obliterate - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
obliterate yok etmek v.
  • If we can obliterate their arguments, democracy and tolerance will have won a major victory.
  • Eğer onların argümanlarını yok edebilirsek, demokrasi ve hoşgörü büyük bir zafer kazanmış olacaktır.
  • He is obliterating everything we have accomplished over the years.
  • Yıllar boyunca başardığımız her şeyi yok ediyor.
  • They ravaged the countryside, obliterating everything in their path.
  • Kırsal bölgeyi yakıp yıktılar, önlerine çıkan her şeyi yok ettiler.
Show More (4)
obliterate silmek v.
  • Layla wanted to obliterate the memory of Fadil's first wife.
  • Leyla, Fadıl'ın ilk karısının anısını silmek istedi.
  • Layla wanted to obliterate the memory of Fadil's first wife.
  • Leyla, Fadıl'ın ilk eşinin hatırasını silmek istiyordu.
Show More (-1)