organ - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
organ organ n.
  • Organs are for another day.
  • Organlar başka bir gün için.
  • This paragraph states that it is a punishable offence to receive or demand money for organ removal.
  • Bu paragraf, organ nakli için para almanın ya da talep etmenin cezalandırılabilir bir suç olduğunu belirtmektedir.
  • We are also extremely concerned about the fact that the organs of those involved are subsequently offered for sale.
  • Ayrıca söz konusu kişilerin organlarının daha sonra satışa sunulmasından da son derece endişe duyuyoruz.
Show More (51)
organ org n.
  • The organ started to play.
  • Org çalınmaya başladı.
  • Tom plays the organ very well.
  • Tom orgu çok iyi çalıyor.
  • This cathedral has a large organ.
  • Bu katedralin büyük bir orgu vardır.
Show More (8)
organ kilise orgu n.
  • Was that Tom who was playing the organ at church last Sunday?
  • Geçen pazar kilisede organ çalan Tom muydu?
  • Tom plays organ at our church.
  • Tom kilisemizde org çalıyor.
  • Was that Tom who was playing the organ at church last Sunday?
  • Geçen pazar kilisede org çalan Tom muydu?
Show More (0)
Anglais Turc
body organ n.
  • In the White Paper before us, you promise that details of these bodies will be published by the end of the year.
  • Önümüzde bulunan Beyaz Kitap'ta bu organların detaylarının yıl sonuna kadar yayınlanacağı sözünü veriyorsunuz.
  • We already have scientific bodies in the EU which look after this.
  • AB'de zaten bu konuyla ilgilenen bilimsel organlarımız var.
  • The parliamentary records are full of calls from this body for action on maritime safety.
  • Parlamento kayıtları bu organın deniz güvenliği konusunda harekete geçilmesi için yaptığı çağrılarla doludur.
Show More (76)
organ organ n.
  • We should not include organs in this measure on cells and tissues.
  • Hücre ve dokulara ilişkin bu tedbirin içine organları dahil etmemeliyiz.
  • The quality and safety of organs is a major concern of the European Parliament.
  • Organların kalitesi ve güvenliği Avrupa Parlamentosunun temel kaygılarından biridir.
  • Organs are for another day.
  • Organlar başka bir gün için.
Show More (51)
limb organ n.
  • Women are still genitally mutilated, human beings stoned to death, their limbs chopped off in the name of law.
  • Kadınların genital organları hala kesiliyor, insanlar taşlanarak öldürülüyor, uzuvları hukuk adına kesiliyor.
  • Tom Skeleton was shaking and trembling in every limb.
  • Tom Skeleton'un her organı sallanıyordu ve titriyordu.
Show More (-1)
branch organ n.
  • We all work for the executive branch of our government.
  • Hepimiz hükümetimizin yürütme organı için çalışıyoruz.
Show More (-2)
agency organ n.
  • Would it not be excessive if these bodies were to expand to 75 members per agency?
  • Bu organların kurum başına 75 üyeye ulaşması aşırı olmaz mı?
Show More (-2)