device - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
device cihaz n.
  • Please unplug all devices before leaving.
  • Lütfen ayrılmadan önce tüm cihazların fişini çekin.
  • These islands are very windy and there were devices which convert wind energy into electricity.
  • Bu adalar çok rüzgarlıdır ve rüzgar enerjisini elektriğe dönüştüren cihazlar vardı.
  • The explosive device is not immediately apparent and no details of the incident are known.
  • Patlayıcı cihaz hemen fark edilmemiştir ve olayla ilgili herhangi bir ayrıntı bilinmemektedir.
Show More (173)
device araç n.
  • Learning Krav Maga is a useful device for self-defense.
  • Krav Maga öğrenmek kendini savunma konusunda faydalı bir araçtır.
  • In this important space of enterprise, computers have also proven to be an indispensable device.
  • Bu önemli iş girişimi alanında, bilgisayarların da vazgeçilmez bir araç olduğu kanıtlanmıştır.
  • This literary device is usually used to give grace to simple phrases.
  • Bu edebi araç genellikle basit cümlelere zarafet vermek için kullanılır.
Show More (31)
device alet n.
  • This device consists of a large, round table and some machinery.
  • Bu alet, büyük yuvarlak bir masadan ve bir düzenekten oluşuyor.
  • It's a device for slowing one's rate of descent.
  • Alçalma hızını azaltmaya yarayan bir alet.
  • This device also allows for less money from the patient's pocket.
  • Bu alet aynı zamanda hastanın cebinden daha az para çıkmasını sağlar.
Show More (31)
device aygıt n.
  • Select USB DEVICE to create a copy on a USB flash drive or select DVD to start a document on a DVD.
  • USB flash sürücüde bir kopya oluşturmak için USB Aygıtı'nı seçin veya DVD'de bir belge başlatmak için DVD'yi seçin.
  • The USB Device should be less than 32GB and NOT a Windows 8 compatible USB flash drive.
  • USB Aygıtı 32 GB'den küçük olmalı ve Windows 8 uyumlu bir USB flash sürücü olmamalıdır.
  • A Device that can control other devices on the wireless network.
  • Diğer aygıtları kablosuz ağ üzerinden kontrol edebilen bir aygıt.
Show More (15)
device makine n.
  • That device is part of a machine called the arc capacitor.
  • Şu aygıt, ark kapasitörü denilen makinenin bir parçası.
  • This device consists of a large, round table and some machinery.
  • Bu aygıt büyük, yuvarlak bir masa ve bazı makinelerden oluşuyor.
Show More (-1)
device bomba n.
  • He was arrested for selling homemade explosive devices.
  • Ev yapımı patlayıcı bomba satma suçundan tutuklanmıştır.
Show More (-2)
device plan n.
  • His proposal was only a device to mislead them.
  • Adamın önerisi onları yanıltmaya yönelik bir plandan ibaretti.
Show More (-2)