descent - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
descent iniş n.
  • The descent from the summit took us 8 hours.
  • Zirveden inişimiz 8 saatimizi aldı.
  • Our failure on this approach has meant a further descent into renewed clashes.
  • Bu yaklaşımdaki başarısızlığımız, yeni çatışmalara doğru daha fazla iniş anlamına gelmektedir.
  • It's a device for slowing one's rate of descent.
  • İniş hızını yavaşlatan bir alet.
Show More (9)
descent alçalmak v.
  • The plane began its descent.
  • Uçak alçalmaya başladı.
  • We're going to begin the descent for Honolulu.
  • Honolulu'ya doğru alçalmaya başlayacağız.
Show More (-1)
descent soy n.
  • He claims direct descent from Christopher Columbus.
  • Direkt olarak Kristof Kolomb'un soyundan geldiğini iddia ediyor.
Show More (-2)
descent bayır n.
  • There is a gradual descent to the ocean.
  • Okyanusa doğru kademeli inen bir bayır var.
Show More (-2)
descent baskın n.
  • The troops' descent on the city was unexpected.
  • Birliklerin şehre yaptığı baskını kimse beklemiyordu.
Show More (-2)
descent sürüklenme n.
  • His descent into madness was inevitable.
  • Deliliğe sürüklenmesi kaçınılmazdı.
Show More (-2)
descent köken n.
  • Both Muslim citizens and citizens of Turkish descent have a place in the European Union.
  • Hem Müslüman vatandaşların hem de Türk kökenli vatandaşların Avrupa Birliği'nde yeri vardır.
Show More (-2)
descent alçalma n.
  • It's a device for slowing one's rate of descent.
  • Alçalma hızını azaltmaya yarayan bir alet.
Show More (-2)