| 1 |
execute |
idam etmek |
v. |
|
- Thousands of innocent people have been condemned to death and executed.
- Binlerce masum insan ölüme mahkum edilmiş ve idam edilmiştir.
- I appeal for mercy and assurance that she will not be executed under any circumstance.
- Merhamet ve hiçbir koşulda idam edilmeyeceğine dair güvence talep ediyorum.
- Since our resolution of 13 December 2001, 250 people have been executed in Iran, and 75 the previous year.
- 13 Aralık 2001 tarihli kararımızdan bu yana İran'da 250 kişi, bir önceki yıl ise 75 kişi idam edildi.
- Between 1993 and 2000, 39 prisoners were executed.
- 1993 ve 2000 yılları arasında 39 mahkum idam edilmiştir.
- So they know his conviction is unsafe, but he could still be executed.
- Yani mahkumiyetinin güvenli olmadığını biliyorlar ama yine de idam edilebilir.
- In Iran alone a total of 35 people, both men and women, have already been executed this year in various ways.
- Sadece İran'da bu yıl içinde kadın ve erkek olmak üzere toplam 35 kişi çeşitli şekillerde idam edildi.
- We passed resolutions in this House two years ago about the trade in human organs transplanted from executed people.
- İki yıl önce bu Mecliste idam edilen kişilerden nakledilen insan organlarının ticaretine ilişkin kararlar almıştık.
- Can a person who steals bread be executed for the sake of the world order?
- Ekmek çalan bir insan dünya düzeni uğruna idam edilebilir mi?
- When we wouldn't give in to his demands, Anubis executed the First Minister.
- Taleplerine boyun eğmediğimizde, Anubis Birinci Bakanı idam etti.
- Tom is going to be executed.
- Tom idam edilecek.
- Anne Boleyn was the first queen to be executed at the Tower of London.
- Anne Boleyn, Londra Kulesi'nde idam edilen ilk kraliçeydi.
- Louis XVI was executed during the French Revolution.
- XVI. Louis Fransız Devrimi sırasında idam edildi.
- Tom Jackson was executed for treason.
- Tom Jackson vatana ihanetten idam edildi.
- They executed her.
- Onu idam ettiler.
- Heretics were executed.
- Kafirler idam edildi.
- Tom was executed on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013 tarihinde idam edildi.
- Tom was executed by lethal injection.
- Tom zehirli iğne ile idam edildi.
- Tom hasn't yet been executed.
- Tom henüz idam edilmedi.
- They're going to execute you.
- Seni idam edecekler.
- The soldiers led Tom to where he would be executed.
- Askerler Tom'u idam edileceği yere götürdüler.
- The chance that Tom will be executed is very slim.
- Tom'un idam edilme ihtimali çok düşük.
- Tom was executed soon after.
- Tom hemen ardından idam edildi.
- Tom was executed.
- Tom idam edildi.
- They were executed.
- İdam edildiler.
- He was executed as a spy.
- O bir casus olarak idam edildi.
- Tom was executed three months ago.
- Tom üç ay önce idam edildi.
- He was executed, taken to a secret location and cremated.
- İdam edildi, gizli bir yere götürüldü ve yakıldı.
- Tom is going to be executed at midnight.
- Tom gece yarısı idam edilecek.
- Both men were executed.
- Her iki adam da idam edildi.
- The kidnappers were convicted and executed.
- Fidyeciler mahkum edildi ve idam edildi.
- Twenty six soldiers were executed for desertion.
- Yirmi altı asker firar suçundan idam edildi.
- He who steals a belt buckle will be executed; he who steals a state becomes a prince.
- Bir kemer tokası çalan idam edilir; bir devlet çalan prens olur.
- He was executed, taken to a secret location and cremated.
- O idam edildi, gizli bir yere götürüldü ve yakıldı.
- Tom has been executed.
- Tom idam edildi.
- The soldiers led Tom to where he would be executed.
- Askerler Tom'u idam edileceği yere götürdü.
- Twenty six soldiers were executed for desertion.
- Yirmi altı asker, firar nedeniyle idam edildi.
- Tom was executed soon after.
- Tom çok geçmeden idam edildi.
- Tom was executed in 2013.
- Tom 2013 yılında idam edildi.
- Louis XVI was executed during the French Revolution.
- Louis XVI Fransız Devrimi sırasında idam edildi.
- The chance that Tom will be executed is very slim.
- Tom'un idam edileceği şansı çok zayıf.
- The rebels were executed.
- İsyancılar idam edildi.
- They're going to execute you.
- Onlar seni idam edecekler.
- When will the prisoners be executed?
- Mahkumlar ne zaman idam edilecekler?
- The murderer was executed.
- Katil idam edildi.
- Tom will be executed at midnight.
- Tom gece yarısı idam edilecek.
- Sami was executed nearly six years later.
- Sami yaklaşık altı yıl sonra idam edildi.
- Tom was executed on October 20, 2013.
- Tom 20 Ekim 2013'te idam edildi.
- I'm going to be executed for a crime I didn't commit.
- İşlemediğim bir suç yüzünden idam edileceğim.
- Fadil executed one of the hostages.
- Fadil rehinelerden birini idam etti.
- Execute them.
- Onları idam edin.
- Tom was executed soon after.
- Tom kısa süre sonra idam edildi.
- When will the prisoners be executed?
- Mahkumlar ne zaman idam edilecek?
- Tom was executed for a crime he didn't commit.
- Tom işlemediği bir suç için idam edildi.
- They executed Tom.
- Onlar Tom'u idam ettiler.
- Tom hasn't been executed yet.
- Tom henüz idam edilmedi.
- Tom is scheduled to be executed.
- Tom'un idam edilmesi planlanıyor.
- They executed Tom.
- Tom'u idam ettiler.
- Tom will be executed.
- Tom idam edilecek.
- The rebels were executed.
- İsyancılar idam edildiler.
- Execute her.
- Onu idam edin.
- Tom will be executed in three days.
- Tom üç gün içinde idam edilecek.
- Sami was executed.
- Sami idam edildi.
- They executed him.
- Onu idam ettiler.
- The king was executed.
- Kral idam edildi.
- He was executed as a spy.
- Bir casus olarak idam edildi.
- Execute him.
- Onu idam edin.
- Anne Boleyn was the first queen to be executed at the Tower of London.
- Anne Boleyn, Londra Kulesinde idam edilen ilk kraliçeydi.
Show More (65)
|
| 2 |
execute |
uygulamak |
v. |
|
- He could not execute his plan.
- O, planını uygulayamazdı.
- He could not execute his plan.
- Planını uygulayamadı.
- Nothing can stop Fadil from executing his murderous plan.
- Hiçbir şey Fadıl'ı ölümcül planını uygulamaktan alıkoyamaz.
Show More (0)
|
| 3 |
execute |
yapmak |
v. |
|
- The roll-out of the software was executed on time.
- Yazılımın sunumu zamanında yapıldı.
- That seems like a poorly executed portrait.
- Bu kötü yapılmış bir portre gibi görünüyor.
Show More (-1)
|
| 4 |
execute |
gerçekleştirmek |
v. |
|
- We collected the data, but the analysis was executed by a computer.
- Verileri biz topladık, ancak analiz bir bilgisayar tarafından gerçekleştirildi.
- That somersault with a twist was skillfully executed.
- Bu takla ustalıkla gerçekleştirildi.
Show More (-1)
|
| 5 |
execute |
yerine getirmek |
v. |
|
- We are bound to execute your father's will.
- Bizler babanızın vasiyetini yerine getirmekle yükümlüyüz.
Show More (-2)
|
| 6 |
execute |
idam edilmek |
v. |
|
- He was executed for first-degree murder.
- Birinci derece cinayetten idam edildi.
Show More (-2)
|
| 7 |
execute |
yürütmek |
v. |
|
- Parliament has to play an even greater role in the interinstitutional communication strategy executed by the Commission.
- Parlamento, Komisyon tarafından yürütülen kurumlar arası iletişim stratejisinde daha da büyük bir rol oynamalıdır.
Show More (-2)
|
| 8 |
execute |
infaz etmek |
v. |
|
- Execute her.
- Onu infaz edin.
Show More (-2)
|
