|
- We are seeing developments, but they are not fast enough or adequately coordinated.
- Gelişmeler görüyoruz, ancak bunlar yeterince hızlı ya da yeterince koordineli değil.
- You are absolutely right but I was not fast enough.
- Kesinlikle haklısınız ama yeterince hızlı değildim.
- During the war, he couldn't go fast enough.
- Savaş sırasında yeterince hızlı gidemedi.
- Tom always complains that Mary doesn't drive fast enough.
- Tom her zaman Mary'nin yeterince hızlı araba sürmediğinden şikayet eder.
- The spaceship isn't fast enough.
- Uzay gemisi yeterince hızlı değil.
- Tom is not fast enough.
- Tom yeterince hızlı değil.
- Things aren't happening fast enough.
- İşler yeterince hızlı yürümüyor.
- I can't assimilate the information fast enough.
- Bilgiyi yeterince hızlı özümseyemiyorum.
- I can't learn Spanish fast enough.
- İspanyolcayı yeterince hızlı öğrenemiyorum.
- Tom isn't fast enough, is he?
- Tom yeterince hızlı değil, değil mi?
- Are you fast enough?
- Yeterince hızlı mısın?
- Are you fast enough?
- Sen yeterince hızlı mısın?
- Tom didn't do that fast enough.
- Tom bunu yeterince hızlı yapmadı.
- Tom always complains that Mary doesn't drive fast enough.
- Tom Mary'nin yeterince hızlı sürmediğinden sürekli şikayet ediyor.
- I wasn't fast enough.
- Yeterince hızlı değildim.
- Tom didn't react fast enough.
- Tom yeterince hızlı tepki vermedi.
- You're not going fast enough.
- Yeterince hızlı gitmiyorsun.
- I didn't react fast enough.
- Ben yeterince hızlı tepki vermedim.
- The interface isn't fast enough.
- Arayüz yeterince hızlı değil.
- You're not fast enough.
- Sen yeterince hızlı değilsin.
- I'm not fast enough.
- Ben yeterince hızlı değilim.
- I didn't react fast enough.
- Yeterince hızlı tepki vermedim.
- I'm not fast enough.
- Yeterince hızlı değilim.
Show More (20)
|
