erupt - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
erupt patlamak v.
  • First of all, in 1977, the same volcano began to erupt.
  • Her şeyden önce, 1977'de aynı yanardağ patlamaya başladı.
  • The volcano has erupted twice this year.
  • Volkan bu yıl iki kez patladı.
  • Extinct volcanoes will likely never erupt again.
  • Sönmüş yanardağlar muhtemelen bir daha asla patlamayacak.
Show More (14)
erupt patlak vermek v.
  • In addition, a large-scale famine is threatening to erupt.
  • Buna ek olarak, büyük çaplı bir kıtlık patlak verme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
  • Violence erupted all over the city because of the food shortages.
  • Yiyecek sıkıntısı yüzünden şehrin her yerinde şiddet patlak verdi.
  • An argument erupted between her and her father.
  • Babasıyla aralarında bir tartışma patlak verdi.
Show More (3)
erupt püskürmek v.
  • Mount Ontake erupted in Japan.
  • Japonya'daki Ontake dağı püskürdü.
  • Mount Etna has erupted, sending lava and ash plumes into the Sicilian sky.
  • Etna, Sicilya göğüne lav ve duman göndererek püskürdü.
  • Extinct volcanoes will likely never erupt again.
  • Sönük volkanlar muhtemelen tekrar püskürmeyecek.
Show More (3)