| 1 |
buck |
sorumluluk |
n. |
|
- The buck stops with the Commission.
- Sorumluluk Komisyon'a aittir.
- We need to stop people passing the buck from one to another.
- İnsanların sorumluluğu birinden diğerine atmasını engellemeliyiz.
- Turkey must stop passing the buck to the EU and trying to exert pressure.
- Türkiye sorumluluğu AB'ye atmaktan ve baskı kurmaya çalışmaktan vazgeçmelidir.
- This game of buck passing has backfired badly on Europe.
- Bu sorumluluğu başkasına atma oyunu Avrupa'da kötü bir şekilde geri tepti.
Show More (1)
|
| 2 |
buck |
para |
n. |
|
- For the poor countries, this is one way of making a fast buck, but offers no solutions in the long run.
- Yoksul ülkeler için bu, hızlı para kazanmanın bir yoludur, ancak uzun vadede hiçbir çözüm sunmaz.
- It comes down to more bang for our buck.
- Bu, paramızın karşılığını daha fazla almamıza bağlı.
- It comes down to more bang for our buck.
- Paramızın karşılığını daha fazla almamız gerekiyor.
- Lawyers make mega bucks when they win cases.
- Avukatlar davaları kazandıklarında büyük paralar elde ederler.
Show More (1)
|
| 3 |
buck |
dolar |
n. |
|
- Can you spare a buck?
- Bir dolar ayırabilir misin?
- Can you spare a buck?
- Bir dolar verebilir misin?
Show More (-1)
|
| 4 |
buck |
papel |
n. |
|
- Could you lend me thirty bucks?
- Bana otuz papel ödünç verebilir misin?
Show More (-2)
|
| 5 |
buck |
tavşan |
n. |
|
- I have buck teeth.
- Benim tavşan dişlerim var.
Show More (-2)
|
