Tureng - compassionate - Anglais Turc Phrases

Historique

	Anglais	Turc
1	compassionate	merhametli	adj.
	These charities depend on the compassionate feelings of the public. Bu hayır kurumları halkın merhametli duygularına bel bağlamaktadır. We should be compassionate in our reports. Raporlarımızda merhametli olmalıyız. That's not very compassionate. Bu pek merhametli değil. Tom is a very compassionate person. Tom çok merhametli bir kişidir. Tom is a very compassionate person. Tom çok merhametli bir insan. You're compassionate. Sen merhametlisin. I think Tom is compassionate. Tom'un merhametli olduğunu düşünüyorum. Tom wasn't very compassionate. Tom pek merhametli değildi. Tom is very compassionate. Tom çok merhametlidir. That's not very compassionate. Bu çok merhametli değil. Tom was very compassionate. Tom çok merhametliydi. Tom is compassionate. Tom merhametli. The more you suffer in life, the more compassionate you become. Hayatta ne kadar acı çekerseniz, o kadar merhametli olursunuz. Tom was compassionate. Tom merhametliydi. The more you suffer in life, the more compassionate you become. Hayatta ne kadar acı çekersen, o kadar merhametli olursun. Show More (12)
2	compassionate	şefkatli	adj.
	We must also be more compassionate in our dealings with each other. Birbirimizle olan ilişkilerimizde de daha şefkatli olmalıyız. We must also be more compassionate in our dealings with each other. Birbirimizle ilişkilerimizde de daha şefkatli olmalıyız. It needs Member States to look at the situation and to try to address the position with compassionate moves. Üye Devletlerin durumu gözden geçirmesi ve şefkatli hamlelerle durumu ele almaya çalışması gerekmektedir. However, this is a compassionate report, one with which we can be satisfied but not complacent. Bununla birlikte bu, memnun olabileceğimiz ancak kayıtsız kalamayacağımız şefkatli bir rapordur. As socialists, we believe that it is essential to be compassionate and sympathetic in our approach. Sosyalistler olarak, yaklaşımımızda şefkatli ve sempatik olmanın esas olduğuna inanıyoruz. Women have the right to reliable information and to compassionate counselling. Kadınların güvenilir bilgi ve şefkatli danışmanlık alma hakkı vardır. We should be compassionate in the role that we seek to play. Oynamak istediğimiz rolde şefkatli olmalıyız. We should be compassionate in the role that we seek to play. Oynamak istediğimiz rol konusunda şefkatli olmalıyız. Tom is compassionate. Tom şefkatlidir. My parents taught me to be a compassionate person. Ailem bana şefkatli bir insan olmayı öğretti. I think Tom is compassionate. Bence Tom şefkatli. Tom wasn't very compassionate. Tom çok şefkatli değildi. Tom is very compassionate. Tom çok şefkatli. Show More (10)