benchmark - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
benchmark ölçüt n.
  • The data collected was used as the benchmark for comparison.
  • Toplanan veriler karşılaştırma için ölçüt olarak kullanılmıştır.
  • The European environment mark must in any event be a benchmark.
  • Avrupa çevre işareti her halükarda bir ölçüt olmalıdır.
  • In practice, the 50% aid intensity criterion constitutes a benchmark that can be exceeded on genuine cultural grounds.
  • Uygulamada %50 yardım yoğunluğu kriteri, gerçek kültürel gerekçelerle aşılabilecek bir ölçüt oluşturmaktadır.
Show More (5)
benchmark kıyaslama n.
  • Fourth, and finally, is the question of sectoral targets and benchmarks.
  • Dördüncü ve son olarak da sektörel hedefler ve kıyaslamalar meselesi var.
  • MODINIS is the financial instrument to monitor, benchmark and disseminate these best practices.
  • MODINIS, bu en iyi uygulamaları izlemek, kıyaslamak ve yaygınlaştırmak için finansal bir araçtır.
Show More (-1)
benchmark rakiplerle kıyaslama yapmak v.
  • We benchmark our entire operation against international standards.
  • Tüm operasyonumuzu rakiplerle uluslararası standartlara göre kıyaslıyoruz.
Show More (-2)