|
- Instead, we need such support as we can get.
- Bunun yerine, alabildiğimiz kadar desteğe ihtiyacımız var.
- Instead, the EU should develop an alternative non-violent peace policy.
- Bunun yerine AB alternatif bir şiddet içermeyen barış politikası geliştirmelidir.
- Instead, I shall try to make the message as stringent as possible.
- Bunun yerine, mesajı mümkün olduğunca katı hale getirmeye çalışacağım.
- Instead, I had hoped that they would all be motivated by the need to enhance western security in a dangerous world.
- Bunun yerine hepsinin, tehlikeli bir dünyada Batı'nın güvenliğini artırma ihtiyacıyla motive olacağını umuyordum.
- The 2003 budget will instead be measured against the yardstick of seriousness, transparency and honesty.
- Bunun yerine 2003 bütçesi ciddiyet, şeffaflık ve dürüstlük kıstaslarına göre ölçülecektir.
- What is behind the proposal instead is, in essence, interruptions in supplies to the EU market.
- Bunun yerine önerinin arkasında yatan şey, özünde, AB pazarına yapılan tedarikin kesintiye uğratılmasıdır.
- Instead, consumers should be able to make informed choices.
- Bunun yerine tüketiciler bilinçli seçimler yapabilmelidir.
- Instead, Europol is to continue to be strengthened and extended.
- Bunun yerine Europol güçlendirilmeye ve genişletilmeye devam edilmelidir.
- Instead, Europol is to continue to be strengthened and extended.
- Bunun yerine, Europol güçlendirilmeye ve genişletilmeye devam edecektir.
- Instead, you have given the people of Zimbabwe oppression, terror, ill-treatment, torture and killing.
- Bunun yerine Zimbabve halkına baskı, terör, kötü muamele, işkence ve cinayet verdiniz.
- Instead, the Commission chose to embark on a huge public relations exercise.
- Komisyon bunun yerine büyük bir halkla ilişkiler çalışmasına girişmeyi tercih etti.
- Instead, the Oostlander report, even improved as it has been by amendment, is unsympathetic.
- Bunun yerine, Oostlander raporu, yapılan değişikliklerle iyileştirilmiş olsa bile, anlayışlı değildir.
- The draft EU constitution has instead become the politicians' protection against the people.
- AB anayasa taslağı bunun yerine siyasetçilerin halka karşı koruması haline gelmiştir.
- Instead it has become a weak, contentious document based on rumours and war propaganda.
- Bunun yerine söylentiler ve savaş propagandası üzerine kurulu zayıf ve tartışmalı bir belge haline gelmiştir.
- We must instead work on improving the ILO's profile.
- Bunun yerine ILO'nun profilini iyileştirmek için çalışmalıyız.
- Instead, they run the risk of becoming his hostages and getting in the way of the work of the inspectors.
- Bunun yerine, onun rehineleri olma ve müfettişlerin çalışmalarına engel olma riskini taşıyorlar.
- Give them the money to spend freely instead, so that they are not enticed into investing in the wrong things.
- Bunun yerine onlara özgürce harcayabilecekleri para verin ki yanlış şeylere yatırım yapmaya ikna olmasınlar.
- Parliament’s conviction is that the appropriations should instead be increased.
- Parlamentonun kanaati bunun yerine ödeneklerin arttırılması yönündedir.
- The second strategy prioritised full employment, social integration and education for all, instead.
- İkinci strateji ise bunun yerine tam istihdam, sosyal entegrasyon ve herkes için eğitime öncelik veriyordu.
- Instead, something must also happen out in the labour markets.
- Bunun yerine işgücü piyasalarında da bir şeyler yapılmalıdır.
- Instead, let us be prepared for the fact that our support will continue to be needed for many more years.
- Bunun yerine desteğimize daha uzun yıllar ihtiyaç duyulmaya devam edileceği gerçeğine hazırlıklı olalım.
- Instead, they run the risk of becoming his hostages and getting in the way of the work of the inspectors.
- Bunun yerine, onun rehinesi olma ve müfettişlerin işlerini engelleme riskiyle karşı karşıya kalırlar.
- Instead, the sustainable use of pesticides gives the green light to the spreading of poison.
- Bunun yerine pestisitlerin sürdürülebilir kullanımı zehirin yayılmasına yeşil ışık yakmaktadır.
- Instead, Europol is to be the launch pad for a European FBI.
- Bunun yerine Europol, Avrupa FBI'ı için bir fırlatma rampası olacaktır.
- Instead, they can avail themselves of the provisions afforded in this insolvency directive.
- Bunun yerine, bu iflas yönergesinde sağlanan hükümlerden yararlanabilirler.
- Instead it wants to paper over the ways in which we are slipping behind on meeting fundamental criteria.
- Bunun yerine, temel kriterleri karşılama konusunda nasıl geride kaldığımızın üstünü örtmek istiyor.
- Instead, strict compliance with objective and measurable criteria should be required.
- Bunun yerine, objektif ve ölçülebilir kriterlere sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir.
- Instead, consumers should be able to make informed choices.
- Bunun yerine, tüketiciler bilinçli seçimler yapabilmelidir.
- Instead it should learn to interact with other priorities and other multilateral agreements.
- Bunun yerine diğer öncelikler ve diğer çok taraflı anlaşmalarla etkileşim içinde olmayı öğrenmelidir.
- The mid-term review does not include the milk quotas reform, but options are given instead.
- Orta vadeli gözden geçirme süt kotaları reformunu içermemekte, bunun yerine seçeneklere yer verilmektedir.
- The issue we should be raising instead is the reorganisation of the Court of Justice.
- Bunun yerine gündeme getirmemiz gereken konu Adalet Divanının yeniden düzenlenmesidir.
- Instead, I want to understand why this situation exists.
- Bunun yerine bu durumun neden var olduğunu anlamak istiyorum.
- Instead, discrimination is the rule, rather than the exception.
- Bunun yerine ayrımcılık istisna olmaktan ziyade kuraldır.
- Instead, the split is between France and Germany, principally, and 19 other pro-US new European governments.
- Bunun yerine bölünme başta Fransa ve Almanya olmak üzere ABD yanlısı 19 yeni Avrupa hükûmeti arasında yaşanıyor.
- We should instead be working towards being able to reduce the costs of a seat for Parliament.
- Bunun yerine Parlamento'da yer almanın maliyetini azaltabilmek için çalışmalıyız.
- Instead, we should continue to carry out a comprehensive case-by-case risk analysis.
- Bunun yerine, vaka bazında kapsamlı bir risk analizi yapmaya devam etmeliyiz.
- Instead it wants to paper over the ways in which we are slipping behind on meeting fundamental criteria.
- Bunun yerine temel kriterleri karşılama konusunda nasıl geride kaldığımızın üstünü örtmek istiyor.
- Instead, the Italian Presidency chose the only way to save the Pact.
- Bunun yerine İtalya Dönem Başkanlığı Paktı kurtaracak tek yolu seçti.
- Instead, the Italian Presidency chose the only way to save the Pact.
- Bunun yerine, İtalyan Başkanlığı Paktı kurtarmak için tek yolu seçti.
- Instead, discrimination is the rule, rather than the exception.
- Bunun yerine, ayrımcılık istisna olmaktan ziyade kuraldır.
- Instead, there must be clearly separated buildings and clearly separated transport containers.
- Bunun yerine, net bir şekilde ayrılmış binalar ve net bir şekilde ayrılmış taşıma konteynırları olmalıdır.
- Instead, my criticism applies more to what is not included and to the defects in the current legislation.
- Bunun yerine, benim eleştirim daha çok nelerin dahil edilmediğine ve mevcut mevzuattaki kusurlara yöneliktir.
- Instead, competition would mean that other methods would have to be developed.
- Bunun yerine rekabet, başka yöntemlerin geliştirilmesi gerektiği anlamına gelecektir.
- It should instead be voted on as part of block 4.
- Bunun yerine blok 4'ün bir parçası olarak oylanmalıdır.
- Repression has instead, in response, played a part in fuelling terrorism.
- Bunun yerine baskı, terörizmi körükleyen bir rol oynamıştır.
- Instead, it would be better to penalise the countries that have deficits in periods of growth.
- Bunun yerine büyüme dönemlerinde açık veren ülkeleri cezalandırmak daha iyi olacaktır.
- Instead, there must be clearly separated buildings and clearly separated transport containers.
- Bunun yerine, net bir şekilde ayrılmış binalar ve net bir şekilde ayrılmış nakliye konteynırları olmalıdır.
- Instead, we are bogged down in this interminable roundabout of discussion on procedure.
- Bunun yerine usule ilişkin bu sonu gelmez tartışma dolambacında boğuluyoruz.
- There is no blank cheque; instead we are getting a study.
- Açık çek yok; bunun yerine bir çalışma alıyoruz.
- Instead, what is needed here is understanding and cooperation based on mutual respect.
- Bunun yerine ihtiyaç duyulan şey karşılıklı saygıya dayalı anlayış ve işbirliğidir.
- Instead, we have seen half-truths, prevarication and evasion.
- Bunun yerine yarı gerçekler, yalanlar ve kaçamak cevaplar gördük.
- Instead, the sharing of experiences and solutions could help to achieve the social cohesion that we wish to see.
- Bunun yerine, deneyimlerin ve çözümlerin paylaşılması, görmek istediğimiz sosyal uyumun sağlanmasına yardımcı olabilir.
- Instead, he delivers clear and factual information quickly to the people.
- Bunun yerine, insanlara net ve gerçeklere dayalı bilgileri hızlı bir şekilde ulaştırıyor.
- I do it now instead and hope he will forgive me for not doing so earlier.
- Bunun yerine şimdi bunu yapıyorum ve daha önce yapmadığım için beni affedeceğini umuyorum.
- Instead, he has enriched himself and his friends and destroyed his country's economy.
- Bunun yerine, kendisini ve arkadaşlarını zenginleştirdi ve ülkesinin ekonomisini mahvetti.
- So what should have been done instead?
- Peki bunun yerine ne yapılmalıydı?
- We should instead create an equitable situation for competition for all modes of transport.
- Bunun yerine tüm ulaşım türleri için eşitlikçi bir rekabet ortamı yaratmalıyız.
- Instead, a social mechanism for providing security is swept away.
- Bunun yerine, güvenliği sağlamaya yönelik toplumsal bir mekanizma ortadan kaldırılıyor.
- Should it not instead be focused on the migrants' countries of origin?
- Bunun yerine göçmenlerin menşe ülkelerine odaklanılması gerekmez mi?
- Instead, they are dealt with by airlines, airports and other transport staff.
- Bunun yerine, havayolları, havaalanları ve diğer ulaşım personeli tarafından ele alınırlar.
- Instead, he trumpeted his intentions through his favourite mouthpiece, the media.
- Bunun yerine, en sevdiği sözcüsü olan medya aracılığıyla niyetlerini açıkladı.
- Instead there was very quick reconsideration, and a substantial change.
- Bunun yerine çok hızlı bir şekilde yeniden değerlendirme yapıldı ve önemli bir değişikliğe gidildi.
- Instead, we have to continue to tag along with our proposals and ideas.
- Bunun yerine teklif ve fikirlerimizin peşinden gitmeye devam etmeliyiz.
- Instead, the split is between France and Germany, principally, and 19 other pro-US new European governments.
- Bunun yerine, bölünme başta Fransa ve Almanya olmak üzere ABD yanlısı 19 yeni Avrupa hükümeti arasında yaşanıyor.
- We would instead emphasise the autonomy of local authorities and the Member States in this area.
- Bunun yerine yerel makamların ve Üye Devletlerin bu alandaki özerkliğini vurgulamak isteriz.
- Instead, it is only being moved.
- Bunun yerine sadece taşınıyor.
- Instead, priority should be given to a harmonisation of the rules concerning the use of the funds.
- Bunun yerine fonların kullanımına ilişkin kuralların uyumlaştırılmasına öncelik verilmelidir.
- There is no blank cheque; instead we are getting a study.
- Açık çek yok; bunun yerine bir çalışma yapıyoruz.
- The EU should instead immediately abolish the extensive subsidies it pays out for the cultivation of tobacco.
- AB bunun yerine tütün ekimi için ödediği kapsamlı sübvansiyonları derhal kaldırmalıdır.
- Instead, what is needed here is understanding and cooperation based on mutual respect.
- Bunun yerine, ihtiyaç duyulan şey karşılıklı saygıya dayalı anlayış ve işbirliğidir.
- Instead, the tax burden is increased, and entrepreneurs continue to be hampered.
- Bunun yerine vergi yükü artırılmakta ve girişimciler engellenmeye devam etmektedir.
- Instead, peaceful demonstrators were taken into custody when they arrived at the ferry port.
- Bunun yerine barışçıl göstericiler feribot iskelesine vardıklarında gözaltına alındılar.
- Instead, long training programmes are required.
- Bunun yerine uzun eğitim programlarına ihtiyaç vardır.
- Instead, we need such support as we can get.
- Bunun yerine alabildiğimiz kadar desteğe ihtiyacımız var.
- We shall instead descend into confusion.
- Bunun yerine kafa karışıklığına dalacağız.
- Instead, for at least two financial years, this line has been financed with no legal basis.
- Bunun yerine en az iki mali yıl boyunca bu hat hiçbir yasal dayanağı olmadan finanse edilmiştir.
- We have had a suggestion that there should be a split vote instead.
- Bunun yerine bölünmüş bir oylama yapılması yönünde bir öneri aldık.
- Instead, the report will be fair, objective and neutral.
- Bunun yerine rapor adil, objektif ve tarafsız olacaktır.
- Instead, we should concentrate on the practical, material aspects of the issue.
- Bunun yerine, konunun pratik ve maddi yönlerine odaklanmalıyız.
- Instead, widespread corruption flourishes based on clan loyalties and mafia domination.
- Bunun yerine, aşiret bağlılıkları ve mafya hakimiyetine dayanan yaygın yolsuzluk gelişmektedir.
- Instead, the resolution levels the bulk of its criticism at Iraq and bemoans the tension with the US.
- Bunun yerine karar, eleştirilerinin büyük kısmını Irak'a yöneltmekte ve ABD ile yaşanan gerginlikten yakınmaktadır.
- Instead, the regulation should have an overall financial framework.
- Bunun yerine yönetmelik genel bir mali çerçeveye sahip olmalıdır.
- Instead, the Commission has proposed a directive that leads to the opposite.
- Komisyon bunun yerine tam tersine yol açan bir yönerge teklif etmiştir.
- The 2003 budget will instead be measured against the yardstick of seriousness, transparency and honesty.
- 2003 bütçesi bunun yerine ciddiyet, şeffaflık ve dürüstlük kıstaslarına göre ölçülecektir.
- The report would have gained a lot if Amendment No 53 had instead been approved.
- Bunun yerine 53 No.lu Değişiklik onaylanmış olsaydı rapor çok şey kazanmış olurdu.
- Instead, a large majority in Parliament applauds a toothless report representing the wretched political mainstream.
- Bunun yerine, Parlamento'daki büyük bir çoğunluk, sefil siyasi ana akımı temsil eden dişsiz bir raporu alkışlıyor.
- Attention should instead be directed to the prevention of waste and the reuse of material.
- Bunun yerine israfın önlenmesine ve malzemenin yeniden kullanılmasına dikkat edilmelidir.
- Instead, it gives priority to a constructive dialogue with the Cuban authorities and civil society.
- Bunun yerine Kübalı yetkililer ve sivil toplumla yapıcı bir diyaloga öncelik vermektedir.
- I do not intend to address each and every amendment, but instead would like to focus on four major issues.
- Her bir değişikliğe değinmek niyetinde değilim, bunun yerine dört ana konuya odaklanmak istiyorum.
- I want instead to address a political issue that I believe to be a major issue.
- Bunun yerine, önemli bir sorun olduğuna inandığım siyasi bir konuya değinmek istiyorum.
- Instead, it gives priority to a constructive dialogue with the Cuban authorities and civil society.
- Bunun yerine, Kübalı yetkililer ve sivil toplumla yapıcı bir diyaloğa öncelik vermektedir.
- Instead this must go hand in hand with clear initiatives in the other transport sectors.
- Bunun yerine bu, diğer ulaştırma sektörlerindeki net girişimlerle el ele gitmelidir.
- Instead, a social mechanism for providing security is swept away.
- Bunun yerine güvenliği sağlamaya yönelik toplumsal bir mekanizma ortadan kaldırılıyor.
- They are now being robbed of everything and people are given weapons instead.
- Şu anda her şeyleri ellerinden alınıyor ve bunun yerine insanlara silah veriliyor.
- Instead, you are hiding behind a hesitant judiciary in Belgium and Luxembourg.
- Bunun yerine, Belçika ve Lüksemburg'da tereddütlü bir yargının arkasına saklanıyorsunuz.
- Instead, it took them months and months.
- Bunun yerine aylar ve aylar sürdü.
- For that reason, I have voted against the European Parliament’s position and, instead, supported the Commission’s line.
- Bu nedenle, Avrupa Parlamentosu'nun tutumuna karşı oy kullandım ve bunun yerine Komisyon'un çizgisini destekledim.
- Instead, there is a need for proper internal control and the ability to sack people more easily.
- Bunun yerine, düzgün bir iç kontrole ve insanların daha kolay işten çıkarılabilmesine ihtiyaç vardır.
- What we have instead is a political debate demanding objectivity and arguments on both sides.
- Bunun yerine her iki tarafın da tarafsızlığını ve argümanlarını talep eden siyasi bir tartışmayla karşı karşıyayız.
- Instead, a large majority in Parliament applauds a toothless report representing the wretched political mainstream.
- Bunun yerine Parlamentodaki büyük bir çoğunluk, sefil siyasi ana akımı temsil eden dişsiz bir raporu alkışlıyor.
- No conflict is any longer solved with weapons, but political decisions instead.
- Artık hiçbir çatışma silahla çözülmüyor, bunun yerine siyasi kararlar alınıyor.
- Instead, each country can make its own judgment on the matter.
- Bunun yerine, her ülke bu konuda kendi kararını verebilir.
- Instead, we must take joint action and in this new coalition of action, we must go beyond usual concepts.
- Bunun yerine ortak hareket etmeli ve bu yeni eylem koalisyonunda alışılagelmiş kavramların ötesine geçmeliyiz.
- Instead, a qualified majority of Member States is to be sufficient.
- Bunun yerine Üye Devletlerin nitelikli çoğunluğu yeterli olacaktır.
- We have often put technology at the centre, but we must now put the user at the centre instead.
- Sık sık teknolojiyi merkeze koyduk ama artık bunun yerine kullanıcıyı merkeze koymalıyız.
- The scheme proposed instead would reimburse Members an additional 50 euro a week for the cost of taxis.
- Bunun yerine önerilen program, üyelere taksi masrafları için haftada ilave 50 Euro geri ödeme yapılmasını öngörmektedir.
- Instead, I would like to talk about something which has come to me while I have been listening to this discussion.
- Bunun yerine bu tartışmayı dinlerken aklıma gelen bir konu hakkında konuşmak istiyorum.
- What, instead, is required is cooperation between the public aid organisations and industry.
- Bunun yerine kamu yardım kuruluşları ile endüstri arasında işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır.
- Parliament’s conviction is that the appropriations should instead be increased.
- Parlamento'nun kanaati bunun yerine ödeneklerin arttırılması yönündedir.
- Instead, we are concerned here with the organised production of synthetic drugs.
- Bunun yerine, burada sentetik uyuşturucuların organize üretimi ile ilgileniyoruz.
- Let us instead take Athenian culture and democracy as our starting point.
- Bunun yerine Atina kültürü ve demokrasisini başlangıç noktamız olarak alalım.
- Instead, the EU should develop an alternative non-violent peace policy.
- Bunun yerine AB, şiddet içermeyen alternatif bir barış politikası geliştirmelidir.
- I would ask you not to comply with their wishes and instead to give the proposed draft the go-ahead.
- Sizden onların isteklerine uymamanızı ve bunun yerine önerilen taslağı onaylamanızı rica ediyorum.
- I will not go over them again; instead I shall focus a little longer on the question of the social crisis.
- Bunların üzerinden tekrar geçmeyeceğim; bunun yerine sosyal kriz konusuna biraz daha odaklanacağım.
- We should instead forge ahead bravely as regards cooperation with specific countries and projects.
- Bunun yerine, belirli ülkeler ve projelerle işbirliği konusunda cesurca ilerlemeliyiz.
- The proposal should be referred to instead as the directive on the prevention and remedying of environmental damage.
- Teklif bunun yerine çevreye verilen zararın önlenmesi ve giderilmesine ilişkin direktif olarak anılmalıdır.
- Instead we should be trying to make sanctions more effective.
- Bunun yerine yaptırımları daha etkili hale getirmeye çalışmalıyız.
- Instead, strict compliance with objective and measurable criteria should be required.
- Bunun yerine objektif ve ölçülebilir kriterlere sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir.
- We should instead be working towards being able to reduce the costs of a seat for Parliament.
- Bunun yerine Parlamento'da sandalye sahibi olmanın maliyetini azaltabilmek için çalışmalıyız.
- Instead, options should be kept open for all types of mining operation to be covered by this directive.
- Bunun yerine her türlü madencilik faaliyetinin bu direktif kapsamına alınması için seçenekler açık tutulmalıdır.
- Instead, it would be reasonable to create alternative procedures for resolving disputes.
- Bunun yerine, anlaşmazlıkların çözümü için alternatif usullerin oluşturulması makul olacaktır.
- For us, it is important that the EU instead concentrate on a small number of areas in which it can really do some good.
- Bizim için AB'nin bunun yerine gerçekten iyi şeyler yapabileceği az sayıda alana odaklanması önemlidir.
- Instead, a qualified majority of Member States is to be sufficient.
- Bunun yerine, Üye Devletlerin nitelikli çoğunluğu yeterli olacaktır.
- The report would have gained a lot if Amendment No 53 had instead been approved.
- Bunun yerine 53 No'lu Değişiklik onaylanmış olsaydı rapor çok şey kazanmış olurdu.
- Instead, they can avail themselves of the provisions afforded in this insolvency directive.
- Bunun yerine, bu iflas direktifinde sağlanan hükümlerden yararlanabilirler.
- Instead, only the Commission and the Council will decide on these matters.
- Bunun yerine, bu konularda sadece Komisyon ve Konsey karar verecektir.
- Instead, we are told we must go to war in order to destroy Saddam's weapons of mass destruction.
- Bunun yerine bize Saddam'ın kitle imha silahlarını yok etmek için savaşa girmemiz gerektiği söyleniyor.
- Instead, the agricultural subsidies must also be considerably reduced.
- Bunun yerine, tarımsal sübvansiyonlar da önemli ölçüde azaltılmalıdır.
- For us, it is important for the EU to concentrate instead on areas in which it can really do some good.
- Bizim için AB'nin bunun yerine gerçekten iyi şeyler yapabileceği alanlara yoğunlaşması önemlidir.
- The Swedish presidency ought instead to be remembered for the efforts made regarding enlargement.
- İsveç dönem başkanlığı bunun yerine genişleme konusunda gösterdiği çabalarla hatırlanmalıdır.
- The proposals instead erred further on the side of secrecy.
- Öneriler bunun yerine gizlilikten yana daha fazla hata yapmıştır.
- I deeply regret that we were unable to deliver a joint response, but had to have a discussion instead.
- Ortak bir yanıt veremediğimiz, bunun yerine bir tartışma yapmak zorunda kaldığımız için derin üzüntü duyuyorum.
- Instead, the Oostlander report, even improved as it has been by amendment, is unsympathetic.
- Bunun yerine Oostlander raporu, yapılan değişikliklerle iyileştirilmiş olsa bile mantıklı değildir.
- Instead, the Commission chose to embark on a huge public relations exercise.
- Komisyon bunun yerine büyük bir halkla ilişkiler çalışması başlatmayı tercih etti.
- Instead, let's pray for one another under this vast beautiful blue sky.
- Bunun yerine, bu uçsuz bucaksız güzel mavi gökyüzünün altında birbirimiz için dua edelim.
- Instead, use the network to brainstorm ideas with one another.
- Bunun yerine, birbirinizle beyin fırtınası yapmak için ağı kullanın.
- Instead, let's pray for one another under this vast beautiful blue sky.
- Bunun yerine, şu devasa güzel mavi gökyüzünün altında birbirimiz için dua edelim.
- Instead I'm seeing the next nine months as an opportunity.
- Bunun yerine önümüzdeki dokuz ayı bir fırsat olarak görüyorum.
- Instead, they recognized a gentleman no one knew as president.
- Bunun yerine, kimsenin tanımadığı bir beyefendiyi başkan olarak kabul ettiler.
- Or, instead, you can use a high-quality blank USB flash drive.
- Bunun yerine yüksek kalitede boş USB flash sürücüsü de kullanabilirsiniz.
- Instead, they recognized a gentleman no one knew as president.
- Bunun yerine kimsenin tanımadığı bir beyefendiyi başkan olarak tanıdılar.
- Instead, always pursue good for one another, and everyone.
- Bunun yerine, birbiriniz ve herkes için daima iyinin peşinde olun.
- Consider turning off the television during mealtime and interacting with one another instead.
- Yemek sırasında televizyonu kapatmayı ve bunun yerine birbirinizle etkileşime geçmeyi düşünün.
- Instead, the people must "choose" freedom or slavery.
- Bunun yerine, insanlar özgürlüğü ya da köleliği "seçmek" zorundadır.
- Instead, the people must "choose" freedom or slavery.
- Bunun yerine halk özgürlüğü ya da köleliği "seçmelidir".
- Or, instead, you can use a high-quality blank USB flash drive.
- Ya da bunun yerine yüksek kaliteli boş bir USB flash sürücü kullanabilirsiniz.
- Instead, the people must "choose" freedom or slavery.
- Bunun yerine insanlar özgürlüğü veya köleliği "seçmelidir".
- Ask her instead.
- Bunun yerine ona sor.
- We wanted flying cars, instead we got 140 characters.
- Uçan arabalar istedik, bunun yerine 140 karakterimiz var.
- We dreamed of five thousand subscribers but instead succeeded with a mere tenth of this number.
- Biz beş bin üye hayalini kurduk ama bunu yerine bu sayının sadece onda birini başardık.
- What do you suggest instead?
- Bunun yerine ne öneriyorsun?
- What would you do instead?
- Bunun yerine ne yapardınız?
- I'd like a room facing the ocean instead.
- Bunun yerine okyanusa bakan bir oda istiyorum.
- Would you like to eat Chinese food instead?
- Bunun yerine Çin yemekleri yemek ister misiniz?
- Tom, stubborn as he was, refused to change to the sensible metric system, preferring to measure volume in hogsheads instead.
- İnatçı Tom, mantıklı olan metrik sisteme geçmeyi reddetti ve bunun yerine hacmi büyük fıçı cinsinden ölçmeyi tercih etti.
- Ask him instead.
- Bunun yerine ona sor.
- Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
- Bunun yerine, biraz önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
- He was going to be transferred there, but they decided to fire him instead.
- Oraya gönderilecekti ama bunun yerine onu işten çıkarmaya karar verdiler.
- What did Tom do instead?
- Tom bunun yerine ne yaptı?
- Rejecting the urging of his physician father to study medicine, Hawking chose instead to concentrate on mathematics and physics.
- Doktor babasının tıp okuması yönündeki ısrarlarını reddeden Hawking, bunun yerine matematik ve fiziğe yoğunlaşmayı seçti.
- I've been trying to call Tom, but I keep accidentally calling you instead.
- Tom'u aramaya çalışıyorum ama bunun yerine kazara seni aramaya devam ediyorum.
Show More (158)
|
|
- I can only say that the Member States should have done it long ago, and now we are going to do it instead.
- Sadece şunu söyleyebilirim ki Üye Devletler bunu uzun zaman önce yapmalıydı ve şimdi onun yerine biz yapacağız.
- His wife instead collected it, here in this House in November.
- Onun yerine eşi Kasım ayında bu Mecliste parayı topladı.
- His wife instead collected it here in this House in November.
- Onun yerine eşi, Kasım ayında bu Meclis'te bu parayı topladı.
- Instead, they recognized a gentleman no one knew as president.
- Onun yerine kimsenin bilmediği bir beyefendiyi cumhurbaşkanı olarak tanıdılar.
- Try this instead.
- Onun yerine bunu dene.
- What do you propose instead?
- Onun yerine ne önerirsin?
- I can't have a child so I bought a rabbit instead.
- Çocuk sahibi olamadığım için onun yerine bir tavşan aldım.
- What did Tom do instead?
- Tom onun yerine ne yaptı?
- They were all out of apples, so I bought some bananas instead.
- Elmaları bitmişti, ben de onun yerine muz aldım.
- What would you do instead?
- Onun yerine ne yapardın?
- I could've gone to the seaside, but I went to the mountains instead.
- Deniz kenarına gidebilirdim ama onun yerine dağlara gittim.
- Can you tell me instead, why the planets on the screen are coloured the way they are?
- Onun yerine bana ekrandaki gezegenlerin neden böyle renkli olduğunu söyleyebilir misiniz?
- I've decided I'll do that instead.
- Onun yerine bunu yapmaya karar verdim.
- What did you do instead?
- Onun yerine ne yaptın?
- I'm not going to be home that morning so I won't be able to check my email on my computer, so send it to my cellphone instead.
- O sabah evde olmayacağım için bilgisayarımdan e-postamı kontrol edemeyeceğim, onun yerine cep telefonuma gönder.
- Tom suggested going to another supermarket instead.
- Tom onun yerine başka bir süpermarkete gitmeyi önerdi.
- I bought a bicycle instead.
- Onun yerine bir bisiklet aldım.
- Would you like that instead?
- Onun yerine bunu ister misin?
- What should I do instead?
- Onun yerine ne yapmalıyım?
- May I return the car instead?
- Onun yerine, arabayı iade edebilir miyim?
- Can we do it on Monday instead?
- Onun yerine pazartesi yapabilir miyiz?
- Can we do it on Monday instead?
- Onun yerine onu pazartesi günü yapabilir miyiz?
- Father is busy, so I will go instead.
- Babam meşgul, onun yerine ben gideceğim.
- Let's do that instead.
- Onun yerine bunu yapalım.
- Maybe I'll just give up soon and take a nap instead.
- Belki de birazdan pes edip onun yerine biraz kestireceğim.
- What would we do instead?
- Onun yerine ne yapacaktık?
- What do you want instead?
- Onun yerine ne istiyorsun?
- I could've gone to the seaside, but I went to the mountains instead.
- Ben deniz kenarına gidebilirdim ama onun yerine dağlara gittim.
- What do you want instead?
- Onun yerine ne istersin?
- I've decided to do that instead.
- Onun yerine ben yapmaya karar verdim.
- Whenever I'm sad, I stop being sad and start being awesome instead.
- Ne zaman üzgün olsam, üzgün olmayı bırakıyorum ve onun yerine harika olmaya başlıyorum.
- Let's go to Boston instead.
- Onun yerine Boston'a gidelim.
- You ought to read books instead.
- Onun yerine kitap okumalısın.
- You know, maybe we should buy a computer instead.
- Yani, belki de onun yerine bir bilgisayar almalıyız.
- Let's sing the song you wrote instead.
- Onun yerine senin yazdığın şarkıyı söyleyelim.
- Instead, I could help you out.
- Onun yerine, sana yardım edebilirim.
- I'm not going to be home that morning so I won't be able to check my email on my computer, so text me it instead.
- O sabah evde olmayacağımdan dolayı e-postamı kontrol edemeyeceğim, bu yüzden onun yerine bana mesaj at.
- I'd like a room facing the ocean instead.
- Onun yerine okyanusa bakan bir oda istiyorum.
- What do you propose instead?
- Onun yerine ne öneriyorsun?
- Tom said that it wasn't his fault and he blamed Mary instead.
- Tom kendi hatası olmadığını söyledi ve onun yerine Mary'yi suçladı.
- Could we speak French instead?
- Onun yerine Fransızca konuşabilir miyiz?
- Would you mind if we spoke French instead?
- Onun yerine Fransızca konuşsak sakıncası var mı?
- What should we do instead?
- Onun yerine ne yapmalıyız?
- Instead, I could help you out.
- Onun yerine, size yardım edebilirim.
- Tom was going to be transferred to Boston, but they decided to fire him instead.
- Tom Boston'a transfer edilecekti fakat onun yerine onu kovmaya karar verdiler.
- I had Tom do it instead.
- Onun yerine Tom'a yaptırdım.
- You ought to read books instead.
- Onun yerine kitaplar okumalısın.
- Let's play cards instead.
- Onun yerine kağıt oynayalım.
- Can we speak French instead?
- Onun yerine Fransızca konuşabilir miyiz?
- What do you suggest instead?
- Onun yerine ne önerirsin?
- Let me help you with your other problem instead.
- Onun yerine diğer sorunun için sana yardım edeyim.
- I'll stay home instead.
- Onun yerine evde kalacağım.
- You can come on Monday instead.
- Onun yerine pazartesi günü gelebilirsin.
- He made as if to say something, but instead kept quiet.
- Bir şey söyleyecekmiş gibi yaptı ama onun yerine sessiz kaldı.
- Whenever I'm sad, I stop being sad and start being awesome instead.
- Ne zaman üzgün olsam, üzgün olmayı bırakırım ve onun yerine harika olmaya başlarım.
- Father is busy, so I will go instead.
- Babam meşgul, bu yüzden onun yerine ben gideceğim.
- I'm not going to be home that morning so I won't be able to check my email on my computer, so text me it instead.
- O sabah evde olmayacağım, bu yüzden bilgisayarımdan e-postalarıma bakamayacağım, onun yerine bana mesaj at.
- He was going to be transferred there, but they decided to fire him instead.
- Oraya nakledilecekti ama onun yerine kovmaya karar verdiler.
- I'll buy an iPhone instead.
- Onun yerine iPhone alacağım.
- May I return the car instead?
- Onun yerine arabayı iade edebilir miyim?
- Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
- Onun yerine, az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
- Ask Tom instead.
- Onun yerine Tom'a sor.
- Would you mind if we spoke in French instead?
- Onun yerine Fransızca konuşsak bir sakıncası var mı?
- Let's play cards instead.
- Onun yerine kart oynayalım.
- You should buy her a gift card instead.
- Onun yerine hediye kartı almalısın.
- Would you like to eat Chinese food instead?
- Onun yerine Çin yemeği yemek ister misin?
- I can't have a child so I bought a rabbit instead.
- Bir çocuk sahibi olamıyorum bu yüzden onun yerine bir tavşan aldım.
- I may give up soon and just nap instead.
- Yakında pes edip onun yerine kestirebilirim.
- Tom was going to be transferred to Boston, but they decided to fire him instead.
- Tom Boston'a transfer edilecekti, ama onun yerine onu kovmaya karar verdiler.
- Would Tom like to do that instead?
- Tom onun yerine bunu yapmak ister mi?
- What one cannot see is what is distant; instead, look at what is near.
- İnsanın göremediği şey uzaktaki şeydir; onun yerine yakındakine bakın.
- I'm not going to be home that morning so I won't be able to check my email on my computer, so send it to my cellphone instead.
- O sabah evde olmayacağımdan dolayı bilgisayarımdan e-postamı kontrol edemeyeceğim, onun yerine cep telefonuma gönder.
- I was supposed to be studying, but I watched TV instead.
- Ders çalışmam gerekiyordu ama onun yerine televizyon izledim.
- Would it be OK if we spoke French instead?
- Onun yerine Fransızca konuşsak olur mu?
- We wanted flying cars, instead we got 140 characters.
- Uçan arabalar istiyorduk, onun yerine 140 karakterimiz oldu.
- What would we do instead?
- Onun yerine ne yapardık?
- Would you like to do that instead?
- Onun yerine bunu yapmak ister misin?
- I'd like to pay with my credit card instead.
- Onun yerine kredi kartımla ödemek istiyorum.
- I may give up soon and just nap instead.
- Yakında vazgeçip onun yerine kestirebilirim.
- Would Tom like to do that instead?
- Tom onun yerine onu yapmak ister mi?
- I've decided to do that instead.
- Onun yerine bunu yapmaya karar verdim.
- You should buy her a gift card instead.
- Onun yerine ona hediye kartı almalısın.
- Children these days don't go to school, but instead receive information intravenously.
- Bugünlerde çocuklar okula gitmiyor, onun yerine damardan bilgi alıyorlar.
- I decided to do that instead.
- Onun yerine bunu yapmaya karar verdim.
- Let's sing the song you wrote instead.
- Onun yerine yazdığınız şarkıyı söyleyelim.
Show More (82)
|