Tureng - nervous - Anglais Turc Phrases

Historique

	Anglais	Turc
1	nervous	gergin	adj.
	I got a kid in my car who's nervous being this close to the Portal. Arabamda Portal'a bu kadar yakın olduğu için gergin olan bir çocuk var. Tom was so nervous that he almost threw up. Tom o kadar gergindi ki neredeyse kusacaktı. Tom didn't seem to be nervous. Tom gergin görünmüyordu. I guess I'm a little nervous. Sanırım biraz gerginim. I was kind of nervous. Biraz gergindim. Why am I so nervous? Neden bu kadar gerginim? Tom seemed nervous. Tom gergin görünüyordu. I was kind of nervous. Ben biraz gergindim. I'm nervous, too. Ben de gerginim. Aren't you nervous? Gergin değil misin? Tom is still nervous about this. Tom hala bu konuda gergin. I'm a bit nervous right now. Şu an biraz gerginim. Both Tom and Mary were very nervous. Hem Tom hem de Mary çok gergindi. I'm pretty sure Tom's nervous. Tom'un gergin olduğuna eminim. You seem to be nervous. Gergin görünüyorsun. Tom was very nervous when that was happening. Bunlar olurken Tom çok gergindi. Tom likely won't be nervous. Tom muhtemelen gergin olmayacak. The witness did not seem nervous when he spoke at the trial. Tanık duruşmada konuşurken gergin görünmüyordu. I didn't know you'd be nervous. Gergin olacağını bilmiyordum. Tom is really nervous. Tom gerçekten gergin. Maximilian was as nervous as Sophie. Maximilian da Sophie kadar gergindi. Tom didn't seem very nervous. Tom çok gergin görünmüyordu. I thought Tom would be nervous. Tom'un gergin olacağını düşündüm. Tom said Mary isn't nervous. Tom, Mary'nin gergin olmadığını söyledi. I'm very nervous. Çok gerginim. You're just nervous. Sadece gerginsiniz. I was nervous at first. Başlarda gergindim. Tom is nervous, isn't he? Tom gergin, değil mi? Tom felt a little nervous. Tom biraz gergin hissetti. Sami is very nervous. Sami çok gergin. Don't be nervous, Tom. Gergin olma, Tom. Mary threw up before the play because she was so nervous. Mary çok gergin olduğu için oyundan önce kustu. I'm sure Tom won't be nervous. Tom'un gergin olmayacağına eminim. Tom will be nervous. Tom gergin olacak. The first time I met Betty, I was nervous. Betty ile ilk tanıştığımda gergindim. She is very nervous and is always ill at ease. Çok gergindir ve her zaman huzursuzdur. Tom was very nervous when that was happening. Tom bunlar yaşanırken çok gergindi. Tom thought Mary was nervous. Tom Mary'nin gergin olduğunu düşündü. Tom won't be nervous. Tom gergin olmayacak. Do you think that Tom and Mary were nervous? Tom ve Mary’nin gergin olduğunu mu düşünüyorsun? She seemed nervous. O gergin görünüyordu. Maximilian was as nervous as Sophie. Maximilian Sophie kadar gergindi. Tom seemed a little nervous. Tom biraz gergin görünüyordu. I'm not as nervous as I used to be. Eskiden olduğum kadar gergin değilim. Is Tom nervous about that? Tom bu konuda gergin mi? The team was quite nervous before the game. Ekip maçtan önce oldukça gergindi. I was a little nervous. Biraz gergindim. Tom was as nervous as Mary. Tom da Mary kadar gergindi. Tom appears to be a bit nervous. Tom biraz gergin görünüyor. Tom felt very nervous. Tom çok gergin hissetti. Tom seemed rather nervous. Tom oldukça gergin görünüyordu. He looked calm, but actually he was very nervous. Sakin gözüküyordu, ama aslında çok gergindi. Tom looks like he's nervous. Tom gergin görünüyor. You look a bit nervous. Biraz gergin görünüyorsun. Tom seems very nervous. Tom çok gergin görünüyor. Tom asked Mary if she was nervous. Tom, Mary'ye gergin olup olmadığını sordu. I didn't know Tom was so nervous. Tom'un bu kadar gergin olduğunu bilmiyordum. Tom told Mary I was nervous. Tom, Mary'ye gergin olduğumu söyledi. Tom is very nervous. Tom çok gergin. I eat a lot whenever I am nervous. Ne zaman gergin olsam çok yerim. Let me be nervous about this. Bu konuda gergin olmama izin ver. The team was quite nervous before the game. Takım maçtan önce oldukça gergindi. Tom told me he was nervous. Tom bana gergin olduğunu söyledi. Tom and I are both nervous. Tom ve ben ikimiz de gerginiz. I'm a little nervous. Biraz gerginim. Why are you so nervous? Neden bu kadar gerginsin? He was tired and nervous from overwork. O, aşırı çalışmaktan dolayı yorgun ve gergindi. Tom appears nervous. Tom gergin görünüyor. Tom looks extremely nervous. Tom çok gergin görünüyor. Tom sounds nervous. Tom'un sesi gergin geliyor. Sami was a little bit nervous. Sami biraz gergindi. It seemed that Tom and Mary were nervous. Görünüşe göre Tom ve Mary gergindi. You seem very nervous. Çok gergin görünüyorsun. I always do that when I'm nervous. Gergin olduğumda bunu hep yaparım. Tom doesn't have any reason to be nervous. Tom'un gergin olmak için herhangi bir nedeni yok. My mother is more nervous about the exam results than I am. Annem sınav sonuçları hakkında benden daha gergin. You look very nervous. Çok gergin görünüyorsun. Maybe Tom was nervous. Belki Tom gergindi. Tom said that he wasn't nervous. Tom gergin olmadığını söyledi. Was it just me or was your friend a bit nervous? Bana mı öyle geldi yoksa arkadaşın biraz gergin miydi? Why are you nervous? Neden gerginsin? Tom is likely to still be nervous. Tom hala gergin olabilir. I felt very nervous. Kendimi çok gergin hissediyordum. I'm a bit nervous right now. Şu anda biraz gerginim. Tom seemed to be more nervous than Mary. Tom, Mary'den daha gergin görünüyordu. I'm nervous and excited. Gergin ve heyecanlıyım. Tom was pretty nervous. Tom oldukça gergindi. She's nervous about her concert. Konseri için gergin. There's no need to be nervous. Gergin olmaya gerek yok. I was nervous, too. Ben de gergindim. Tom should be nervous. Tom gergin olmalı. You don't have to be so nervous. Bu kadar gergin olmana gerek yok. Don't be nervous. Gergin olma. Tom thought Mary was nervous doing that. Tom Mary'nin bunu yaparken gergin olduğunu düşündü. Tom was very nervous. Tom çok gergindi. I was a little nervous. Ben biraz gergindim. Tom felt a little nervous. Tom kendini biraz gergin hissetti. Tom was as nervous as Mary was. Tom da Mary kadar gergindi. Tom and Mary are both very nervous, aren't they? Tom ve Mary çok gerginler, değil mi? I'd be nervous, too. Ben de gergin olurdum. Tom will likely be nervous. Tom muhtemelen gergin olacak. Tom and Mary are nervous. Tom ve Mary gerginler. Bill is nervous about the exam. Bill sınav konusunda gergin. Tom seemed to be nervous. Tom gergin görünüyordu. Tom is probably going to be nervous. Tom muhtemelen gergin olacak. I guess I was kind of nervous. Sanırım biraz gergindim. Tom is likely to be nervous. Tom'un gergin olması muhtemel. I thought Tom would be nervous, but he was very relaxed. Tom'un gergin olacağını düşünmüştüm ama o çok rahattı. What're you so nervous about? Neden bu kadar gerginsin? Tom wasn't nervous, but Mary was. Tom gergin değildi ama Mary gergindi. Tom said I seemed nervous. Tom gergin göründüğümü söyledi. Are you nervous doing that? Bunu yaparken gergin misin? You don't seem to be as nervous as Tom is. Tom kadar gergin görünmüyorsun. Mary said she thought Tom would be nervous. Mary, Tom'un gergin olacağını düşündüğünü söyledi. Tom said Mary wasn't nervous. Tom, Mary'nin gergin olmadığını söyledi. They're nervous. Gergindirler. Were you nervous during the job interview? İş görüşmesi sırasında gergin miydin? Tom is nervous and excited. Tom gergin ve heyecanlı. Tom always gets nervous when Mary is around. Mary yanındayken Tom her zaman gergin olur. I thought Tom was nervous. Tom'un gergin olduğunu düşündüm. Tom always seems to be nervous. Tom her zaman gergin görünüyor. I was so nervous. Çok gergindim. Tom is probably going to be pretty nervous. Tom muhtemelen oldukça gergin olacak. You don't need to be nervous. Gergin olmana gerek yok. Sami was just nervous. Sami sadece gergindi. I'm really nervous about this. Bu konuda gerçekten gerginim. Tom is really nervous, isn't he? Tom gerçekten gergin, değil mi? I was nervous the whole time. Her zaman gergindim. I'm feeling a little nervous right now. Kendimi şu an biraz gergin hissediyorum. I wasn't very nervous. Ben çok gergin değildim. Tom told me that he thought Mary was nervous. Tom bana Mary'nin gergin olduğunu düşündüğünü söyledi. Tom told Mary that I was nervous. Tom, Mary'ye gergin olduğumu söyledi. Please don't be nervous. Lütfen gergin olma. Tom seemed to be more nervous than Mary. Tom Mary'den daha gergin görünüyordu. Tom was really shy and nervous. Tom gerçekten utangaç ve gergindi. Tom wasn't really nervous. Tom gerçekten gergin değildi. I didn't feel particularly nervous. Özellikle gergin hissetmedim. Tom doesn't think Mary is nervous. Tom, Mary'nin gergin olduğunu düşünmüyor. Tom is likely to be pretty nervous. Tom'un oldukça gergin olması muhtemel. Tom has been really nervous. Tom çok gergindi. I'm nervous and scared. Gerginim ve korkuyorum. Tom looks a little nervous. Tom birazcık gergin görünüyor. He was very nervous. O çok gergindi. I felt a little nervous. Biraz gergin hissettim. I wasn't really nervous. Gerçekten gergin değildim. I felt a little nervous. Kendimi biraz gergin hissettim. Tom is just nervous. Tom sadece gergin. Try not to look so nervous. Çok gergin görünmemeye çalış. Tom seemed to be very nervous. Tom çok gergin görünüyordu. How nervous are you? Ne kadar gerginsin? Tom didn't seem to be very nervous. Tom pek gergin görünmüyordu. I'm feeling a little nervous right now. Şu anda biraz gergin hissediyorum. Tom said Mary is nervous. Tom, Mary'nin gergin olduğunu söyledi. The boys were as nervous as the girls. Erkekler de kızlar kadar gergindi. You look a little nervous. Biraz gergin görünüyorsun. I'm not really nervous. Gerçekten gergin değilim. Tom didn't think Mary would be nervous. Tom, Mary'nin gergin olacağını düşünmedi. Tom was quite nervous. Tom oldukça gergindi. I was pretty nervous. Oldukça gergindim. You seem very nervous this morning. Bu sabah çok gergin görünüyorsun. I wasn't nervous about it. Bu konuda gergin değildim. Tom is also nervous. Tom da gergin. I was very nervous at first. Başlangıçta çok gergindim. I've got good reasons to be nervous. Gergin olmak için iyi sebeplerim var. She was very nervous. O çok gergindi. Tom is quite nervous, isn't he? Tom oldukça gergin, değil mi? I feel a little nervous. Kendimi biraz gergin hissediyorum. One of the men waiting in line seemed very nervous. Sırada bekleyen adamlardan biri çok gergin görünüyordu. Tom is likely going to be nervous. Tom büyük olasılıkla gergin olacak. It's natural to be nervous when the plane takes off. Uçak kalktığında gergin olmak doğal. Tom said Mary was likely to be nervous. Tom, Mary'nin gergin olabileceğini söyledi. Were you nervous? Gergin miydin? Tom doesn't seem to be nervous. Tom gergin görünmüyor. I'm nervous now. Şimdi gerginim. Tom said he's nervous. Tom gergin olduğunu söyledi. You don't have to be nervous. Gergin olmana gerek yok. Now I'm nervous. Şimdi gerginim. I'm so nervous. Çok gerginim. I was so nervous. Ben çok gergindim. Layla was very nervous at the time. Leyla o zaman çok gergindi. Tom looks a little nervous. Tom biraz gergin görünüyor. Do you get nervous if you have to speak in front of many people? Birçok insanın önünde konuşmak zorunda kaldığınızda gergin olur musunuz? She was very nervous. Çok gergindi. I wasn't nervous. Gergin değildim. I think Tom is a little nervous about this. Tom'un bunun hakkında biraz gergin olduğunu düşünüyorum. I'll probably be pretty nervous. Muhtemelen oldukça gergin olacağım. I'm not nervous. Gergin değilim. Tom thinks Mary will be nervous. Tom, Mary'nin gergin olacağını düşünüyor. Are you still nervous? Hâlâ gergin misin? Tom was nervous starting his new job. Tom yeni işine başlarken gergindi. Tom was nervous, but he knew what he was supposed to do. Tom gergindi ama ne yapması gerektiğini biliyordu. Tom doesn't appear to be nervous. Tom gergin görünmüyor. I'm a little bit nervous. Biraz gerginim. It's natural to be nervous when the plane takes off. Uçak havalandığında gergin olmak doğaldır. Are you nervous? Gergin misin? I was a little bit nervous. Biraz gergindim. Tom didn't think Mary was nervous. Tom, Mary'nin gergin olduğunu düşünmüyordu. I'd be nervous doing that. Bunu yaparken gergin olurdum. Tom looks even more nervous than Mary does. Tom, Mary'den bile daha gergin görünüyor. Tom looks a bit nervous. Tom biraz gergin görünüyor. I'm always very nervous. Ben her zaman çok gerginim. I know you're nervous. Gergin olduğunu biliyorum. Tom seems a little nervous. Tom biraz gergin görünüyor. He was very nervous. Çok gergindi. No one can blame you for being a little nervous. Biraz gergin olduğun için kimse seni suçlayamaz. Tom was nervous, too. Tom da gergindi. Tom told everyone he was nervous. Tom herkese gergin olduğunu söyledi. Tom is likely to still be nervous. Tom muhtemelen hâlâ gergin olabilir. Tom likely won't be nervous. Tom muhtemelen gergin olmayacaktır. I think Tom won't be nervous doing that. Bence Tom bunu yaparken gergin olmayacaktır. Tom admitted he was nervous. Tom gergin olduğunu itiraf etti. Try not to look so nervous. Fazla gergin görünmemeye çalış. I wasn't too nervous. Çok gergin değildim. Tom wasn't very nervous. Tom çok gergin değildi. I was just nervous. Sadece gergindim. Tom won't likely be nervous. Tom muhtemelen gergin olmayacaktır. What's Tom so nervous about? Tom neden bu kadar gergin? You look really nervous. Çok gergin görünüyorsun. Are you getting nervous? Gergin misin? You should be nervous. Gergin olmalısın. I'd be nervous doing that. Bunu yaparken gergin olurum. I'm not nervous at all. Hiç gergin değilim. He looked calm, but actually he was very nervous. Sakin görünüyordu ama aslında çok gergindi. Tom said that Mary was nervous. Tom, Mary'nin gergin olduğunu söyledi. Tom is nervous. Tom gergin. Tom never seems to get nervous on stage. Tom sahnede hiç gergin görünmez. Tom may be nervous. Tom gergin olabilir. Tom will probably be nervous. Tom muhtemelen gergin olacak. You don't need to be nervous. Gergin olman gerekmiyor. I am nervous and scared. Gerginim ve korkuyorum. She's nervous about her concert. O, konseri hakkında gergin. Tom was nervous, but Mary wasn't. Tom gergindi ama Mary değildi. You're nervous. Sen gerginsin. Sami was very nervous and scared. Sami çok gergindi ve korkmuştu. I'm really nervous. Gerçekten gerginim. I felt a bit nervous. Biraz gergin hissettim. Tom didn't seem to be very nervous. Tom çok gergin gözükmüyordu. I thought Tom was nervous. Tom'un gergin olduğunu sanıyordum. I was quite nervous. Oldukça gergindim. I thought Tom would be nervous. Tom'un gergin olacağını düşünmüştüm. Tom thought Mary would be nervous. Tom Mary'nin gergin olacağını düşündü. That's why I was nervous. Bu yüzden gergindim. He was visibly nervous. Gözle görülür şekilde gergindi. Tom looked a bit nervous. Tom biraz gergin görünüyordu. I get nervous when I'm speaking French. Fransızca konuşurken gergin oluyorum. It's Tom who should be nervous. Asıl gergin olması gereken Tom. Mary threw up before the play because she was so nervous. Mary oyundan önce kustu çünkü çok gergindi. Tom must be nervous. Tom gergin olmalı. They said they were nervous. Gergin olduklarını söylediler. Tom appears to be nervous. Tom gergin görünüyor. She's terribly nervous, never calm. Çok gergin, hiç sakin değil. How nervous were you? Ne kadar gergindin? I wasn't as nervous as Tom was. Tom kadar gergin değildim. Tom and Mary told me they thought John was nervous. Tom ve Mary bana John'un gergin olduğunu düşündüklerini söylediler. People on the plane were very nervous. Uçaktaki insanlar çok gergindi. Tom is obviously very nervous. Tom belli ki çok gergin. Tom said Mary is probably still nervous. Tom, Mary'nin muhtemelen hala gergin olduğunu söyledi. Tom was extremely nervous. Tom çok gergindi. I was nervous at the beginning. Başlangıçta gergindim. Tom said he felt a bit nervous. Tom biraz gergin hissettiğini söyledi. I think Tom might be nervous. Sanırım Tom gergin olabilir. Tom and Mary are both nervous, aren't they? Tom ve Mary gerginler, değil mi? I didn't know Tom was nervous. Tom'un gergin olduğunu bilmiyordum. We're nervous. Biz gerginiz. I am nervous in a sense. Bir anlamda gerginim. Do I look nervous? Gergin mi görünüyorum? Tom won't likely be nervous. Tom muhtemelen gergin olmayacak. I got nervous. Gergindim. Tom told me Mary wasn't nervous. Tom bana Mary'nin gergin olmadığını söyledi. He is nervous about it. O bu konuda gergin olabilir. Tom will likely be pretty nervous. Tom muhtemelen oldukça gergin olacak. Tom doesn't have any reason to be nervous. Tom'un gergin olması için bir sebep yok. The team were quite nervous before the game. Takım maçtan önce oldukça gergindi. He is nervous about it. Bu konuda gergin. Mom and Dad are very nervous. Annem ve babam çok gergin. Tom isn't likely to be nervous. Tom'un gergin olma ihtimali yok. What are you so nervous about? Neden bu kadar gerginsin? Tom thinks Mary is nervous. Tom, Mary'nin gergin olduğunu düşünüyor. I thought Tom would be nervous, but he was very relaxed. Ben Tom'un gergin olacağını düşündüm ama çok rahattı. Tom is going to be nervous. Tom gergin olacak. We're just nervous. Sadece gerginiz. Tom said he wasn't nervous. Tom gergin olmadığını söyledi. Tom is nervous about it. Tom bu konuda gergin. The witness did not seem nervous when he spoke at the trial. Tanık duruşmada konuştuğu sırada gergin görünmüyordu. I thought I'd be nervous but I wasn't nervous at all. Gergin olacağımı düşünmüştüm ama hiç gergin değildim. There's no point in being nervous. Gergin olmanın bir anlamı yok. Tom seems to be more nervous than I am. Tom benden daha gergin görünüyor. She seemed really nervous. Gerçekten gergin görünüyordu. I wonder why Tom is so nervous. Tom'un neden bu kadar gergin olduğunu merak ediyorum. Try not to be nervous. Gergin olmamaya çalış. Tom was visibly nervous. Tom gözle görülür şekilde gergindi. Tom and Mary are both a little nervous, aren't they? Tom ve Mary biraz gerginler, değil mi? Tom seemed very nervous. Tom çok gergin görünüyordu. I was nervous. Gergindim. Why are you so nervous tonight? Bu gece neden bu kadar gerginsin? Tom was very nervous at first. Tom ilk başta çok gergindi. He was looking a bit nervous yesterday. Dün biraz gergin görünüyordu. Tom thought Mary would be nervous. Tom, Mary'nin gergin olacağını düşündü. Sami was very nervous and scared. Sami çok gergin ve korkmuştu. Tom wasn't nervous, but Mary was. Tom gergin değildi ama Mary öyleydi. Tom and Mary told me they thought John was nervous. Tom ve Mary bana John'un gergin olduğunu düşündüklerini söyledi. Forgive me, I'm a bit nervous. Beni affet, biraz gerginim. I think Tom is nervous. Bence Tom gergin. Tom is still nervous, isn't he? Tom hâlâ gergin, değil mi? I always get nervous just before a match. Maçın hemen öncesinde hep gergin olurum. Tom knew that I was nervous. Tom gergin olduğumu biliyordu. I think Tom is a little nervous about this. Bence Tom bu konuda biraz gergin. You look even more nervous than Tom does. Tom’dan bile daha gergin görünüyorsun. I don't know why I was so nervous. Neden o kadar gergindim bilmiyorum. Tom is nervous and scared. Tom gergin ve korkuyor. Tom thinks Mary won't be nervous. Tom, Mary'nin gergin olmayacağını düşünüyor. I was very nervous as the plane took off. Uçak havalanırken çok gergindim. Being too nervous to reply, he stared at the floor. Cevap veremeyecek kadar gergin olduğu için gözlerini yere dikti. Tom isn't likely to be nervous. Tom muhtemelen gergin olmayacak. Tom didn't seem to be as nervous as Mary seemed to be. Tom, Mary kadar gergin görünmüyordu. Tom said he was a little nervous. Tom biraz gergin olduğunu söyledi. The newcomer stuttered when he was nervous. Yeni gelen kişi gergin olduğunda kekeliyordu. They said they were nervous. Onlar gergin olduklarını söylediler. The horses are nervous that there might be a thunderstorm tonight. Atlar bu gece fırtına çıkacağı için gergin. I'm nervous. Gerginim. Layla was very nervous at the time. Layla o sırada çok gergindi. I'm always very nervous. Her zaman çok gerginim. Do you really think that Tom and Mary were nervous? Tom ve Mary'nin gerçekten gergin olduğunu düşünüyor musunuz? Tom thought Mary was nervous. Tom, Mary'nin gergin olduğunu düşündü. We're still nervous. Hâlâ gerginiz. Tom always gets nervous just before he goes on stage. Tom sahneye çıkmadan hemen önce hep gergin olur. I was nervous at first. İlk başta gergindim. Tom was fairly nervous. Tom oldukça gergindi. Sami seemed very nervous. Sami çok gergin görünüyordu. It seemed Tom and Mary were nervous. Görünüşe göre Tom ve Mary gergindi. Tom said that he was really nervous. Tom gerçekten gergin olduğunu söyledi. If he makes that face it's because he's nervous. Yüzünü öyle yapıyorsa, gergin olduğu içindir. I thought I would be nervous, but I was cool as a cucumber. Gergin olacağımı düşünmüştüm ama bir salatalık kadar soğukkanlıydım. Tom said Mary was feeling nervous. Tom, Mary'nin gergin olduğunu söyledi. I was very nervous as the plane took off. Uçak kalkarken çok gergindim. I was very nervous at first. Başta çok gergindim. Everyone seems to be nervous. Herkes gergin görünüyor. Tom is always nervous. Tom her zaman gergindir. Tom threw up before the concert because he was so nervous. Tom konserden önce kustu çünkü çok gergindi. Tom is still nervous. Tom hala gergin. I think Tom might be nervous. Bence Tom gergin olabilir. Tom wasn't nervous. Tom gergin değildi. Tom is very nervous, isn't he? Tom çok gergin, değil mi? Tom said I sounded nervous. Tom sesimin gergin geldiğini söyledi. During the wedding rehearsal, he was almost too nervous to speak. Düğün provası sırasında neredeyse konuşamayacak kadar gergindi. Tom said he thought Mary would be nervous. Tom, Mary'nin gergin olacağını düşündüğünü söyledi. Tom looks very nervous. Tom çok gergin görünüyor. Tom said Mary was nervous. Tom, Mary'nin gergin olduğunu söyledi. Tom seemed really nervous. Tom gerçekten gergin görünüyordu. Tom looks extremely nervous. Tom, aşırı gergin görünüyor. I wasn't very nervous. Çok gergin değildim. I feel a little nervous. Biraz gergin hissediyorum. Tom told me that he's nervous. Tom bana gergin olduğunu söyledi. Forgive me, I'm a bit nervous. Affet beni, biraz gerginim. I was nervous and scared. Gergindim ve korkuyordum. I get nervous when I speak in front of large crowds. Büyük kalabalıklar önünde konuşurken gergin olurum. You don't seem to be nervous. Gergin görünmüyorsun. Tom was nervous. Tom gergindi. Tom was really nervous. Tom gerçekten gergindi. I always get nervous in her presence. Onun yanında hep gergin olurum. I always get nervous before I go on stage. Sahneye çıkmadan önce hep gergin olurum. Tom wondered why Mary was so nervous. Tom, Mary'nin neden bu kadar gergin olduğunu merak etti. I don't want you to be nervous. Gergin olmanı istemiyorum. I don't know if they were nervous or not. Gergin olup olmadıklarını bilmiyorum. We're very nervous about that. Bu konuda çok gerginiz. You're too nervous. Çok gerginsin. Tom said that Mary wasn't nervous. Tom, Mary'nin gergin olmadığını söyledi. I don't want Tom to be nervous. Tom'un gergin olmasını istemiyorum. Tom is likely going to be nervous. Tom muhtemelen gergin olacak. If you'd stop telling me not to be nervous, I probably wouldn't be so nervous. Bana gergin olmamamı söylemeyi bıraksaydın, muhtemelen bu kadar gergin olmazdım. Tom is just a little nervous. Tom sadece biraz gergin. I was a little bit nervous. Ben biraz gergindim. Sami was a bit nervous and shy. Sami biraz gergin ve utangaçtı. I was very nervous. Çok gergindim. I don't know why Tom is so nervous. Tom'un neden bu kadar gergin olduğunu bilmiyorum. My mother is more nervous about the exam results than I am. Annem sınav sonuçları konusunda benden daha gergin. Tom is just nervous, that's all. Tom sadece gergin, hepsi bu. Tom was as nervous as I was. Tom da benim kadar gergindi. You sound nervous. Sesin gergin geliyor. I'm sure Tom won't be nervous. Tom'un gergin olmayacağından eminim. I'm a little bit nervous. Ben biraz gerginim. I tend to laugh when I'm nervous. Gergin olduğumda gülmeye meyilliyimdir. Tom doesn't think Mary will be nervous. Tom, Mary'nin gergin olacağını düşünmüyor. Tom will probably be pretty nervous. Tom muhtemelen oldukça gergin olacak. We're all nervous. Hepimiz gerginiz. Tom threw up before the concert because he was so nervous. Tom çok gergin olduğu için konserden önce kustu. Is Tom nervous? Tom gergin mi? Tom is pretty nervous, isn't he? Tom oldukça gergin, değil mi? Please don't be nervous. Lütfen gergin olmayın. I'm just nervous. Sadece biraz gerginim. I wasn't even nervous. Gergin bile değildim. They're nervous. Onlar gerginler. Tom said that he was very nervous. Tom çok gergin olduğunu söyledi. Sami was extremely nervous. Sami çok gergindi. Tom seems nervous. Tom gergin görünüyor. I always do that when I'm nervous. Ben gergin olduğumda onu her zaman yaparım. Tom was too nervous to speak. Tom konuşamayacak kadar gergindi. He seemed really nervous. Gerçekten gergin görünüyordu. Tom would be nervous doing that. Tom bunu yaparken gergin olurdu. If you'd stop telling me not to be nervous, I probably wouldn't be so nervous. Bana gergin olmamamı söylemeyi kesseydin herhalde bu kadar gergin olmazdım. Tom was real nervous. Tom gerçekten gergindi. I was extremely nervous. Son derece gergindim. He was tired and nervous from overwork. Çok çalışmaktan yorgun ve gergindi. You look even more nervous than Tom does. Tom'dan bile daha gergin görünüyorsun. Tom looks rather nervous. Tom oldukça gergin görünüyor. I asked Tom if he was nervous. Tom'a gergin olup olmadığını sordum. Tom and Mary are nervous. Tom ve Mary gergin. Tom is a little nervous. Tom biraz gergin. Tom is very nervous about that. Tom bu konuda çok gergin. Tom said he was nervous. Tom gergin olduğunu söyledi. Tom looks somewhat nervous and apprehensive. Tom biraz gergin ve endişeli görünüyordu. I was so nervous that she would catch sight of me. Beni görecek diye çok gergindim. I'm not nervous around Tom. Tom'un yanında gergin değilim. You don't seem to be nervous. Sen gergin görünmüyorsun. Tom said he thought Mary was nervous. Tom, Mary'nin gergin olduğunu düşündüğünü söyledi. I was nervous and scared. Gergin ve korkuyordum. You seem a little nervous. Biraz gergin görünüyorsun. Tom isn't really nervous. Tom gerçekten gergin değil. Do you really think that Tom and Mary were nervous? Gerçekten Tom ve Mary'nin gergin olduğunu mu düşünüyorsun? Tom seems to be nervous. Tom gergin görünüyor. You seem nervous. Gergin görünüyorsunuz. Tom is nervous, too. Tom da gergin. I think Tom won't be nervous doing that. Bence Tom bunu yaparken gergin olmayacak. Do you think that Tom and Mary were nervous? Sizce Tom ve Mary gergin miydi? I've never seen you look so nervous. Seni hiç bu kadar gergin görmemiştim. I've never been that nervous in my entire life. Hayatım boyunca hiç bu kadar gergin olmamıştım. Tom was nervous and scared. Tom gergindi ve korkmuştu. Do you still get nervous on stage? Sahnede hala gergin oluyor musun? Tom is a little nervous, isn't he? Tom biraz gergin, değil mi? Tom wondered if Mary was as nervous as he was. Tom, Mary'nin de kendisi kadar gergin olup olmadığını merak ediyordu. I never really was nervous. Gerçekten hiç gergin değildim. Tom thought Mary was nervous doing that. Tom, Mary'nin bunu yaparken gergin olduğunu düşündü. Neither Tom nor Mary was nervous. Ne Tom ne de Mary gergindi. He seemed nervous. Tom gergin görünüyordu. I'm nervous now. Artık gerginim. Tom felt very nervous. Tom çok gergin hissediyordu. Tom is going to be pretty nervous. Tom oldukça gergin olacak. The criminal is nervous. Suçlu gergin. I've never seen you so nervous. Seni hiç bu kadar gergin görmemiştim. You're nervous, aren't you? Gerginsin, değil mi? Tom looks even more nervous than Mary does. Tom Mary'den daha gergin görünüyor. He seemed nervous. Gergin görünüyordu. He was looking a bit nervous yesterday. O, dün biraz gergin görünüyordu. I'm really nervous. Çok gerginim. Tom must've been nervous. Tom gergin olmalı. Tom didn't seem nervous. Tom gergin görünmüyordu. Tom told Mary that he was nervous. Tom Mary'e gergin olduğunu söyledi. You shouldn't be nervous. Gergin olmamalısın. Show More (445)
2	nervous	sinirli	adj.
	Tom must've been nervous. Tom sinirli olmalı. Tom sounds nervous. Tom sinirli görünüyor. Are you still nervous? Hâlâ sinirli misin? What're you so nervous about? Neden bu kadar sinirlisin? I guess I'm a little nervous. Sanırım biraz sinirliyim. I'm nervous, too. Ben de sinirliyim. Tom is quite nervous, isn't he? Tom oldukça sinirli, değil mi? Tom told me he was nervous. Tom bana sinirli olduğunu söyledi. Were you nervous during the job interview? İş görüşmesi sırasında sinirli miydin? Tom is still nervous. Tom hâlâ sinirli. Tom is a nervous wreck. Tom sinirli bir enkazdır. Tom seemed to be nervous. Tom sinirli görünüyordu. Tom was pretty nervous. Tom oldukça sinirliydi. Tom is likely to be nervous. Tom muhtemelen sinirli olacak. Is Tom nervous about that? Tom bu konuda sinirli mi? Tom doesn't think Mary is nervous. Tom Mary'nin sinirli olduğunu düşünmüyor. Tom seemed rather nervous. Tom oldukça sinirli görünüyordu. Tom thinks Mary is nervous. Tom Mary'nin sinirli olduğunu düşünüyor. I tend to laugh when I'm nervous. Ben sinirli olduğumda gülmek eğiliminde olurum. Tom wasn't nervous. Tom sinirli değildi. Tom doesn't appear to be nervous. Tom sinirli gibi görünmüyor. Tom is just nervous. Tom sadece sinirli. Tom is really nervous, isn't he? Tom gerçekten sinirli, değil mi? I think Tom is nervous. Tom'un sinirli olduğunu düşünüyorum. Tom looks a bit nervous. Tom biraz sinirli görünüyor. Tom was very nervous at first. Tom ilk başta çok sinirliydi. Tom said Mary wasn't nervous. Tom Mary'nin sinirli olmadığını söyledi. Tom will likely be pretty nervous. Tom muhtemelen oldukça sinirli olacak. Tom was extremely nervous. Tom son derece sinirliydi. Tom said that Mary was nervous. Tom Mary'nin sinirli olduğunu söyledi. I was feeling nervous. Ben sinirli hissediyordum. You're too nervous. Çok sinirlisin. The boys were as nervous as the girls. Erkekler kızlar kadar sinirliydi. Tom should be nervous. Tom sinirli olmalı. I'm not nervous around Tom. Tom'un etrafında sinirli değilim. I'm nervous. Ben sinirliyim. Tom said he was nervous. Tom sinirli olduğunu söyledi. Tom is a little nervous, isn't he? Tom biraz sinirli, değil mi? Tom said Mary was likely to be nervous. Tom Mary'nin muhtemelen sinirli olacağını söyledi. Tom said Mary was nervous. Tom Mary'nin sinirli olduğunu söyledi. Tom looked nervous. Tom sinirli görünüyordu. Tom was real nervous. Tom gerçekten sinirliydi. Tom is very nervous, isn't he? Tom çok sinirli, değil mi? Tom said Mary is nervous. Tom Mary'nin sinirli olduğunu söyledi. Were you nervous? Sinirli miydin? You seem very nervous this morning. Bu sabah çok sinirli görünüyorsun. During the wedding rehearsal, he was almost too nervous to speak. Düğün provasında, konuşmak için neredeyse çok sinirliydi. He seemed really nervous. O gerçekten sinirli görünüyordu. Tom seemed very nervous. Tom çok sinirli görünüyordu. Does Tom look nervous to you? Tom sana sinirli görünüyor mu? I was quite nervous. Oldukça sinirliydim. Tom is also nervous. Tom da sinirli. Tom is pretty nervous. Tom oldukça sinirli. Nervous people will scratch their heads. Sinirli insanlar kafalarını kaşırlar. I'm nervous and scared. Ben sinirli ve korkmuşum. Tom seemed a little nervous. Tom biraz sinirli görünüyordu. Tom and Mary are both quite nervous, aren't they? Tom ve Mary oldukça sinirliler, değil mi? The suspect had a nervous disposition, was a chain smoker and had bitten his nails down to the quick. Şüphelinin sinirli bir mizacı vardı, sigara tiryakisiydi ve tırnaklarını yemişti. Tom seemed really nervous. Tom gerçekten sinirli görünüyordu. I didn't feel particularly nervous. Ben özellikle sinirli hissetmedim. I felt very nervous. Çok sinirli hissettim. Tom and I are both nervous. Tom ve ben her ikimiz de sinirliyiz. Layla was very nervous at the time. Leyla o zaman çok sinirliydi. Mom and Dad are very nervous. Annem ve babam çok sinirlidir. Tom told me that he's nervous. Tom bana sinirli olduğunu söyledi. Tom is just nervous, that's all. Tom sadece sinirli, hepsi bu kadar. Tom was very nervous. Tom çok sinirliydi. Tom isn't really nervous. Tom gerçekten sinirli değil. Tom is nervous. Tom sinirlidir. Tom is still nervous, isn't he? Tom hala sinirli, değil mi? Tom will be nervous. Tom sinirli olacak. Tom doesn't think Mary will be nervous. Tom Mary'nin sinirli olacağını düşünmüyor. Tom seems nervous. Tom sinirli görünüyor. Tom said he thought Mary looked nervous doing that. Tom, Mary'nin bunu yaparken sinirli göründüğünü düşündüğünü söyledi. You should be nervous. Sinirli olmalısın. What are you so nervous about? Niçin bu kadar sinirlisin? Both Tom and Mary were very nervous. Hem Tom hem de Mary çok sinirliydi. What's Tom so nervous about? Tom ne yüzünden bu kadar sinirli? Tom was nervous. Tom sinirliydi. Tom looks like a nervous wreck. Tom sinirli bir enkaz gibi görünüyor. I wasn't really nervous. Ben gerçekten sinirli değildim. Tom seems to be more nervous than I am. Tom benden daha sinirli görünüyor. Nervous people will scratch their heads. Sinirli insanlar başlarını kaşırlar. Tom seems to be nervous. Tom sinirli görünüyor. Sami was just nervous. Sami az önce sinirliydi. It seemed Tom and Mary were nervous. Tom ve Mary sinirli gibi görünüyordu. Tom was really nervous. Tom gerçekten sinirliydi. I didn't know Tom was so nervous. Tom'un bu kadar sinirli olduğunu bilmiyordum. Tom is nervous, too. Tom da sinirli. Neither Tom nor Mary was nervous. Ne Tom ne de Mary sinirliydi. Tom thinks Mary won't be nervous. Tom Mary'nin sinirli olmayacağını düşünüyor. There's no need to be nervous. Sinirli olmaya gerek yok. A nervous person will not be fit for this job. Sinirli bir insan bu iş için uygun olmayacaktır. You shouldn't be nervous. Sinirli olmamalısın. Tom was as nervous as Mary was. Tom Mary kadar sinirliydi. Tom was just nervous. Tom düpedüz sinirliydi. You're nervous, aren't you? Sen sinirlisin, değil mi? Tom has been really nervous. Tom gerçekten sinirliydi. Tom said that he was very nervous. Tom çok sinirli olduğunu söyledi. Is Tom nervous? Tom sinirli mi? You don't need to be nervous. Sinirli olmana gerek yok. Tom is nervous and scared. Tom sinirli ve korkuyor. She's terribly nervous, never calm. O son derece sinirli, asla sakin değil. I don't know if they were nervous or not. Onların sinirli olup olmadıklarını bilmiyorum. Tom was as nervous as I was. Tom benim olduğum kadar sinirliydi. Tom is nervous, isn't he? Tom sinirli, değil mi? Tom was quite nervous. Tom oldukça sinirliydi. Tom will probably be pretty nervous. Tom muhtemelen oldukça sinirli olacak. Tom is very nervous. Tom çok sinirli. Tom seems very nervous. Tom çok sinirli görünüyor. You seem to be nervous. Sinirli görünüyorsun. Tom felt nervous. Tom sinirli hissetti. It's Tom who should be nervous. Sinirli olması gereken Tom. Tom admitted he was nervous. Tom sinirli olduğunu itiraf etti. Everybody looked nervous. Herkes sinirli görünüyordu. A nervous person will not be fit for this job. Sinirli bir kişi bu iş için uygun olmaz. You don't have to be nervous. Sinirli olmak zorunda değilsin. Tom was nervous, too. Tom da sinirliydi. Tom said Mary isn't nervous. Tom Mary'nin sinirli olmadığını söyledi. Tom said he wasn't nervous. Tom sinirli olmadığını söyledi. Tom is pretty nervous, isn't he? Tom oldukça sinirli, değil mi? I was just nervous. Ben sadece sinirliydim. Tom looks somewhat nervous and apprehensive. Tom biraz sinirli ve endişeli görünüyor. Tom seemed nervous. Tom sinirli görünüyordu. Silence makes some people nervous. Sessizlik bazı insanları sinirli yapar. Tom was nervous and scared. Tom sinirli ve korkmuştu. You look really nervous. Sen gerçekten sinirli görünüyorsun. Tom is probably going to be pretty nervous. Tom muhtemelen oldukça sinirli olacak. You look a bit nervous. Biraz sinirli görünüyorsun. I know you're nervous. Sinirli olduğunu biliyorum. You look very nervous. Çok sinirli görünüyorsun. Tom became nervous. Tom sinirli hale geldi. Tom said that he wasn't nervous. Tom sinirli olmadığını söyledi. Tom was nervous, but Mary wasn't. Tom sinirliydi ama Mary değildi. Sami was just nervous. Sami sadece sinirliydi. Tom appears nervous. Tom sinirli görünüyor. It seemed that Tom and Mary were nervous. Tom ve Mary sinirli gibi görünüyordu. Tom said that Mary wasn't nervous. Tom Mary'nin sinirli olmadığını söyledi. Tom said Mary is probably still nervous. Tom Mary'nin muhtemelen hâlâ sinirli olduğunu söyledi. Tom was visibly nervous. Tom gözle görülebilir şekilde sinirliydi. Tom was as nervous as Mary. Tom Mary kadar sinirliydi. Tom said I looked nervous. Tom sinirli göründüğümü söyledi. How nervous were you? Ne kadar sinirliydin? I asked Tom if he was nervous. Tom'a sinirli olup olmadığını sordum. I felt a bit nervous. Biraz sinirli hissettim. You seem a little nervous. Biraz sinirli görünüyorsun. Tom was nervous, but he knew what he was supposed to do. Tom sinirliydi ama ne yapması gerektiğini biliyordu. Why are you so nervous tonight? Bu gece neden bu kadar sinirlisin? Tom is a little nervous. Tom biraz sinirli. Everyone seems to be nervous. Herkes sinirli görünüyor. Tom is just a little nervous. Tom sadece biraz sinirli. If he makes that face it's because he's nervous. O surat asıyorsa, bu sinirli olduğundan dolayıdır. She seemed really nervous. O gerçekten sinirli görünüyordu. Show More (150)
3	nervous	tedirgin	adj.
	None of these concepts should make us nervous. Bu kavramların hiçbiri bizi tedirgin etmemeli. I got a kid in my car who's nervous being this close to the Portal. Arabamda Portal'a bu kadar yakın olmaktan tedirgin olan bir çocuk var. I got a kid in my car who's nervous being this close to the Portal. Arabamda Portal'a bu kadar yakın olduğu için tedirgin olan bir oğlan var. Silence makes some people nervous. Sessizlik bazı insanları tedirgin eder. That's what's making me nervous. Beni tedirgin eden de bu. What you're doing makes me nervous. Yaptığın şey beni tedirgin ediyor. It made me nervous. Bu beni tedirgin etti. I was so nervous that she would catch sight of me. Beni fark edecek diye çok tedirgin oldum. Show More (5)
4	nervous	asabi	adj.
	Tom is nervous. Tom asabidir. She is very nervous and is always ill at ease. Çok asabi ve her zaman huzursuz. I'm really nervous about this. Bunun hakkında gerçekten asabiyim. The nervous girl is in the habit of chewing the end of her pencil. Asabi kızın kaleminin arkasını çiğneme alışkanlığı var. I am nervous in a sense. Ben bir anlamda asabiyim. Show More (2)
5	nervous	sinir	adj.
	Why is it so difficult to establish that the nervous cell is the basic unit for the nervous tissue? Sinir hücresinin sinir dokusu için temel birim olduğunu tespit etmek neden bu kadar zor? There's no point in being nervous. Sinir olmanın hiçbir anlamı yok. He's a nervous wreck. O sinir hastası. I'm a nervous wreck. Sinir hastasıyım. Show More (1)
6	nervous	sinirsel	adj.
	Tom is suffering from a nervous disorder. Tom sinirsel bir rahatsızlıktan muzdarip. The new boy had a nervous stammer. Yeni çocuğun sinirsel bir kekemeliği vardı. Show More (-1)
7	nervous	ürkek	adj.
	Tom was really shy and nervous. Tom gerçekten utangaç ve ürkekti. Show More (-2)
8	nervous	kaygılı	adj.
	I'm nervous and excited. Ben kaygılı ve heyecanlıyım. Show More (-2)