crib - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
crib bebek beşiği n.
  • Leave the baby in the crib.
  • Bebeği beşikte bırakın.
  • The baby is in his crib, sucking on his pacifier.
  • Bebek beşiğinde, emziğini emiyor.
  • Leave the baby in the crib.
  • Bebeği beşikte bırak.
Show More (1)
crib beşik n.
  • Summer left her baby girl in her crib to take the phone call.
  • Summer telefona bakmak için bebeğini beşiğe bıraktı.
  • Fadil died in his crib.
  • Fadıl beşiğinde öldü.
Show More (-1)
crib bebek karyolası n.
  • Giselle had some sleep after she purchased a smart crib for her baby.
  • Giselle bebeği için akıllı bir bebek karyolası aldıktan sonra biraz uyuyabildi.
  • Fadil died in his crib.
  • Fadıl bebek karyolasında öldü.
Show More (-1)
crib yemlik n.
  • The crib should be cleaned up in a few weeks regularly.
  • Yemlik birkaç haftada bir düzenli olarak temizlenmeli.
Show More (-2)
crib sınavda kopya çekmek için hazırlanan kopya kağıdı n.
  • The professor caught Danzel with a crib in the middle of the final exam.
  • Profesör final sınavında Danzel'ı kopya kağıdıyla yakaladı.
Show More (-2)
crib ev n.
  • We were going to gather in your crib.
  • Senin evinde buluşacaktık.
Show More (-2)
crib kopya çekmek (sınavda) v.
  • She didn’t want anyone to crib the answers from her.
  • Kimsenin cevapları ondan kopya çekmesini istemiyordu.
Show More (-2)