1 |
devour |
yutmak |
v. |
|
- He was devoured by a tiger.
- Bir kaplan tarafından yutuldu.
- Layla's house was devoured by flames.
- Leyla'nın evi alevler tarafından yutuldu.
- He devoured the herring salad.
- Ringa salatasını yuttu.
- He devoured me with his eyes.
- Beni gözleriyle yuttu.
- A shark devoured him.
- Bir köpekbalığı onu yuttu.
- Layla's house was devoured by flames.
- Layla'nın evi alevlerce yutuldu.
- Layla's house was devoured by a ferocious fire.
- Layla'nın evi şiddetli bir yangın tarafından yutuldu.
- The snake was devoured by a bigger snake.
- Yılan daha büyük bir yılan tarafından yutuldu.
Show More (5)
|
2 |
devour |
yiyip bitirmek (bir duygu) |
v. |
|
- He devoured his meal.
- O, yemeğini yiyip bitirdi.
- An emptiness devours my heart.
- Bir boşluk kalbimi yiyip bitiriyor.
- I will devour you little girl.
- Seni yiyip bitireceğim küçük kız.
- A shark devoured him.
- Bir köpek balığı onu yiyip bitirdi.
Show More (1)
|
3 |
devour |
yalayıp yutmak |
v. |
|
- I devour novels.
- Romanları yalayıp yutarım.
- I devour books.
- Kitapları yalayıp yutarım.
- I devour books.
- Kitapları adeta yalayıp yutarım.
- I devour books of poetry.
- Şiir kitaplarını adeta yalayıp yutarım.
Show More (1)
|
4 |
devour |
mideye indirmek |
v. |
|
- The snake was devoured by a bigger snake.
- Yılan daha büyük bir yılan tarafından mideye indirildi.
- He devoured the herring salad.
- Ringa balığı salatasını mideye indirdi.
- He devoured his meal.
- Yemeğini mideye indirdi.
Show More (0)
|
5 |
devour |
bir çırpıda bitirmek |
v. |
|
- I devour books of poetry.
- Şiir kitaplarını bir çırpıda bitiririm.
- When a dog is very hungry, it devours its food.
- Bir köpek çok aç olduğu zaman, yemeğini bir çırpıda bitirir.
Show More (-1)
|
6 |
devour |
yemek |
v. |
|
- We are not devouring our children; we are nourishing them with this proposal.
- Çocuklarımızı yemiyoruz; bu teklifle onları besliyoruz.
Show More (-2)
|
7 |
devour |
yok etmek |
v. |
|
- Fire devoured the forest.
- Yangın ormanı yok etti.
Show More (-2)
|
8 |
devour |
silip süpürmek (yemeği) |
v. |
|
- When a dog is very hungry, it devours its food.
- Bir köpek çok acıktığında mamasını siler süpürür.
Show More (-2)
|
9 |
devour |
bitirmek |
v. |
|
- Saturn devoured his children.
- Satürn çocuklarını yedi bitirdi.
Show More (-2)
|