|
- Animals in captivity live long, sheltered lives, whereas in the wild they are in constant danger of being eaten alive.
- Esaret altındaki hayvanlar uzun ve korunaklı hayatlar yaşarken, vahşi doğadayken canlı canlı yenme tehlikesiyle sürekli karşı karşıyadırlar.
- I think that dolphins should not be kept in captivity.
- Bence yunuslar esaret altında tutulmamalı.
- I think that dolphins should not be kept in captivity.
- Sanırım yunuslar esaret altında tutulmamalı.
- He was held in captivity.
- O, esaret altında tutuldu.
- Dan finally released his hostage after two days of captivity.
- Dan iki günlük esaretten sonra nihayet rehineyi serbest bıraktı.
- After seven years of wartime captivity, Tom was a broken man.
- Yedi yıllık savaş esaretinden sonra Tom çökmüş bir adamdı.
Show More (3)
|