code - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
code kod n.
  • You can easily reach the codes of open resource software.
  • Açık kaynak yazılım kodlarına kolayca ulaşabilirsiniz.
  • You can scan the QR code to get more information.
  • Daha fazla bilgi almak için QR kodunu tarayabilirsiniz.
  • But without this code, the charter would just be a form of words.
  • Ancak bu kod olmadan tüzük sadece bir sözcükler bütünü olacaktır.
Show More (64)
code kural n.
  • This instrument is the code of practice of the Commission, annexed to the Commission's 1991 recommendation.
  • Bu araç, Komisyon'un 1991 tarihli tavsiye kararına ekli olan Komisyon'un uygulama kurallarıdır.
  • I welcome the Ombudsman's decision to apply the principles set out in this code in his activities.
  • Ombudsman'ın faaliyetlerinde bu kurallarda belirtilen ilkeleri uygulama kararını memnuniyetle karşılıyorum.
  • Sanctions cannot be imposed on those who breach the Code.
  • Kuralları ihlal edenlere yaptırım uygulanamaz.
Show More (26)
code kanun n.
  • Nonetheless, there are areas where the code needs to be strengthened.
  • Bununla birlikte kanunun güçlendirilmesi gereken alanlar da bulunmaktadır.
  • I welcome the Ombudsman's decision to apply the principles set out in this code in his activities.
  • Ombudsman'ın faaliyetlerinde bu kanunda belirtilen ilkeleri uygulama kararını memnuniyetle karşılıyorum.
  • All these things have come to pass, and we see that the Code, in operation, has developed its own in-built dynamics.
  • Tüm bunlar gerçekleşmiştir ve Kanun'un işlerken kendi iç dinamiklerini geliştirdiğini görüyoruz.
Show More (8)
code şifre n.
  • Would you be willing to share your code with me?
  • Şifreni benimle paylaşır mısın?
  • Language is a code.
  • Dil bir şifredir.
  • This code can't be cracked.
  • Bu şifre kırılamaz.
Show More (4)
code tüzük n.
  • The case for such a code has been set up by the Ombudsman, Jacob Söderman.
  • Ombudsman Jacob Söderman tarafından böyle bir tüzük için gerekli zemin hazırlanmıştır.
  • That code is politically binding on the Member States, and the Commission has a limited role in this process.
  • Bu tüzük Üye Devletler üzerinde siyaseten bağlayıcıdır ve Komisyon'un bu süreçte sınırlı bir rolü vardır.
  • The Commission's code says staff shall not be guided by personal interest.
  • Komisyonun tüzüğüne göre personel kişisel çıkarları doğrultusunda yönlendirilmemelidir.
Show More (2)
code yönetmelik n.
  • The Commission's code says staff shall not be guided by personal interest.
  • Komisyon yönetmeliği, personelin kişisel çıkarlar doğrultusunda yönlendirilmemesi gerektiğini belirtmektedir.
  • It is a code of practice concerning the need to prevent sexual harassment or harassment in the workplace.
  • Bu, işyerinde cinsel taciz ya da tacizi önleme ihtiyacına ilişkin bir uygulama yönetmeliğidir.
  • The World Anti-Doping Code will help to combat this scourge, but other measures are needed too.
  • Dünya Anti-Doping Yönetmeliği bu belayla mücadeleye yardımcı olacaktır, ancak başka önlemlere de ihtiyaç vardır.
Show More (2)
code yasa n.
  • The new Turkish customs code has still to be officially adopted by Parliament.
  • Yeni Türk gümrük yasası henüz parlamento tarafından kabul edilmiş değildir.
  • It is unacceptable that articles like Article 157 should still be in force in the Bulgarian legal code.
  • Bulgar yasalarında 157. Madde gibi maddelerin hala yürürlükte olması kabul edilemez.
Show More (-1)
code kodlarını yazmak v.
  • He coded the entire software on his own.
  • Yazılımının tüm kodlarını kendi başına yazmış.
Show More (-2)
code alan kodu n.
  • The code for Japan is +81.
  • Japonya'nın alan kodu +81'dir.
Show More (-2)
code kodlandırmak v.
  • Each piece is coded to make the building process easy.
  • Her bir parça, yapım sürecini kolaylaştırmak amacıyla kodlandırılmıştır.
Show More (-2)
code kodlanmış v.
  • The gang used coded messages to communicate.
  • Çete iletişim kurmak için kodlanmış mesajlar kullandı.
Show More (-2)
code şifrelenme n.
  • The message must be sent in code.
  • Mesaj şifrelenmiş olarak gönderilmelidir.
Show More (-2)
code kurallar n.
  • His manners were against the code of ethics.
  • Davranışları etik kurallara aykırıydı.
Show More (-2)
code alfabe n.
  • The morse code is used to send messages through the telegraph.
  • Mors alfabesi, telgraf aracılığıyla mesaj göndermek için kullanılır.
Show More (-2)
code kodlamak v.
  • We need common coding amongst the institutions so that the process of accessing information is simplified.
  • Bilgiye erişim sürecinin basitleştirilmesi için kurumlar arasında ortak bir kodlamaya ihtiyacımız var.
Show More (-2)
code prensipler n.
  • A man must have a code.
  • İnsanın prensipleri olmalı.
Show More (-2)