history - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
history tarih n.
  • But history will have the last word.
  • Ancak son sözü tarih söyleyecektir.
  • The common foreign and security policy is, in fact, the manifestation of Europe's history over the past 100 years.
  • Ortak dış ve güvenlik politikası aslında Avrupa'nın son 100 yıllık tarihinin bir tezahürüdür.
  • Recent European history should show government leaders their responsibility in this regard.
  • Yakın dönem Avrupa tarihi, hükûmet liderlerine bu konudaki sorumluluklarını göstermelidir.
Show More (538)
history geçmiş n.
  • Social policy on alcohol springs from a history of serious heavy drinking.
  • Alkolle ilgili sosyal politika, ciddi bir ağır içicilik geçmişinden kaynaklanmaktadır.
  • It must be said that this history goes back a long way to 1997.
  • Bu geçmişin 1997'ye kadar uzandığı söylenmelidir.
  • The European Union and Canada have a long history of productive cooperation to build on.
  • Avrupa Birliği ve Kanada, üzerine inşa edilecek uzun bir verimli işbirliği geçmişine sahiptir.
Show More (71)
history öykü n.
  • Her family had a history of genetic diseases that dated back several centuries.
  • Onun ailesi birkaç yüzyıl öncesine dayanan genetik hastalıkların bir öyküsüne sahipti.
  • Dan had a history of sleepwalking.
  • Dan'ın uyurgezerlik öyküsü vardı.
  • Tom has no history of any mental disorder.
  • Tom'un herhangi bir ruhsal bozukluk öyküsü yoktur.
Show More (2)
history hikaye n.
  • The rest is history.
  • Gerisi hikaye.
  • It is a true history.
  • Bu gerçek bir hikaye.
Show More (-1)
history tarihçe n.
  • There was nothing exceptional about the house or its history.
  • Evle veya tarihçesiyle ilgili olağanüstü bir durum yoktu.
Show More (-2)
history kayıtlar n.
  • Layla had a criminal history.
  • Layla'nın sabıka kaydı varmış.
Show More (-2)