|
- I will certainly be urging the British Government to consider this possibility.
- İngiliz Hükümeti'ni bu olasılığı göz önünde bulundurmaya kesinlikle teşvik edeceğim.
- The British Government must take primary responsibility for this state of affairs.
- İngiliz Hükümeti bu durumun birincil sorumluluğunu üstlenmelidir.
- The entire EU budget is only two thirds of what the British Government spends on social security alone.
- AB bütçesinin tamamı, İngiliz Hükümetinin sadece sosyal güvenlik için harcadığının üçte ikisi kadardır.
- This has delighted British Government representatives to the European Convention.
- Bu durum İngiliz Hükûmeti temsilcilerini Avrupa Konvansiyonu nezdinde memnun etmiştir.
- Mr Adam calls the approach of the British government a great success.
- Bay Adam İngiliz hükümetinin yaklaşımını büyük bir başarı olarak nitelendiriyor.
- The British Government is just splitting hairs in its pathetic attempts to justify military attack.
- İngiliz Hükümeti askeri saldırıyı meşrulaştırmaya yönelik zavallı girişimlerinde resmen kılı kırk yarıyor.
- Looking at the situation in the UK, the British Government quite simply got it wrong.
- Birleşik Krallık'taki duruma baktığımızda, İngiliz Hükümeti basitçe yanlış yapmıştır.
- I acknowledge that for the British Government, the situation is difficult.
- İngiliz Hükümeti için durumun zor olduğunu kabul ediyorum.
- Whether this is an accurate description or not, the British government fails at any rate to discourage refugees.
- Bu doğru bir tanımlama olsun ya da olmasın, İngiliz hükümeti her halükarda mültecileri caydırmakta başarısız olmaktadır.
- The French government should follow the example of the British government.
- Fransız hükümeti İngiliz hükümetini örnek almalıdır.
- Nobody in Parliament has been allowed to see the reply from the British Government.
- Parlamentodaki hiç kimsenin İngiliz Hükümetinden gelen cevabı görmesine izin verilmedi.
- Well, the British Government did not endorse or commend him.
- İngiliz Hükûmeti onu desteklemedi ya da takdir etmedi.
- The British Government is just splitting hairs in its pathetic attempts to justify military attack.
- İngiliz Hükûmeti askeri saldırıyı meşrulaştırmaya yönelik zavallı girişimlerinde adeta kılı kırk yarıyor.
- I hope that the British Government gives the necessary clarification in this case.
- Umarım İngiliz Hükümeti bu konuda gerekli açıklamayı yapar.
- This has delighted British Government representatives to the European Convention.
- Bu durum İngiliz Hükümeti temsilcilerini Avrupa Konvansiyonu nezdinde memnun etmiştir.
- First we were told by the British Government that there was no need for a constitution.
- Önce İngiliz Hükümeti tarafından bir anayasaya ihtiyaç olmadığı söylendi.
- And I have in mind successive British governments as well as others.
- Aklımda, birbirini izleyen İngiliz hükümetlerinin yanı sıra diğerleri de var.
- The British Government does not have a leg to stand on.
- İngiliz Hükümeti'nin destek alacak bir dayanağı yoktur.
- Well, the British Government did not endorse or commend him.
- İngiliz Hükümeti onu desteklemedi ya da takdir etmedi.
- The British Government does not have a leg to stand on.
- İngiliz Hükümetinin dayanacak bir ayağı yoktur.
- This is precisely what the British Government has just wisely proposed at the Convention.
- İngiliz Hükümeti'nin Kongre'de akıllıca önerdiği şey de tam olarak budur.
- Looking at the situation in the UK, the British Government quite simply got it wrong.
- Birleşik Krallık'taki duruma baktığımızda, İngiliz Hükümeti basitçe yanlış anlamıştır.
- The British Government has done a cost-impact assessment, learning from the fridges debacle.
- İngiliz Hükümeti buzdolabı fiyaskosundan ders alarak bir maliyet-etki değerlendirmesi yapmıştır.
- We have learnt that the British Government is taking part, almost on a daily basis, in aerial attacks on Iraq.
- İngiliz Hükümeti'nin neredeyse her gün Irak'a yönelik hava saldırılarına katıldığını öğrendik.
- This is precisely what the British Government has just wisely proposed at the Convention.
- İngiliz Hükûmeti'nin Kongre'de akıllıca önerdiği şey de tam olarak budur.
- Our concerns have been expressed by successive governments to the British Government.
- Endişelerimiz, birbirini izleyen hükûmetler tarafından İngiliz Hükûmetine ifade edilmiştir.
- That was a direct reference to the British Government.
- Bu doğrudan İngiliz Hükümetine bir göndermeydi.
- A very detailed questionnaire was sent to the British Government.
- İngiliz Hükümetine çok detaylı bir anket gönderilmiştir.
- I understand that the British Government is seriously censoring such documents as may be made available.
- Anladığım kadarıyla İngiliz Hükümeti bu tür belgeleri ciddi bir şekilde sansürlüyor.
- It surprises me that the British government is only now considering using vaccination.
- İngiliz hükûmetinin aşılamayı ancak şimdi düşünmesi beni şaşırtıyor.
- The entire EU budget is only two thirds of what the British Government spends on social security alone.
- Tüm AB bütçesi, İngiliz Hükümeti'nin sadece sosyal güvenlik için harcadığının üçte ikisi kadardır.
- Her lover is a spy working for the British government.
- Onun sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus.
- The British government was angry.
- İngiliz hükümeti kızgındı.
- The British government is against the plan.
- İngiliz hükümeti plana karşı.
- Dan was a mole selling top secret information to the British government.
- Dan, İngiliz hükümetine çok gizli bilgiler satan bir köstebekti.
- Her lover is a spy working for the British government.
- Sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus.
- The British government was angry.
- İngiliz hükümeti kızmıştı.
- Dan was a mole selling top secret information to the British government.
- Dan İngiliz hükümetine çok gizli bilgiler satan bir köstebekti.
Show More (35)
|
