileden çıkardı.
- Your behavior is not conducive to the desired environment.
- Davranışınız istenen ortama yardımcı değildir.
- The doctor continued to observe the patient's behavior.
- Doktor, hastanın davranışını gözlemlemeye devam etti.
- What do you infer from her strange behavior?
- Onun garip davranışlarından ne çıkarıyorsun?
- Her behavior is abnormal for a young girl.
- Bir genç kız için onun davranışı anormal.
- I blocked him because his behavior was not appropriate.
- Onu engelledim çünkü davranışı uygunsuzdu.
- Tom can't put up with Mary's behavior anymore.
- Tom Mary'nin davranışına daha fazla katlanamaz.
- You must put an end to this foolish behavior.
- Bu aptalca davranışa son vermelisin.
- Tom has complained about Mary's behavior.
- Tom Mary'nin davranışı hakkında şikayetçi oldu.
- Tom thought Mary's behavior was inappropriate.
- Tom, Mary'nin davranışının uygunsuz olduğunu düşündü.
- His behavior was anything but polite.
- Davranışları hiç de kibar değildi.
- Her behavior was appropriate to the occasion.
- Onun davranışı ortama uygundu.
- My computer behavior's surprises me.
- Bilgisayar davranışlarım beni şaşırtıyor.
- I was most impressed by his good behavior.
- İyi davranışları beni çok etkiledi.
- I'm not surprised at Tom's behavior.
- Tom'un davranışlarına şaşırmadım.
- Sami's behavior bothered Layla.
- Sami'nin bu davranışı Layla'yı rahatsız etti.
- I'm getting annoyed by your behavior.
- Senin davranışlarından rahatsız oluyorum.
- I don't like your behavior.
- Davranışlarından hoşlanmıyorum.
- His behavior puzzled me.
- Onun davranışı beni şaşırttı.
- She was ashamed of her children's behavior.
- Çocuklarının davranışından utandı.
- You should imitate his behavior.
- Onun davranışlarını taklit etmelisin.
- You need to stop this kind of behavior right away.
- Bu tür davranışları hemen bırakmalısınız.
- That kind of behavior isn't acceptable.
- Bu tür davranışlar kabul edilemez.
- I cannot put up with her behavior.
- Onun davranışına katlanamam.
- Tom's behavior infuriated me.
- Tom'un davranışları beni çileden çıkardı.
- This movement had a great impact on the behavior of women.
- Bu hareketin, kadınların davranışları üzerinde büyük bir etkisi oldu.
- Sami's strange behavior continued.
- Sami'nin tuhaf davranışları sürdü.
- Tom was a little surprised by Mary's behavior.
- Tom, Mary'nin davranışına biraz şaşırdı.
- I'm ashamed of my behavior.
- Davranışlarımdan utanıyorum.
- I'm not surprised at Tom's behavior.
- Ben Tom'un davranışına şaşırmadım.
- His behavior was theatrical.
- Onun davranışı dramatikti.
- Her behavior at the party was far from perfect.
- Partideki davranışları mükemmel olmaktan çok uzaktı.
- Social norms shape our behavior.
- Sosyal normlar, davranışımızı şekillendirir.
- His behavior never ceases to surprise me.
- Onun davranışları beni şaşırtmaktan asla vazgeçmez.
- Tom can't put up with Mary's behavior anymore.
- Tom artık Mary'nin davranışlarına katlanamıyor.
- Your behavior brought disgrace on our family.
- Davranışların ailemize utanç getirdi.
- His behavior disappointed many of his friends.
- Davranışları birçok arkadaşını hayal kırıklığına uğrattı.
- Tom studied criminal behavior.
- Tom suç davranışı okudu.
- I was very impressed by his good behavior.
- Onun iyi davranışı tarafından çok etkilendim.
- Tom decided to stop drinking and reform his behavior.
- Tom içkiyi bırakmaya ve davranışlarını düzeltmeye karar verdi.
- Tom's behavior isn't harming anyone.
- Tom'un davranışları kimseye zarar vermiyor.
- There's no need for that kind of behavior.
- Bu tür davranışlara gerek yok.
- Layla's behavior crossed the line.
- Leyla'nın davranışı çizgiyi aştı.
- They felt disgraced by their son's wild behavior.
- Onlar, oğullarının vahşi davranışlarıyla kendilerini rezil hissettiler.
- That kind of behavior is unacceptable.
- Bu tür davranışlar kabul edilemez.
- Her behavior is consistent with her words.
- Davranışları sözleriyle tutarlı.
- Tom complained about Mary's behavior.
- Tom, Mary'nin davranışlarından şikayet etti.
- We've gotten some complaints about Tom's behavior.
- Tom'un davranışları hakkında bazı şikayetler aldık.
- What vile behavior!
- Ne iğrenç davranış!
- Tom has complained about Mary's behavior.
- Tom, Mary'nin davranışlarından şikayet etti.
- His dress is that of a gentleman but his speech and behavior are those of a clown.
- Kıyafeti bir beyefendininki gibi ama konuşması ve davranışı bir palyaçonunki gibi.
- You should imitate his behavior.
- Onun davranışını taklit etmelisin.
- Kissing one's spouse in public is considered acceptable behavior in some countries.
- Eşinizi toplum içinde öpmek bazı ülkelerde kabul edilebilir bir davranış olarak görülüyor.
- His behavior is worthy of respect.
- Onun davranışı takdire şayandır.
- Tom needs to change his behavior.
- Tom'un davranışlarını değiştirmesi gerekiyor.
- Tom's behavior at the party was inexcusable.
- Tom'un partideki davranışı affedilemezdi.
- There is no excuse for such behavior.
- Bu tür bir davranış için hiçbir gerekçe yoktur.
- Tom's behavior has improved a lot.
- Tom'un davranışları çok düzeldi.
- His behavior angered the policeman.
- Onun davranışı polisi kızdırdı.
- His behavior at the party was so humorous that I could not help laughing.
- Onun partideki davranışı o kadar komikti ki kendimi gülmekten alamadım.
- We criticized Tom for his behavior.
- Tom'u davranışlarından dolayı eleştirdik.
- His behavior, as I remember, was very bad.
- Hatırladığım kadarıyla davranışları çok kötüydü.
- I was offended by his behavior.
- Davranışından rahatsız oldum.
- Driving after drinking alcohol is not acceptable behavior.
- Alkol aldıktan sonra araba kullanmak kabul edilebilir bir davranış değildir.
- Is that reasonable behavior?
- O mantıklı davranış mı?
- You should avoid stereotypical behavior.
- Basmakalıp davranıştan kaçınman gerekir.
- We've gotten some complaints about Tom's behavior.
- Tom'un davranışı hakkında bazı şikâyetler aldık.
- Tom's behavior at the party was inexcusable.
- Tom'un partideki davranışı affedilmezdi.
- Such behavior can cause an accident.
- Böyle bir davranış kazaya neden olabilir.
- His behavior really got on my nerves.
- Onun davranışı gerçekten sinirlerimi bozdu.
- What do you infer from her strange behavior?
- Garip davranışlarından ne çıkarıyorsunuz?
- We were surprised by his behavior.
- Davranışları bizi şaşırttı.
- I can't tolerate Tom's behavior.
- Tom'un davranışlarına tahammül edemiyorum.
- Tom wasn't a bit surprised by Mary's behavior.
- Tom Mary'nin davranışına biraz şaşırmadı.
- Tom wasn't a bit surprised by Mary's behavior.
- Tom, Mary'nin davranışına hiç şaşırmadı.
- His behavior was appropriate to the occasion.
- Onun davranışı ortama uygundu.
- I'm not happy with your behavior.
- Davranışlarından memnun değilim.
- Mary was surprised by Alice's behavior.
- Mary, Alice'in davranışına şaşırdı.
- Tom's behavior was bad.
- Tom'un davranışı kötüydü.
- Your behavior is creating a lot of problems.
- Davranışın çok sayıda sorun yaratıyor.
- Tom is totally disgusted with Mary's behavior.
- Tom, Mary'nin davranışlarından tamamen iğreniyor.
- Tom noticed a change in Mary's behavior.
- Tom Mary'nin davranışında bir değişiklik fark etti.
- His behavior angered the policeman.
- Davranışları polisi kızdırdı.
- Tom was shocked by Mary's behavior.
- Tom, Mary'nin davranışları karşısında şok oldu.
- What vile behavior!
- Ne aşağılık bir davranış!
- His behavior really got on my nerves.
- Davranışları gerçekten sinirlerimi bozdu.
- Fadil became addicted to that horrific behavior.
- Fadıl bu korkunç davranışın bağımlısı oldu.
- Lander assumes that rioting and gang behavior are a result of poverty and poor economic conditions.
- Lander, ayaklanmanın ve çete davranışının yoksulluğun ve kötü ekonomik koşulların bir sonucu olduğunu varsayıyor.
- Their behavior was disgraceful.
- Davranışları utanç vericiydi.
- That kind of behavior has nothing to do with me.
- Bu tür bir davranışın benimle bir ilgisi yok.
- There is no excuse for such behavior.
- Böyle bir davranışın hiçbir mazereti olamaz.
- I'm not ashamed of my behavior, even though I know I should be.
- Davranışlarımdan utanmıyorum, utanmam gerektiğini bilsem bile.
- Her behavior is consistent with her words.
- Onun davranışları sözleriyle tutarlı.
- His dress is that of a gentleman but his speech and behavior are those of a clown.
- Kıyafeti bir beyefendi gibi ama konuşması ve davranışları bir palyaço gibi.
- Her unusual behavior gave rise to our suspicions.
- Onun alışılmadık davranışları bizim şüpheleri doğurdu.
- Kissing one's spouse in public is considered acceptable behavior in some countries.
- Ulu orta birinin eşini öpmesi, bazı ülkelerde normal bir davranış olarak görülür.
- His behavior is nothing like his father.
- Onun davranışları babasına hiç benzemiyor.
- His behavior was that of a gentleman.
- Davranışı bir beyefendinin davranışıydı.
- I'm fed up with Tom's behavior.
- Tom'un davranışından bıktım.
- Tom noticed a change in Mary's behavior.
- Tom, Mary'nin davranışlarında bir değişiklik fark etti.
- His behavior is nothing like his father.
- Davranışları babasına hiç benzemiyor.
- I was very impressed by Tom's good behavior.
- Tom'un iyi davranışından çok etkilendim.
- Tom's behavior isn't harming anyone.
- Tom'un davranışı kimseye zarar vermiyor.
- His appearance and behavior made me ashamed of him.
- Onun görünüşü ve davranışı beni ondan utandırdı.
- My computer behavior's surprises me.
- Bilgisayarımın davranışı beni şaşırtır.
- His behavior conflicts with what he says.
- Onun davranışı söylediği ile çelişiyor.
- We criticized her for her behavior.
- Davranışlarından dolayı onu eleştirdik.
- We consider his behavior childish.
- Onun davranışını çocuksu buluyoruz.
- Due to Tom's behavior, the court is convinced that Mary's account is accurate.
- Tom'un davranışları nedeniyle mahkeme Mary'nin anlattıklarının doğru olduğuna ikna olmuştur.
- His behavior troubles us.
- Onun davranışı bizi rahatsız ediyor.
- The team wanted the coach fired for his abusive behavior.
- Takım, kötü davranışlarından dolayı koçun kovulmasını istedi.
- Sami was exasperated by Layla's behavior.
- Sami, Layla'nın davranışları yüzünden çileden çıkmıştı.
- Such behavior can cause an accident.
- Böyle bir davranış bir kazaya neden olabilir.
- His behavior was appropriate to the occasion.
- Davranışı duruma uygundu.
- Surprised at her behavior, he could not say a word.
- Onun davranışına şaşırarak tek kelime edemedi.
- Tom needs to change his behavior.
- Tom'un davranışını değiştirmesi gerekiyor.
- Tom's behavior was shameful.
- Tom'un davranışı utanç vericiydi.
- I can barely stand his behavior.
- Davranışlarına zar zor katlanabiliyorum.
- That kind of behavior isn't acceptable.
- Bu tür bir davranış kabul edilmez.
- Tom is embarrassed by his son's behavior.
- Tom, oğlunun davranışlarından utanıyor.
- Layla's increasingly odd behavior worried her parents a lot.
- Layla'nın giderek tuhaflaşan davranışları ailesini çok endişelendiriyordu.
- I'm not going to tolerate this kind of behavior anymore.
- Bu tür davranışlara daha fazla tahammül etmeyeceğim.
- You need to do something about Tom's behavior.
- Tom'un davranışları hakkında bir şey yapmalısın.
- My son is ashamed of his behavior.
- Oğlum davranışlarından utanıyor.
- You should avoid stereotypical behavior.
- Basmakalıp davranışlardan kaçınmalısınız.
- Tom's behavior was bad.
- Tom'un davranışları kötüydü.
- Sami's behavior made Layla really uncomfortable.
- Sami'nin davranışı Leyla'yı gerçekten rahatsız etti.
- Lander assumes that rioting and gang behavior are a result of poverty and poor economic conditions.
- Lander, isyan ve çete davranışlarının yoksulluk ve kötü ekonomik koşulların bir sonucu olduğunu varsayıyor.
- We consider his behavior childish.
- Davranışlarını çocukça buluyoruz.
- That kind of behavior is just not acceptable.
- Bu tür davranışlar kabul edilemez.
- Bullying is a learned behavior.
- Zorbalık öğrenilmiş bir davranıştır.
- Tom wants me to talk to Mary about her behavior.
- Tom Mary ile davranışı hakkında konuşmamı istiyor.
- I can't tolerate Tom's behavior.
- Tom'un davranışına katlanamam.
- I was most impressed by his good behavior.
- Onun iyi davranışından çok etkilendim.
- Tom's behavior has changed.
- Tom'un davranışı değişti.
- I'm fed up with Tom's behavior.
- Tom'un davranışlarından bıktım.
- We criticized Tom for his behavior.
- Davranışından dolayı Tom'u eleştirdik.
- Her behavior was appropriate to the occasion.
- Davranışları duruma uygundu.
- His behavior is sometimes strange.
- Davranışları bazen gariptir.
- You must put an end to your foolish behavior.
- Aptalca davranışına bir son vermen gerekiyor.
- Her unusual behavior gave rise to our suspicions.
- Sıra dışı davranışları şüphelenmemize neden oldu.
- Tom's behavior has improved a lot.
- Tom'un davranışı çok gelişti.
- Tom's behavior was unacceptable.
- Tom'un davranışı kabul edilemezdi.
- Sami's strange behavior continued.
- Sami'nin garip davranışları devam etti.
- Your behavior was shameful.
- Davranışın utanç vericiydi.
- He decided to stop drinking and reform his behavior.
- İçkiyi bırakmaya ve davranışlarını düzeltmeye karar verdi.
- Tom says he can't put up with Mary's behavior any longer.
- Tom, Mary'nin davranışlarına daha fazla katlanamayacağını söylüyor.
- Those animals' behavior is absurd.
- Şu hayvanların davranışı saçmadır.
- I can't stand his behavior anymore.
- Onun davranışına daha fazla dayanamam.
- I'm getting annoyed by your behavior.
- Davranışlarından rahatsız olmaya başladım.
- Tom says he can't ignore Mary's behavior any longer.
- Tom, Mary'nin davranışlarını daha fazla görmezden gelemeyeceğini söylüyor.
- I feel nothing but contempt for such behavior.
- Böyle davranışlara karşı küçümsemeden başka bir şey hissetmiyorum.
- Her unusual behavior gave rise to our suspicions.
- Alışılmadık davranışları şüphelenmemize neden oldu.
- His behavior is very odd today.
- Onun davranışı bugün çok gariptir.
- Social norms shape our behavior.
- Sosyal normlar davranışlarımızı şekillendirir.
- They anger us with their behavior.
- Davranışlarıyla bizi kızdırıyorlar.
- They felt disgraced by their son's wild behavior.
- Oğullarının vahşi davranışlarından utanç duydular.
- His behavior is very odd today.
- Bugün davranışları çok tuhaf.
- Tom says he can't put up with Mary's behavior any longer.
- Tom Mary'nin davranışına artık katlanamayacağını söylüyor.
- His behavior bothered me.
- Davranışı beni rahatsız etti.
- His behavior is worthy of praise.
- Davranışları övgüye değerdi.
- One must deplore such bad behavior.
- Böyle kötü bir davranışı kınamak gerekir.
- Tom has a history of violent behavior.
- Tom'un geçmişinde şiddet davranışı var.
- His smug behavior is offensive.
- Kendini beğenmiş davranışları saldırganca.
- I cannot put up with her behavior.
- Onun davranışlarına tahammül edemiyorum.
- His behavior was theatrical.
- Davranışları yapmacıktı.
- Tom has no idea what to do about Mary's behavior.
- Tom'un Mary'nin davranışları hakkında ne yapacağına dair hiçbir fikri yok.
- Tom was embarrassed by his son's behavior.
- Tom oğlunun davranışından utanmıştı.
- Her unusual behavior gave rise to our suspicions.
- Onun alışılmadık davranışları bizim şüphelere sebebiyet verdi.
- Her behavior isn't normal for a young girl.
- Onun davranışı genç bir kız için normal değil.
- His behavior puzzled me.
- Davranışları beni şaşırttı.
- Her unusual behavior caused our suspicions.
- Alışılmadık davranışları şüphelenmemize neden oldu.
- His smug behavior is offensive.
- Kendini beğenmiş davranışları rahatsız edici.
- Sami wanted to make his behavior acceptable.
- Sami davranışlarını kabul edilebilir kılmak istiyordu.
- I'm worried about Tom's behavior.
- Tom'un davranışlarından endişeliyim.
- I was very impressed by Tom's good behavior.
- Tom'un iyi davranışlarından çok etkilendim.
- You must put an end to your foolish behavior.
- Aptalca davranışına bir son vermelisin.
- Sami's behavior infuriated Layla.
- Sami'nin davranışı Layla'yı çileden çıkarmıştı.
- I want to apologize for my behavior yesterday evening.
- Ben dün akşamki davranışım için özür dilemek istiyorum.
- Tom's behavior is unacceptable.
- Tom'un davranışı kabul edilemez.
- Tom wants me to talk to Mary about her behavior.
- Tom, Mary ile davranışları hakkında konuşmamı istiyor.
- Her behavior isn't normal for a young girl.
- Davranışları genç bir kız için normal değil.
- I can't stand his behavior anymore.
- Artık onun davranışlarına katlanamıyorum.
- Tom was surprised by Mary's behavior.
- Tom, Mary'nin davranışlarına şaşırdı.
- I blocked him because his behavior was not appropriate.
- Davranışları uygun olmadığı için onu engelledim.
- Your behavior is not conducive to the desired environment.
- Davranışlarınız istenen ortama elverişli değil.
- Tom was surprised by Mary's behavior.
- Tom Mary'nin davranışına şaşırmıştı.
- His behavior makes me sick.
- Davranışları beni hasta ediyor.
- Your behavior is too extraordinary.
- Davranışınız çok sıradışı.
- Your behavior was shameful.
- Senin davranışın utanç vericiydi.
- His behavior was anything but polite.
- Onun davranışı hiçte nazik değildi.
- Those animals' behavior is absurd.
- Bu hayvanların davranışları çok saçma.
- The man's behavior was very odd.
- Adamın davranışları çok tuhaftı.
- This movement had a great impact on the behavior of women.
- Bu hareketin, kadınların davranışları üzerine büyük bir etkisi vardı.
- They anger us with their behavior.
- Onlar bizi davranışlarıyla sinirlendiriyor.
- Tom can't put up with Mary's behavior any longer.
- Tom Mary'nin davranışına daha fazla katlanamaz.
- Your behavior is too extraordinary.
- Davranışınız fazla sıradışı.
- Your behavior was inexcusable.
- Davranışın affedilemezdi.
- His behavior is worthy of praise.
- Onun davranışı övgüye değer.
- He is ashamed of his behavior.
- Davranışlarından utanıyor.
- She was ashamed of her children's behavior.
- Çocuklarının davranışlarından utanıyordu.
- Tom is totally disgusted with Mary's behavior.
- Tom, Mary'nin davranışlarından tümüyle iğreniyor.
- I can barely stand his behavior.
- Onun davranışına güçlükle katlanıyorum.
- Sami did not tolerate this kind of behavior.
- Sami'nin bu tür davranışlara tahammülü yoktu.
- Mary had noted a distinct change in Tom's behavior and work habits.
- Mary, Tom'un davranışlarında ve çalışma alışkanlıklarında belirgin bir değişiklik fark etmişti.
- I want to apologize for my behavior yesterday evening.
- Dün akşamki davranışım için özür dilemek istiyorum.
- His behavior never ceases to surprise me.
- Davranışları beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.
- He offered no specific explanation for his strange behavior.
- Garip davranışı için özel bir açıklama yapmadı.
Show More (277)
|