|
- The products of gene technology must be transparent from the field to the fork.
- Gen teknolojisinin ürünleri tarladan çatala kadar şeffaf olmalıdır.
- A fork is missing.
- Bir çatal eksik.
- Mary used her fork to play with the food on her plate.
- Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.
- Place the fork on the left side of the plate, and the knife on the right side.
- Çatalları tabağın sol tarafına ve bıçakları sağ tarafa koy.
- Tom played with the food on his plate with his fork.
- Tom çatalıyla tabağındaki yemekle oynadı.
- Could I have a knife and fork, please?
- Bıçak ve çatal alabilir miyim lütfen?
- I need a clean fork.
- Temiz bir çatala ihtiyacım var.
- Have you ever stirred your coffee with a fork?
- Kahvenizi hiç çatalla karıştırdınız mı?
- The fork is small.
- Çatal küçük.
- Tom eats pizza with a fork, but Mary eats it with her hands.
- Tom pizzayı çatalla yer, ama Mary elleriyle yer.
- There is a fork missing.
- Bir çatal yok.
- Do you eat spaghetti by twirling it around your fork?
- Spagettiyi çatalınızın etrafında döndürerek mi yersiniz?
- I have a knife and a fork.
- Bir bıçak ve bir çatalım var.
- Tom played with the food on his plate with his fork.
- Tom da çatalıyla tabağındaki yemekle oynadı.
- Tom attacked John with a fork in the prison yard.
- Tom hapishane bahçesinde John'a çatalla saldırdı.
- Could we have a fork?
- Bir çatal alabilir miyiz?
- Mary used her fork to play with the food on her plate.
- Mary tabağındaki yemekle oynamak için çatalını kullandı.
- It's impossible to eat soup with a fork.
- Bir çatalla çorba yemek imkansızdır.
- This is a fork.
- Bu bir çatal.
- The fork is dirty.
- Çatal kirli.
- Place the fork on the left side of the plate, and the knife on the right side.
- Çatalı tabağın sol tarafına, bıçağı da sağ tarafına yerleştirin.
- Place the bread and butter plate above the fork.
- Ekmek ve tereyağı tabağını çatalın üzerine yerleştirin.
- There is a fork here.
- Burada bir çatal var.
- The small fork is for your salad, and the large one is for the main course.
- Küçük çatal salata için, büyük çatal ise ana yemek için.
- Bring me another fork, please.
- Lütfen bana başka bir çatal getirin.
- We usually eat with a knife, fork and spoon.
- Genellikle bıçak, çatal ve kaşıkla yemek yeriz.
- I use the fork.
- Çatalı kullanıyorum.
- The small fork is for your salad, and the large one is for the main course.
- Küçük çatal salata için ve büyük olan ana yemek içindir.
- I dropped a fork.
- Bir çatal düşürdüm.
- A fork is missing.
- Bir çatal kayıp.
- This fork is dirty.
- Bu çatal kirli.
- On the table there's a plate, a fork, and a knife.
- Masanın üzerinde bir tabak, bir çatal ve bir bıçak var.
- Yes, he ate with knife and fork.
- Evet, bıçak ve çatalla yedi.
- There is a fork missing.
- Bir çatal eksik.
- A fork fell off the table.
- Masadan bir çatal düştü.
- I'd like a fork.
- Ben bir çatal istiyorum.
- Please bring your own fork and spoon.
- Lütfen kendi çatal ve kaşığınızı getirin.
- There is a fork missing.
- Bir tane çatal eksik.
- Tom put down his spoon and picked up a fork.
- Tom kaşığını bıraktı ve eline bir çatal aldı.
- Tom eats pizza with a fork, but Mary eats it with her hands.
- Tom pizzayı çatalla yiyor, Mary ise elleriyle.
- Eating yogurt with a fork is somewhat difficult.
- Bir çatalla yoğurt yemek biraz zordur.
- I dropped a fork.
- Çatalımı düşürdüm.
- Please bring your own fork and spoon.
- Lütfen kendi çatal ve kaşığını getir.
- We usually eat with a knife, fork and spoon.
- Biz genellikle bir bıçak, çatal ve kaşıkla yemek yiyoruz.
- Eat with knife and fork.
- Bıçak ve çatalla ye.
- What are some foods you usually eat with a knife and fork?
- Genellikle bıçak ve çatalla yediğiniz bazı yiyecekler nelerdir?
- The fork isn't as clean as the plates.
- Çatal, tabaklar kadar temiz değil.
- I use the fork.
- Ben çatal kullanırım.
- A fork fell off of the table.
- Masadan bir çatal düştü.
- Do you think fried chicken should be eaten with a fork or with your fingers?
- Sizce kızarmış tavuk çatalla mı yoksa parmaklarla mı yenmeli?
- Have you ever stirred your coffee with a fork?
- Sen hiç bir çatal ile kahveni karıştırdın mı?
- Bring me another fork, please.
- Bana bir çatal daha getir, lütfen.
- Tom put his fork down.
- Tom çatalını yere bıraktı.
- You can't eat soup with a fork.
- Çatalla çorba yiyemezsin.
- There is a fork missing.
- Bir çatal kayıp.
- Tom picked up his fork and began to eat.
- Tom çatalını aldı ve yemeye başladı.
- One fork is missing.
- Bir çatal eksik.
- There is a fork.
- Bir çatal var.
- Tom put down his fork and pushed his chair back.
- Tom çatalını bıraktı ve sandalyesini geriye itti.
- Italians only use their fork to eat spaghetti.
- İtalyanlar çatallarını sadece spagetti yemek için kullanırlar.
- On the table there's a plate, a fork, and a knife.
- Masada bir tabak, bir çatal ve bir bıçak var.
- Tom is eating with a fork.
- Tom çatalla yemek yiyor.
- I'd like a fork.
- Bir çatal istiyorum.
- Eating yogurt with a fork is somewhat difficult.
- Çatalla yoğurt yemek biraz zor.
- This fork isn't clean.
- Bu çatal temiz değil.
- Is it a progress if a cannibal is using a knife and fork?
- Bir yamyam bıçak ve çatal kullanıyorsa bu bir ilerleme midir?
- The boy can handle a knife and fork very well.
- Çocuk çatal ve bıçağı çok iyi kullanabiliyor.
- Italians only use their fork to eat spaghetti.
- İtalyanlar makarna yemek için yalnızca çatallarını kullanırlar.
- Bring me a fork, Tom.
- Bana bir çatal getir, Tom.
- Tom is eating with a fork.
- Tom bir çatalla yiyor.
- You can't eat soup with a fork.
- Bir çatalla çorba yiyemezsin.
- Tom attacked John with a fork in the prison yard.
- Tom hapishane bahçesinde bir çatalla John'a saldırdı.
- One fork is missing.
- Bir çatal kayıp.
- They eat with a knife and fork.
- Onlar, bir bıçak ve çatalla yemek yerler.
- He handled the knife and fork very well.
- Çatal ve bıçağı çok iyi kullanıyor.
- The fork is bent.
- Çatal bükülmüş.
- I can't use a fork well.
- Çatalı iyi kullanamıyorum.
- They eat with a knife and fork.
- Bıçak ve çatalla yerler.
- I have a knife and a fork.
- Bir bıçağım ve bir çatalım var.
- I can't use a fork well.
- Çatalı iyi kullanamam.
- Tom mashed the potatoes with a large fork.
- Tom patatesleri büyük bir çatalla ezdi.
- It's impossible to eat soup with a fork.
- Çatalla çorba yemek imkansız.
Show More (79)
|