complicate - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
complicate karmaşık hale getirmek v.
  • The new Financial Regulation is also complicating matters, especially the A-30 lines.
  • Yeni Mali Tüzük, özellikle A-30 hatları olmak üzere, meseleleri daha da karmaşık hale getirmektedir.
  • This complicates the directive unnecessarily.
  • Bu, yönergeyi gereksiz yere karmaşık hale getirir.
  • The funding of research into surplus embryos only complicates this cooperation.
  • İhtiyaç fazlası embriyolara yönelik araştırmaların finanse edilmesi bu işbirliğini daha da karmaşık hale getirmektedir.
Show More (12)
complicate karmaşıklaştırmak v.
  • There is no point in complicating things.
  • İşleri karmaşıklaştırmanın bir anlamı yok.
  • Mr Lehne's argument that it would have complicated the decision-making process is not convincing.
  • Sayın Lehne'nin bunun karar alma sürecini karmaşıklaştıracağı yönündeki argümanı ikna edici değildir.
  • We should therefore avoid complicating matters.
  • Bu nedenle meseleleri karmaşıklaştırmaktan kaçınmalıyız.
Show More (10)
complicate zorlaştırmak v.
  • The new Financial Regulation is also complicating matters, especially the A-30 lines.
  • Yeni Mali Yönetmelik de özellikle A-30 hatlarında işleri zorlaştırıyor.
  • This will complicate daily operations and thwart the very flexibility which is the whole purpose of the exercise.
  • Bu durum günlük operasyonları zorlaştıracak ve uygulamanın tüm amacı olan esnekliği engelleyecektir.
  • It is obvious that these could be seen as measures that simply complicate people's daily lives.
  • Bunların insanların günlük yaşamlarını zorlaştıran önlemler olarak görülebileceği açıktır.
Show More (8)
complicate karıştırmak v.
  • That complicated the whole thing.
  • Bu her şeyi karıştırdı.
  • That was the complicating factor.
  • İşleri karıştıran faktör buydu.
  • His lie complicated matters.
  • Yalanı işleri karıştırdı.
Show More (1)
complicate kötüye gitmek v.
  • Her depression got complicated by her divorce.
  • Depresyonu boşanmayla birlikte daha da kötüye gitti.
Show More (-2)