condemn - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
condemn kınamak v.
  • All of us condemn suicide bombing.
  • Hepimiz bombalı intihar saldırılarını kınıyoruz.
  • It condemns all forms of child exploitation, as well as the worst forms of child labour.
  • Her türlü çocuk sömürüsünün yanı sıra çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri de kınanmaktadır.
  • Instead of condemning them outright, we should make a distinction between internal effects and external effects.
  • Doğrudan kınamak yerine, iç etkiler ile dış etkiler arasında bir ayrım yapmalıyız.
Show More (128)
condemn mahkum etmek v.
  • Her royal title condemned her to a life in secrecy.
  • Hanedan mensubu oluşu onu gizlilik içinde geçen bir hayata mahkum etmişti.
  • The traitor was condemned to life imprisonment.
  • Vatan haini şahıs ömür boyu hapse mahkum edildi.
  • In our report, we cannot pass judgments, let alone condemn anyone in advance for things we cannot prove anyway.
  • Raporumuzda, zaten kanıtlayamayacağımız şeyler için kimseyi peşinen mahkum etmek şöyle dursun, yargılayamayız bile.
Show More (9)
condemn kınanmak v.
  • The politician was publicly condemned for his mistake.
  • Politikacı yaptığı hata nedeniyle kamuoyu önünde kınandı.
Show More (-2)
condemn istimlak etmek v.
  • This building has been condemned.
  • Bu bina istimlak edildi.
Show More (-2)
condemn cezaya çarptırmak v.
  • The judge condemned him to death.
  • Yargıç onu ölüm cezasına çarptırdı.
Show More (-2)