especially - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
especially özellikle adv.
  • I love Greece, especially in summer.
  • Yunanistan'ı seviyorum, özellikle de yazları.
  • Promoting the use of renewables is especially important for the environment.
  • Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesi özellikle çevre açısından önemlidir.
  • And even greater efforts can be made, especially with regard to public assistance.
  • Özellikle kamu yardımları konusunda daha da fazla çaba gösterilebilir.
Show More (492)
especially bilhassa adv.
  • This is especially important for anyone who's about to become a parent.
  • Bu husus ebeveyn olmaya hazırlananlar için bilhassa önemlidir.
  • Especially if the purchased device is a quality imported product.
  • Bilhassa da satın alınan cihaz kaliteli bir ithal ürün ise.
  • It was times like these when young Jane wished especially hard for a father.
  • Genç Jane'in bir babaya sahip olmayı çok arzuladığı zamanlar bilhassa işte böyle zamanlardı.
Show More (3)
especially başta olmak üzere adv.
  • However, it must actively pursue the modernisation of its customs administration, especially as regards computerisation.
  • Ancak, bilgisayarlaşma başta olmak üzere, gümrük idaresini modernleştirmeye aktif biçimde devam etmelidir.
  • The coronavirus epidemic that started in China and spread all over the world affected many big cities, especially in Europe.
  • Çin'de başlayan ve tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını, Avrupa'dakiler başta olmak üzere birçok büyük şehri etkiledi.
Show More (-1)
especially çok fazla adv.
  • It is not especially hot today.
  • Bugün çok fazla sıcak değil.
  • They speak English a lot, especially the educated people.
  • Çok fazla İngilizce konuşuyorlar, özellikle de eğitimli insanlar.
Show More (-1)
especially özel olarak adv.
  • The textbook was prepared especially for beginners.
  • Ders kitabı başlangıç seviyesindekiler için özel olarak hazırlanmıştır.
Show More (-2)
especially hele adv.
  • It's very difficult to find a black cat in a dark room, especially if there is no cat.
  • Karanlık bir odada siyah bir kediyi bulmak çok zordur, hele odada hiç kedi yoksa.
Show More (-2)