|
- The suspicion persisted, but still I had to vote for the motion.
- Şüphe devam etti ama yine de önergeye oy vermek zorunda kaldım.
- That is a good innovative approach, but still not that easy.
- Bu iyi ve yenilikçi bir yaklaşım ama yine de o kadar kolay değil.
- Tom tried everything that was suggested, but still couldn't fix the problem.
- Tom önerilen her şeyi denedi ama yine de sorunu çözemedi.
- It's possible to win every battle, but still lose the war.
- Her muharebeyi kazanmak ama yine de savaşı kaybetmek mümkündür.
- A scientist will read dozens of books in his lifetime, but still believe he has a lot more to learn.
- Bir bilim insanı hayatı boyunca onlarca kitap okur ama yine de öğrenecek daha çok şeyi olduğuna inanır.
- Tom spent over three hours looking for his keys, but still couldn't find them.
- Tom anahtarlarını aramak için üç saatten fazla zaman harcadı ama yine de bulamadı.
- He was treated well but still was scared.
- Ona iyi davranılmıştı ama yine de korkuyordu.
- Tom took a sleeping pill, but still couldn't fall asleep.
- Tom uyku hapı aldı ama yine de uyuyamadı.
- My sister likes looking after my son, but still I'm the one who has to change his nappy all the time.
- Kız kardeşim oğluma bakmayı seviyor, ama yine de sürekli bezini değiştirmek zorunda olan benim.
- I have many friends who speak fluently, but still don't sound like native speakers.
- Akıcı konuşan ama yine de anadili gibi konuşmayan birçok arkadaşım var.
Show More (7)
|
