insistent - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
insistent ısrarcı adj.
  • Why are you so insistent on going with me?
  • Neden benimle gelmekte bu kadar ısrarcısın?
  • Tom was quite insistent.
  • Tom oldukça ısrarcıydı.
  • In the Netherlands, if a child is too insistent on asking for a cookie, he might be punished and get no cookie.
  • Hollanda'da bir çocuk kurabiye istemek konusunda fazla ısrarcı davranıyorsa cezalandırılabilir ve kurabiye alamaz.
Show More (10)
insistent ısrarlı adj.
  • Given the risk inherent in work by definition, constant and insistent action is required.
  • Tanımı gereği işin doğasında var olan risk göz önüne alındığında, sürekli ve ısrarlı eylem gereklidir.
Show More (-2)